Müslümanlarda iletişim zafiyeti

Müslümanlarda iletişim zafiyeti

Allah(c.c) tarafından Muhteşem yeteneklerle donatılan insanoğlu, özellikle de beyan kabiliyeti ile farklı ve üstün bir görünüm arz etmektedir.Konuşma ve ifade yeteneği anlamına gelen beyan kabiliyeti,insanın psiko-sosyal dengesini yansıtır.Tabi ki bu yetenek arzu edilen anlamda yani Rabbani bir yöntemle kullanılırsa amacına ulaşır.Aksi halde bu yetenekler hem bireyi hem de toplumu gerilime sürükler ve ifsad eder.

Biyo-psiko-sosyal bir varlık olan insan başta akıl olmak üzere beyan yeteneği ile toplumsallaşır ve yine bu yetenek ile diğer canlılarla iletişim kurar.Şüphesiz öncelikli olan insanın insanlarla olan iletişimidir. İletişim kurma duygusal ve mekanik yönde olmak üzere ikiye ayrılır.Kitle iletiim araçları insanların birbirleriyle haberleşmeleri veya görüşmeleri için mekanik birer vesiledir.Asıl iletişim duygusal bazda ve yürekten olmalıdır.İslami terimde ihlas ve samimiyet olarak nitelenen bu olay toplum psikolojisi açısından sonderece önemlidir.İhlas ve samimiyetten uzak olarak yapılan her türlü iletişim duygusuz,kaypak ve yapmacıktır.Mevlana hazretlerinin dediği gibi “Aynı dili konuşanlar değil aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır.”

Allah Resulü,müminlerin gerçek tanımını yaparken şöyle demiştir.”Mümin elinden ve dilinden herkesin emin olduğu kişidir.”Sadece bu tanım bile insanlar arası iletişim de asıl kriter sayılmaktadır..Bu hadisi Şerif aynı zamanda evrensel barış ve esenlik mesajı sayılmaktadır.Eliyle ve diliyle her kese güven veren kişiler aynı zamanda kibar ve şefkatli kişilerdir.Ve zaten müminler hem kendi aralarında hem de zulmedenler hariç diğer inanç mensubu insanlara da kibar davranırlar.(Ankebut Suresi 46)

İnsanlara karşı iletişim kurmada en güzel yöntemi Allah Resulü uygulamıştır.Onun üstün bir ahlaka sahip olduğu yine Allah tarafından bildirilmiştir.”Sen Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın.Eğer kaba ve katı yürekli olsaydın,şüphesiz etrafından dağılıp giderlerdi.”(Ali İmran Suresi 159)

Bu Ayet-i Kerime’den yola çıkarak şu mesajları vermek mümkündür.Müslüman insan karekteroloji ve biyo-tipoloji açısından sonderece güvenilir,şefkatli,anlayışlı, mütevazi ve kibar olmalıdır.Ama yapılan sosyolojik bazı gözlemlere göre istisnalar hariç müslümanların büyük bir kısmı iletişim konusunda büyük bir zafiyet yaşamaktadır.Bu zafiyet bilinçli olarak olabileceği gibi gafletten de kaynaklanıyor olabilir.İster gaflet ister bilinçli olsun iletişim zafiyeti içinde olan bazı müslümanların zaman zaman gurur ve kibire saplandıkları da görülmektedir.İletişim zafiyetinin en yaygın görüldüğü alanlar şunlardır.

A-İletişim zafiyeti, resmi alanlarda olabildiği gibi gayrı resmi alanlarda olabilmektedir. Gayrı resmi ortamlarda Örneğin x cemaatinin bir sohbetinde Y cemaatinden gelen bir misafire bazan bir merhaba bile denilmemektedir. Böyle bir davranış hem cemaat taassubunu gösterir hem de iletişim zafiyetini.Oysa nerede olurlarsa olsunlar müslümanların birbiriyle tanışmaları sünnettir.İletişim zafiyeti içinde olan bir müslüman bazan yine müslüman kardeşleri arasında bile kendini garip hissedebilir.Bu zaman zaman hatta çoğu kez ne yazık ki camilerde bile görülmektedir.Büyük bir cemaat kitlesi camide aynı kıbleye dönüyor aynı Rabb’e secde ediyor ama cami dağılırken iletişim neredeyse sıfır.Camilerin büyük ve ihtişamlı oluşu o kadar önemli değildir.Önemli olan oradaki müslümanların birbirleriyle iletişim kurup şefkatli bir görüntü arz etmeleridir.Asrı Saadet döneminde Mescid’i Nebevi belki çok büyük değildi ama yürekler büyüktü,sevgi ve şefkat egemendi.Günümüzde ise Asrı Saadetin neredeyse asimetrik yansıması tezahür etmektedir.Böyle bir görüntü de doğal olarak duyarlı müslümanları rahatsız etmektedir.

B-İletişim zafiyeti bazan resmi alanlarda da yoğunluk arz etmektedir.Örneğin bir müslüman sosyo-ekonomik veya diğer sorunlarına çare aramak amacıyla resmi bir şahsiyete gitmek istiyor.Ama hiyerarşik bürokrasi nedeniyle ya da kibir nedeniyle onlara ulaşamıyor.Bu şahsiyetler bir belediye başkanı olabilir,bir daire başkanı olabilir,bir genel müdür olabilir veya milletvekili veya bir partinin il başkanı da olabilir.Belirli bir makam kapan insanlara neredeyse ulaşılamamaktadır. Ulaşılmaz olan nice zevatın çoğu kez toplantıda olduğu söylenir.Oysa toplantıların çoğu boş ve yararsız da olabilir.Sadece milletten kaçmanın adı toplantı olmuştur.Örnek olarak İslami hassasiyeti olan x gazete müdürü ile görüşmek isteyen bir vatandaşa”Şimdi çok meşgulüm beni 4 ay sonra ara”diyecek kadar küstah tavırlar sergileyen müslümanlar da ne yazık ki vardır.Sorumlu yazı işleri müdürü x bir zatın gerçekten işleri yoğun olabilir ama bir E-Posta ile pek ala geri dönülebilir.Bunu yapmaktan bile aciz nice insanlar adeta fildişi kulelerinde hizmet ettklerini sanıyorlar. Bu da maalesef müslümanlar arası duygusallığı ve güvenilirliği oldukça zaafa uğratmaktadır.

Kainatın efendisi olan Allah Resulüne, ister kent kültürüne sahip isterse bedevi olsun her kes rahatlıkla ulaşabilirken günümüzde ne yazık ki bazan bir ilçe başkanına veya bir şirket müdürüne bile ulaşmakta güçlük çekilmektedir.Eğer sözkonusu şahsiyetlere ulaşma imkanı olsa bu kez orada iletişim zafiyeti yüzünden yine müslüman kişi kendini garip hissedebilir.Çay ve kahve söylüyor olmak iletişimin kuvvetli olduğunu göstermez.Çay ve kahvenin bahane olduğu ve aslında arzu edilen şeyin samimiyet olduğu muhakkaktır.

C-İletişim zafiyetinin en çok göze çarpan bir başka şekli ise kent kültürü nedeniyle apartman hayatının getirdiği kollektif ızdıraplardır.Apartman yığınları arasında hayat mücadelesi veren nice insan sadece dünyalık meta düşündüğü için uluslar arası arenalarda ekonomik gelişmelerin veya küresel krizlerin tüm parametrelerini yakından izlerken aynı binada kendi komşusnu bile tanıyamaz duruma gelmektedir.Daha vahimi ise akraba hukundan uzak nice silik tipler aşırı hırs nedeniyle Amerika,Almanya veya Çin’deki iş görüşmeleri için her türlü iletişim tekniklerini kullanırken yanı başındaki apartamanda oturan akrabalarını bile tanımaz bir duruma düşmektedir. Hatta Dar’ül-aceze veya huzur evine bırakılan nice analar ve babalar, aynı sitede oturmalarına rağmen hayırsız evlatlar tarafından aranmaz olmuşlardır.

D-Türkiyede adeta bunalım nevrozuna dönüşen daha doğrusu dönüştürülen sınav maratonları da çoğu kez iletişimi olumsuz yönde etkilemektedir.Sadece sınava odaklanma ve ders çalışma nedeniyle sosyal ve siyasi güncel olaylardan habersiz yüz binlerce insan bulunmaktadır. Örneğin üniversite sınavlarına sayısal derslerle hazırlanan bir öğrenciye Milli Eğitim Bakanı veya Valinin adı nedir diye sorulduğunda “ben sayısal okuyorum,bilmiyorum” diyebilmektedir.Sınava çalışan bazı öğrenciler ise çok uzak bir yerden gelen halasına veya diğer akrabalarına bile bazan bir hoş geldin bile diyememektedir.Gerekçe ise “yoğun derslerim ve dershane telaşlarım var.Şimdi onlarla uğraşamam” Hele Televizyonlardaki melodram dizi film faciaları insanları hızla iletişimden kopuk bir hale getirmektedir.Hal böyle olunca insanlar okuma alışkanlığını ve sılai rahim anlayışını bırakıp sadece seyretme alışkanlığına yönelip sosyal bir robot haline gelebiliyorlar.

E-İletişim konusunda sosyal bir yaraya daha dikkat çekmek gerekir.Öyle ki bir maruzatını aktarmak için ilgili resmi veya gayrı resmi kuruma giden müslüman,ızdırabını o makamdaki kişiye arz ederken aniden telefon çalıyor ve muhabbetler koyulaşıyor.Oysa ofiste oturan kişi daha önce gelmiştir.Buna rağmen telefon ile yapılan geyik muhabbetleri orada bekleyen samimi insanları çok ama çok üzmektedir. Zira telefon muhabbet aracı değildir.Sadece kısa haberleşme aracı olmalıdır.Böylesi ortamlarda tabi ki sadece telefonu amacı dışında uzatan hariçteki şahıs değil aynı zamanda ofiste olduğu halde yanındaki misafirini veya hizmet alımı için oraya gelen vatandaşı oyalayan ilgili personel de hatalıdır.

SONUÇ:Kur’an-ı Kerim’e göre mal ve evlatlar,dünya hayatının süsüdür.Baki kalacak olan salih ameller,sevap olarak da emel olarak da Rabbinin katında daha hayırlıdır.(Kehf Suresi 46) Makam,mevki ve şöhret nedeniyle nefis duyguları kabaran ve gurura kapılan insanlara bu Ayet’i hatırlatmak fevkalade lüzumludur..Ayrıca müslümanlar “Kafirlere karşı şiddetli kendi aralarında ise pek merhametlidirler”(Fetih Suresi 29) Ayetini de asla unutmamalıdırlar. Öte yandan Allah Resulünün konu ile ilgili sözlerini de beyinlere nakşetmelidir.”Yarım hurma ile de olsa kendinizi cehennem ateşinden koruyunuz.Buna gücünüz yoksa tatlı bir kelime ile.” “İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır””Kolaylaştırınız,zorlaştırmayınız,müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi