Ömer Üründül

Ömer Üründül

İş işten geçmeden...

İş işten geçmeden...

Üç sene önceden başlayıp, geçen sezon sonuna kadar yeri geldikçe gündeme getirdiğim Fenerbahçe ile ilgili bir teşhisim vardı: "4'lü orta saha, bilhassa kenar adamlarının yapısı itibarıyla sağlıklı işlemiyor. Alex devamlılığı olmayan, fizik gücü çok yetersiz bir yetenek. Bir de böyle bir şablonda sırtı karşı kaleye dönük oynamayı bilen iyi bir nokta santrforla oynamazsanız, saha içi düzenini oturtmak mümkün değildir. Alex'ten mümkün olduğunca yararlanabilmek için iyi işleyen bir düzen olacak, oyunun iki yönünü uygulayabilen orta sahalara sahip olacaksınız ve de sırtı dönük oynamasını da bilen bir nokta santrfora".
Bir de örnek vermiştim: "Hagi'nin başarılı olmasındaki en önemli etken Hakan Şükür gibi bir santrfor ve makine gibi işleyen Okan-Suat-Emre üçlüsünden kurulan bir orta saha".
Ayrıca günümüz futbolunda artık bir futbolcuya endeksli bir takım yok (Alex örneği). Sistem var. En canlı örnek Dünya Kupası'ndan Arjantin. Messi gibi bir yıldızın yanı sıra çok kaliteli oyunculara sahiptiler ama Maradona'nın yanlış takım tertipleriyle saha içinde ikiye bölündüler. Top rakipteyken üç kişi savunma yapmadı. Kaliteli oyuncularıyla işi idare ediyorlardı ama Almanya karşısında hezimete uğradılar. Brezilya'nın Hollanda'ya elenmesi de aşağı yukarı benzer bir tablodan kaynaklandı.

GÖKHAN&ALEX OLMAZ
Aykut Kocaman tahmin ediyorum ki; takımın kronik rahatsızlığını giderecek bir değişimi düşünerek işe başladı. Sezon başı çalışmalarında çok sayıdaki sakatlar mutlaka handikap teşkil etti. Ama hata yapınca Young Boys maçları hüsranla bitti. Takım hazır değilken, defans bloğu sorunluyken, Alex-Gökhan Ünal ikilisiyle oynamak büyük yanlıştı. Gökhan Ünal da Güiza gibi öne oynayan bir santrfor tipi. Alex ile birlikte oynadıklarında ofansif bir diyalog kurmaları mümkün değildi. Top rakipteyken de takım savunması iki kişi eksik kalıyordu. İlk karşılaşmada rakibin iki golünün dışında rekor sayıda pozisyonu vardı. Ama bir futbol mucizesi ile 2-2'lik çok avantajlı bir skor elde edildi. İşte Aykut Kocaman en büyük hatayı burada yaptı. İlk maçın göstergesine rağmen yine bu ikiliyle rövanşa çıktı. Şans yardımıyla ilk yarı az hasarla atlatıldı. Gereken değişiklikleri devrede yaptı ama Stoch'un kırmızısı işi bozdu.

İKİ TAKVİYE YAPILIRSA...
Şimdi eğer Aykut Kocaman "Biz günümüz futbolu ilkelerine uygun bir takım olmak istiyoruz" diyorsa, yönetim de ona inanıyorsa, mutlaka radikal kararlar alınmalı. Medyanın bir bölümü ve yönetim, Alex'i takımın patronu haline getirdi. Dünyada benzeri olmayan bir olay Fenerbahçe'de yaşandı. Alex sakatlanmadıkça veya kendi istemedikçe, sahada yürüyecek hali kalmasa da, maçlar kritik bir hale gelse de hiçbir şekilde oyundan çıkarılmadı. Buna alışmış bir futbolcu bundan sonra ne sahaya yedek çıkmayı, ne de maç içinde oyundan alınmayı kesinlikle kabul etmez. Bunu göz önüne alarak iş işten geçmeden en doğru karar verilmelidir. Ben şunu iddia ediyorum: Golcü çağdaş bir santrforla, oyunun iki yönünü oynayabilen, kaliteli bir orta saha transfer edilirse güçlü bir Fenerbahçe ortaya çıkar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer Üründül Arşivi