Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Özel olduğunu hissettirmeliyiz

Özel olduğunu hissettirmeliyiz

Okullar açıldığında çocuklarda bazı sorunlar ortaya çıkıyor. Okul fobisi olarak tanımlanan bu sorunlar, çocuğun yaşadığı kaygı durumuyla ilgilidir. Kaygının nedeni ise çocuğun korkularıdır.

Uzmanlar sorunun çözümü konusunda anne babaya ve öğretmene tavsiyelerde bulunuyor ve çocuğa okulla ilgili pozitif geribildirimler veriyorlar. Okurlarımızdan bu konuyla ilgili epey mektuplar alıyoruz ve çeşitli yönlendirmelerle onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu sorun bana, Osmanlı geleneğinde önemli bir yere sahip olan amin alayını hatırlattı. Osmanlı'da okula yeni başlayan çocuklar için uygulanan bu gelenek çocukların okul korkularını ortadan kaldırabilecek önemli bir uygulamaydı. Buna göre, 4 ve 7 yaşındaki çocuklar okula başlarken bir merasim düzenlenirdi. Merasimin temel amacı çocuğu okula ısındırmak ve derslerine adapte olabilmesi için moral vermekti. Merasimden önce aile kapalı çarşıya gider ve burada hem çocuğun hem de fakir çocukların ihtiyaçlarını dikkate arak alışveriş yaparlar ve merasime büyük bir coşkuyla hazırlanırlardı. Bu merasim çocuğun okulla ilgili korkularını ortadan kaldırıyor ve okulu daha heyecanlı hale getiriyordu. Aynı zamanda çocuk amin alayı merasimi için yapılan alışverişlerle ailenin, sadece kendisi için değil aynı zamanda arkadaşları için de alışveriş yaptığını görüyor ve ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmayı öğreniyordu.

Amin alayı erken saatte başlar ve o sabah çocuk en güzel elbiselerini giyer ve Eyüp Sultan'a giderek burada ailesiyle birlikte dua ederdi. Çocuk okula başlarken bir bayram ruhu yaşıyor ve ona okulun kendisi için ne kadar önemli bir yer olduğu düşüncesi veriliyordu. O gün sokaklar bir bayram havasına dönüşür ve okul çocukları ilahiciler eşliğinde gelir, okula yeni başlayan çocuk evden çıktığında ilahiciler ilahilerle onu karşılar, diğer taraftan amin sesleriyle merasim devam ederdi. Bu ilahi ziyafetinden sonra hoca dua eder duadan sonra ilahiler devam eder ve çocuk kendisi için hazırlanan bineğe biner, alayla birlikte okula doğru yürürdü. Amin alayının önünde, elif bayı ve arkasında çocuğun rahlesini taşıyan kişi ve çocuğu takiben yürüyen öğretmen ve ilahiciler en arkada da talebeler, çocuğun yakınları davetliler yer alırdı. Çocuğu hoşnut edecek şekilde düzenlenen bu merasimle okulun kapısına kadar gidilir ve çocuk dualarla içeri alınırdı. (rehber ansiklopedisi) Amin alayı bir yerde çocuğu okula ısındırmak ve okulun kendisi için değerli bir kurum olduğunu ifade etmek açısından önemli bir işlev görüyordu. Çocuklar okul korkusu yaşamazlar, aksine o günü iple çekerler ve okula büyük motivasyon kazanmış vaziyette girerlerdi. Bu durum onların okulla ilgi düşüncelerini ve derslerine olan ilgilerini de etkiliyordu. Bazı Avrupa ülkelerinde de benzer uygulamalar hâlâ devam ediyor. Bu ülkelerde çocuklar okulun ilk günü kiliseye giderek dua ederler ve ders yılının iyi geçmesini dilerler. Bunun pozitif etkilerine şahit olan bu toplumlar geleneği desteklerken, bizler geleneklerimiz arasında önemli bir yere sahip olan amin alayı ve benzer törenleri hayatımızdan kaldırdık. Bunun sonuncunda da çocuklarımız okula başladığında çeşitli sorunlarla geliyorlar.

Çocuklarda okul fobisi ya da benzer sorunları ortadan kaldırabilmek için aileye ve öğretmene büyük sorumluluk düşüyor. Ancak bunun yanında aile ve okul işbirliğiyle ortak projeler üretilmeli ve çocuğa motivasyon kazandırılmalıdır. Bunun için, eski geleneklerimizde olduğu gibi ilk hafta çocuğa uygun merasimler ve onlara o gün özel olduklarını hissettirecek programlar, alışverişler ve ortak çalışmalar düzenlenebilir. Ancak bunun için işbirliği şart...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi