Taha Akyol

Taha Akyol

Atatürk konuları

Atatürk konuları

TARIK Akan, Atatürk tarafından okunduğunu zannettiği “Selanik türküsü”nü bir TV programında dinletti. Atatürk’e ait yeni bir keşif yapılmış gibi bir heyecan dalgası esti...
Halbuki o ses Atatürk’ün değil, Can Dündar’ın “Mustafa” filmindeki kameramanın sesiymiş.
Bunun üzerine başka bir konu gündeme geldi; Atatürk’e bir ses kayıt cihazı armağan edilmiş, kendi sesini kaydedip dinlermiş, sonra o plakları imha ettirmiş. Bu konuda benim bilgim yok.
Bunları konuşurken pek bilinmeyen bir ses kaydı gündeme geldi: 1937’de Atatürk’ün Celal Bayar’ı öven sözlerinin kaydedildiği plak... Bu ses kaydı birçok kimsede var, ben de dinledim ve bilgisayarıma da kaydettim.
Atatürk’ün bu ses kaydı kamuya açık olarak hiç yayınlanmadı bildiğim kadarıyla... Bunun birkaç sebebi olabilir: Evvela kayıt cızırtılı, sözler anlaşılıyor ama ses çok net değil. Ünlü “Sofra” sohbetlerinden birinde Celal Bayar’a hitaben yaptığı bu konuşmada Atatürk, Celal Bayar’ı övüyor.
Bayar’ı övüyor diye mi gölgede bırakıldı acaba?

Atatürk ve Celal Bayar
Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Atatürk’ün Celal Bayar’dan bahseden sözlerini “Söylev”den bile çıkarmış, resmen sansürlemişti, “Atatürkçü düşünce için önemsiz” diyerek!
Atatürk’ün önem verip Nutuk’ta bahsettiği, konuşma ve yazışmalarında dile getirdiği birçok konu vardır böyle ‘Atatürkçüler’ tarafından sansürlenmiş...
Ama Atatürk’ün Bayar’ı “en büyük iktisatçımız” diyerek övdüğü başka sözleri de vardır.
1930’ların iktisat tarihine “İnönü dönemi” ve “Bayar dönemi” diye bakılsa bu iki dönemin gerçekten farklı olduğu görülür.
Atatürk iktisadi görüşlerinde ‘devletçi’ İnönü’den ziyade ‘özel sektörcü’ Bayar’a yakın olmuştur.
Bayar’ı övmesinde hem Bayar’ın başarılı iktisat politikalarının, hem o sırada Atatürk’ün İnönü’ye karşı duyduğu sert tepkinin etkisi olduğunu da düşünüyorum. 1937’de İnönü hakkında ağır sözler söylediği bilinmektedir.

Atatürk’ün sesi
Atatürk’ün sesi uzun süre kalın, hükmedici bir ses olarak düşünüldü. Eski TRT yayınlarında Atatürk’ün konuşmalarını en “Davudi ses”li spikerler okurdu.
Atatürk deyince zihinlerde oluşan “heybet” hissiyle, ince sesi zihinlerimizde bağdaştıramamıştık galiba...
Hatta ne kadar gerçek bilmiyorum, Ege’de efelerin Mustafa Kemal Paşa’yı orta boylu ve ince sesli görünce nasıl şaşırdıkları ve bir de Paşa “şekerli kahve” isteyince nasıl sarsıldıklarına dair fırkalar anlatılıyor.
Gerçek olmasa bile ‘halk muhayyilesi’ni gösterir bu tür söylentiler.
Atatürk’ün birçok özel ve resmi konuşmalarını dinlemiş olan Amerikan Büyükelçisi Joseph C. Grew, sesinin “ince ve ahenkli” olduğunu yazıyor.
Bu bilinen bir gerçek...
1930’lardak kayıt teknolojisi yüzünden ‘daha ince’ bir ses duyuyor olabiliriz. Turizm ve Kültür Bakanı Günay’ın açıkladığı kayıttaki ses, bilinenden biraz kalın ama yine “tenor”, olsa olsa “baritona yakın bir tenor sesi”dir.
Tuhaf olan, sesin kalınlığına, inceliğine böylesine takılmaktır. Bu biraz onu ‘doğa üstü’ gibi tahayyül etmekten kaynaklanıyor. O da herkes gibi bir insandı, üstün tarafı irade gücüyle kurmay zekâsıydı. Bu kabiliyetlerin de sesle, boyla posla ilgisi yok.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taha Akyol Arşivi