Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Bir gün sen de öleceksin Feyzullah!

Bir gün sen de öleceksin Feyzullah!

En yakınlarımdan duymak istediğim bu sözü maalesef cenazelerini kıldığım vefat edenlerden işitiyorum… Onlar bana, gaflet halinde olduğum zaman diliminde hatırlatmıyorlar… Ben, canlı olanlardan duymak isterim… Eşimden, annemden, babamdan, kardeşlerimden… Bunlardan duymak isterim…

Torunlarımı görecek yaşa ulaşacağımı mı zannediyorlar? Hatırlattıklarında, ölüm tarihimin öne alınacağını mı düşünüyorlar? ‘Bir gün sen de öleceksin Feyzullah!’ demiş olsalar ölürler mi! Oysaki bu söze ne çok ihtiyacım var… Ölümü hatırlatmaları varsın neşemi kaçırsın… Kaçan neşem bana hiçbir zarar vermez… Zarar vermemesi için kaçması gerekiyor belkide...

Ağaran saçlarımın farkındayım… Kulağıma ölüm şarkıları söylemiyor maalesef… İçimdeki şeytanım: ‘ Senin beyazlar genetikten kaynaklanıyor Feyzullah.’ Diyor, belki de nefsime hoş geliyor, tamam diyorum…
Karşılaştığım arkadaşlarımdan, ‘bir gün sen de öleceksin Feyzullah!’ sözünü duymak isterim… Bu söz, beni ruhban hayatına itmez kesinlikle… Bir yandan günahlarımdan arınma fırsatını hatırlatırken diğer yandan kabir ve mahşer suallerine hazırlanmamı sağlayacak…

Neden bana hatırlatmıyorsunuz? Yoksa sizler ölmeyecek misiniz? Bana hatırlattığınızda ömrünüzden günler mi eksilecek? Yoksa hatırlattığınızda sizin mi neşeniz kaçacak? Neşenizin kaçmaması için mi hatırlatmıyorsunuz?

Ölümü hatırlamak dünya sevgisinin canını çok sıkacağından zerre kadar şüphem yok… Dünya sevgisi, zaten dinimizce hiç hoş karşılanmıyor… Hatırlanan ölüm, otokontrol mekanizmasını son hızla çalıştırır… Oto kontrol mekanizmamızın belki de tek anahtarıdır…

Beni neden bundan mahrum ediyorsunuz? Kabirden önce nefsimi şimdiden hesaba çekmiş olmamın size ne zararı var? Bana ölümü hatırlatmanız size karşı daha az hata yapmamı sağlayacağından zerre kadar şüpheniz olmasın…

Madem öyle, o zaman ben size hatırlatayım: Ey okuyucu kardeşim’ Bir gün sen de öleceksin! Yaşınız kaç bilmiyorum… İstediğiniz kadar genç ve sağlıklı olun… Bir gün siz de ölüm meleğiyle tanışacaksınız… Bizlere alacağımız nefes birer birer veriliyor… İlkini teneffüs ediyoruz, ama ikinci nefes, garanti değil… İlginçtir ki alınan nefesin iadesi de garanti değil…

‘Farz et ki öldüm!’ Sorusu oysaki tam bir meyve ağacı… Salla bu soruyu ve düşen meyveleri topla… Dünya hayatı sevimli gelmeye başladığı anda soy bir ‘farz et ki öldüm’meyvesini, dünya sevgisini kendinden uzaklaştır…

İbadetlerinden tat alamıyor musun? İkinci meyveyi soy, adrenalin sağlasın ibadet aşkın… Nefsin para biriktirmeni isteyip cimriliğe adım mı attırmak istiyor?; nefsine o ağacı hatırlatıp üstüne bir iki meyve soy…

Biz ölümü unuttukça dünya ve içindekiler sevgisi önlenemeyecek bir şekilde büyür ve bizlere rabbimizi unutturur Allah muhafaza…

Rabbim, kalbimizdeki dünya ve içindekiler sevgisini razı olacağı seviyeye indirtsin inşallah… Kalplerimiz Allah’ın elinde ve bu O’na hiç zor değil…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi