Serdar Demirel

Serdar Demirel

Üslûp esnekliğiyle ihanet aynı şey değildir

Üslûp esnekliğiyle ihanet aynı şey değildir

Bugün yarın Wikileaks’in yayımladığı dokümanlar arasında güvendiğiniz insanlardan alışık olmadığınız üslûpta sözler duyarsanız şaşırmayın derim. Bağlamından bağımsız diyalog çözümlemeleri, anlama farklı içerik katabilir. Bunlara hazırlıklı olmak gerekir.
Benim kanaatim ahlâkî zemin korunuyorsa, olmazsa olmazlarımız peşkeş çekilmiyorsa, üslûbun alışılmış olandan farklılık arzetmesi büyük sorun oluşturmamalı.
Çünkü insan üslûbu muhatabına göre değişir. Herkese karşı aynı şeyleri aynı kalıpta ve aynı kelimelerle anlatamazsınız. Zira ne muhatabınız ne de siz bir makinesiniz.
İçinde bulunduğunuz duygu atmosferi, muhatabınızın algılama gücü, duydukları karşısında vereceği tepki, yanlış ve eksik bilgi sahibi olması, kişisel önyargıları vs. arada söze yön veren bir enerji akımını meydana getirir. Buna paralel olarak da sizin kurduğunuz cümlelerin estetiğinde, esnekliğinde farklılıklar oluşur, jest ve mimikleriniz ona göre vücut bulur.
Üslûbun farklı ortamlarda, muhataplarınızın yaş ve kültürüne, dinine ve bilgi seviyesine göre nasıl farklı renkler yansıttığını şahsen yaşayarak öğrendim.
Japonya’dan Kanada’ya kadar farklı coğrafyalardan insanlara İslâm’a dair, itham altında tutulan Müslümanlar hakkında bilgi aktarımım olmuştur. Onlarla konuşurken yanlış bilgi vermemek için çok daha dikkatli olduğumu, onların kalplerine ulaşabilmek için çoğu zaman farkında olmaksızın daha yumuşak bir üslûp benimsediğimi sonradan farketmişimdir.
Tebliğ sunmak üzere katıldığım uluslararası konferanslarda İslâm’a dair çeşitli meselelerde sorulara muhatap olduğumda da, kendimi daha rasyonel ve yumuşak bir üslûpla yakalamışımdır. Arapça’da meşhur olan bir vecîzede; “Her makamın kendine has bir sözü vardır.” denmektedir. Bu özdeyişin vurgu yaptığı anlam farklı makamlara girince tecelli eder.
Daha dün ayaküstü tanıştığım türbanlı ve uzun sakallı Hint asıllı bir Sih’in itiraz mahiyetinde; “Neden gayrimüslümler Mekke ve Medine’ye giremezler?” sorusuyla yüz yüze kaldım.
Farklı dinlere müntesip gayrimüslüm öğrencilerim oldu. Onlara bir şeyler anlatırken Müslüman öğrencilerime anlattığımdan farklı olarak üslûbumun kendiliğinden değişmeye başladığını kaç kez gördüm.
Üslûbun esneklik göstermesi demek; anlatılanlarda öncelikler sıralamasının farklılık arzetmesi, kullandığınız kelimeleri özenle seçmeniz, birisinin hidâyetine vesile olmak duygusuyla son derece ince davranmanız demektir.
Kendisini hakikatlere tamamen kapatmış birisine, şerrinden emin olmak için yine esnek davranılabilir.
Böyle davranmak bir bedende birden fazla kişilik taşımak anlamına gelmez. Bundan aynı meselede birbirine zıt sözler söylemek anlamı da çıkmaz. Eğer mesele üslûb meselesini aşıyorsa, meselâ farklı makamlarda farklı kişilere birbirine tamamen zıt şeyler söyleniyorsa, işte o zaman işin içine nifak girer.
İster gazeteci ister diplomat isterse siyasetçi olsun, ülkenin güvenliği ve istikrarını sarsacak, milli iradeyi gölgeleyecek, olmazsa olmazları peşkeş çekecek bir ilişki ağına giriyorsa kişi, orada artık üslûb esnekliği değil kişilik sorunu ve hatta ihanet devreye girer.
Kur’an’ın; “Ey iman edenler, eğer bir fâsık, size bir haber getirirse, onu ‘etraflıca araştırın’. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz” (Hucurat: 6) uyarısını da kulağa küpe yaparak, Wikileaks’in yayımlarına benim yaklaşımım genel anlamda bu çerçevede olacaktır.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Serdar Demirel Arşivi