M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Hayatı Değiştiren Kur'an Ayı Ramazan

Hayatı Değiştiren Kur'an Ayı Ramazan

Ramazan ayı Kur'an ayı olarak bilinir.
Bu ayda inirildiği için.
Okunan kitap demek Kur'an.
İndirilmeye başlandığından beri, bireyi ve toplumu değiştiren bir özelliğe sahip.
Cahiliye toplumunu çukurdan alıp yücelten ve asırlara örnek olacak medeniyet toplumu yapan bir Kitap.
O dönemde, toplumun bireyleri okudular ve yaşadılar.
Oysa, yırtıcılıkta arslanları bile geride bırakıyorlardı.
Fakat, Kur'an nuruyla altın bir nesil oluşturdular.
***
Aynı Kur'an, acaba bugün aynı işleve neden sahip değil!?!
Toplumu neden değiştirmiyor, dönüştürmüyor?!
Okumanın, düşünmenin, aydınlanmanın, bilinçlenmenin, yola gelmenin, ayağa kalkmanın, hayatı doğru yaşamanın kitabı olan Kur'an; neden gündemi oluşturmuyor?!
Neden toplumda aktif ve etkin değil?!..
Bünyesinde müthiş bir enerji barındıran, dünyayı kökünden değiştirecek potansiyele sahip bir kitap, niçin bugün sessiz ve sakin!
Hâlâ en çok okunan kitap olmasına rağmen...
Kampanyalarla indirilen yüzbinlece hatime rağmen...
Ramazanlarda okunan onbinlerce mukabeye rağmen...
Neden.. neden... neden?!..
Okumaktan öteye geçemediğimiz için olmasın sakın!?
Kendisine sadece istihare kitabı olarak başvurduğumuz için mi yoksa!?
Yoksa, kendisine teberrük edilen bir kitap biçimine soktuğumuz için mi!?
Ya da bebeklere isim koyma kitabı olarak gördüğümüz için mi?
Yüce Kitaba karşı görevimiz sadece onu takdis ve tazim etmek mi dersiniz?
Yoksa, abdestsiz dokunmamak için onu elimize almaktan korkup titremek mi?
En güzel kılıf içinde en mutena köşemize asıp aksesuar süsü yapmak mı derdimiz?
Yoksa, doğum-ölüm günlerinde, düğünde-dernekte, kabir yerlerinde kıraat edip geçmek mi?
Hangisi?!
Oysa, O Kitabın gerçek okuyucuları böyle miydiler?!
Kur'an'ı böyle mi anladılar ve böyle mi yaşadılar?!
***
Kur'an ayetleri ilk indiği dönemde de, zalimler hükmediyor, mazlumlar inliyordu.
Sömürgecilik ve emperyalizm, olanca gücüyle iktidarını sürdürüyordu.
Ama, Kur'an ayetlerinin son indiği yıllar, roller tamamen değişti.
Hayata; adalet, eşitlik, özgürlük geldi.
Peki nasıl oldu da, çeyrek asırlık kısa bir dönemde bu değişim, dönüşüm gerçekleşti?!
Sadece ve sadece; okunan Kur'an yaşandığı, ilke ve hükümleri hayata geçirildiği için.
Şunu unutmayalım:
Kur'an indirilmeden önce de insanların inancı, dini hayatı vardı.
Cahiliye dönemi de dense, yine dindar, muhafazakâr, dini bütün insanlar vardı.
Ama o dindarlar, sömürgecilik ve emperyalizmin boyunduruğunda olmalarına rağmen; dini farklı anlıyorlardı:
Onlara göre din; bireysel günahlardan arınmak, ibadetle ahiret için sevap kazanmak, salih zatların şefaatine ulaşmak...
Peki ya ortalığı kasıp kavuran zulüm ve şiddet?!
Ya iktisadi kölelik ve ahlakî çöküntü?!
Ya emperyalizm ve sömürgecilik?!!
Bunlarla dindarların hiç mi sorunu yoktu?!..
İşte Kur'an; bunları birer birer çözdü, derin ilişkileri deşifre etti..
Bu sorunlarla mücadelenin gerçek iman ve İslam olduğunu müslümanlar Kur'an'ı okudukça anladılar ve kavradılar.
Kur'an, onlara; Ahiret'teki kurtuluşun, bu dünyadaki kurtuluşa bağlı olduğunu öğretti.
Cennetin yolunun, özgürlük, izzet, uyanıklık, bilgi ve bilinçten geçtiğini bildirdi.
Bu dünyada zillet üzere ölenin orada zillet üzere kalkacağını, burada kör olanın orada da kör olacağını anlattı.
Kur'an'ı okuyup anlayanlar bildiler ki; "zulme rıza zulüm ve zulme rıza gösteren de zalimin ortağıdır".
Müslümanın hayatı "akide ve cihad ile sağlamdır".
Peygamberin sünneti; bireysel riyazet, şahsi kulluk, telkin ve sayısal ibadetlerden ibaret değil, toplumun içinde aktif yer alış, müstakim bir hayat, etkin bir iktidar, cihad ve şehadettir.
Kur'an, kendisine yönelenlere hep bunları telkin etti.
***
Kur'an bu gücü yalnızca geçmişte göstermiş değildir.
Bugün de o güç ve potansiyele sahiptir.
Dün, nasıl Roma-Sasani emperyalizmine karşı galebe çaldıysa, bugün de çağdaş/modern sömürgecilik ve emperyalizme karşı galebe çalabilir.
Ama, onu anlamaya ve yaşamaya dönük bir Kur'an okumayı hayata geçirdiğimiz zaman.
Ramazan ayı, bu bilince erişmemize vesile olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi