Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Kazansan da, kaybetsen de...

Kazansan da, kaybetsen de...

Tamam! Modern başarı kültürü her toplumu olduğu gibi bizi de teslim aldı. Tamam! Kıtlık dünyası bu dünya! İyi, güzel, önemli ve değerli şeyler herkese yetecek kadar çok değil.
Tamam! Hayat bir tür yarış olup çıkmış! Düzen bizi buna derinden ikna etmiş. Onu da anladık.
Üstelik bakmayın öyle şarkılara, şiirlere. Aşk meşk istediğimiz bile tartışmalı!
Günümüz insanı pohpohlanmayı ve sabah akşam gururunun okşanmasını sevmeye/sevilmeye tercih ediyor.
Bana sorarsanız...
Başka bir hayatın mümkün olduğuna; becerinin yaldızlı "başarı"dan; vazgeçebilmenin perişan "başarısızlık"tan daha anlamlı olduğu bir düzenin kurulabileceğine hâlâ inanıyorum.
***

Ama şimdi...
Sizlerle azıcık dertleşmek istediğim şey o değil!
Son zamanlarda çevremdeki başarılı gençlerde dikkatimi çeken bir hal var, onu vurgulamak istiyorum.
Eskiden başarı yolunda arkalarına bakmadan yürürlerdi. Şimdi dönüp geride kalana bir de tekme vurmak ister gibiler.
Kendi başarılarından değil, başkalarının başarısızlığından haz alıyorlar!
Bir maratoncudan çok gladyatörü andırıyor ruh halleri...
Kaybedenler de ayrı âlem! Onlar da kendilerini sırf kaybettikleri için "derviş" sanıyorlar!
Birçoğu kazanmanın belalı sorumluluklarından korktuğu için kaybetmenin tembel acılarına gönül indiriyor!
***

Sonunda ne oluyor?
"Başarı yolu"nda kazanan için de, kaybeden için de kayıp büyük ve aynı...
Ne mi o? Hayatın basit iyiliği ve güzelliği...
En iyisi bir Kızılderili hikâyesi anlatmak..
Ömrünün sonlarına gelen Koşan At, gitmiş Oturan Boğa'ya sormuş.
"Gençken çok savaştım. Hep kazandım. Beyaz adamı bile dize getirdim, barışa zorladım. Kadınlarım, çocuklarım oldu. Dere tepe gezdim, dolaştım. Şu gözler çok şey gördü. Ama yine de iyi hissetmiyorum kendimi. Hayatın sırrı hâlâ benden uzak. Neden?"
Oturan Boğa gülümseyerek cevaplamış: "Hayatın sırrı varsa eğer, zamanla birlikte koşmakta değil! Hayatın sırrı, durup zamanın önünden akışını seyretmekte... Ama bunun için atının dizginlerini bırakman gerekirdi!"

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi