BU sözler Hacı İnan’a ait... Hizbullah örgütünün herhangi bir üyesi değil, askeri sorumlusu hem de... Yani yaptıkları eylemlerin birinci derecede yetkilisi...
Eylemleri de malum. Sadece cinayet değil, işkenceler, vahşetle işlenmiş cinayetler...
Gazeteciler sorduğunda şu cevabı vermiş:
“Neden pişman olacağız ki? Biz Müslümanız. İslam’da pişman olunmaz!”
Tabii hemen aklıma İslam’da “tövbe”nin erdemine dair hükümler geldi.
Bu nasıl fanatizm, bu nasıl taassup diye düşündüm.
Sözlerinin devamında “11 yıldır içerideyiz, yetmiyor mu? En küçük bir delil kırıntısı yok” demiş. Hukuken böyle konuşmak hakkıdır tabii. Her sanık “delil yok” diye savunma yapabilir, sonunda kararı adalet verir.
Ama “İslam’da pişmanlık yoktur” demek, dehşet verici bir ifadedir.
Bu sözler psikolojik bir tepki midir; yeni cinayet dalgalarının işareti midir?

Pişmanlık erdemdir!
İslami konuları Türkiye’de en iyi bilen isimlerden biri fıkıh profesörü Hayrettin Karaman’dır. İlmi bir otorite olarak ona sordum. İşte Prof. Karaman’ın söyledikleri:
“İslam’da pişmanlık olmaz olur mu? Asla böyle bir genelleme yapılamaz. İslam’da tövbe vardır ve büyük bir fazilettir. Yapılan bir hatadan, hatanın büyüklüğüne göre, nedamet getirilir, pişman olunur ve tövbe edilir. Hatta hatanın mahiyetine göre pişmanlıkla gözyaşları dökülerek tövbe edilir...”
Prof. Karaman “Bilhassa kan dökülmüş ise böylesine derinden, kalpten pişmanlık duymak ve tövbe etmek gerekir” diye vurguladı.
Hizbullah’ın askeri kanat sorumlusu hukuki savunma olarak “Bu eylemleri yapmadık, bu suçları işlemedik” diyebilir.
Ama o vahşi eylemleri hiç olmazsa “kim yaparsa yapsın” falan diyerek kınaması gerekirdi. Onu bile yapmamış, “İslam’da pişmanlık yoktur” gibi hiçbir İslami kitapta yeri bulunmayan sözleri söylemiş olması vahimdir.
Bunlar yaptıkları cinayetlerin “pişmanlık gerektirmeyen” doğru işler olduğunu mu düşünüyorlar hâlâ?!
Yeniden mi başlayacaklar?!
Bu fevkalade önemli bir meseledir.

Aman dikkat!
Hizbullah’ın ne kadarı disiplinli örgüttür, ne kadarı sempatizan kitlesidir bilmiyorum. Tespit etmek de zordur.
Tahliyelerin bunları ne yönde etkileyeceğini de bilmiyoruz.
İşlenmiş cinayetleri “pişman değiliz” gibi sözlerle aklamak yeni cinayet dalgalarını teşvik edebilir.
Hizbullah çevresi tarafından yayımlandığı söylenen bazı dergiler var; birkaçını gördüm. Bu yayınlarda şiddet ve cinayet eğilimi gözükmüyor. Herhalde o çevreyle ilişkili olup kan dökmeyi doğru bulmayanlar da vardır. Nitekim Nur cemaatine mensup ve şiddete karşı çıktıkları için Hizbullahçıların askeri kanadı tarafından vahşice katledilmiş dindar insanlar da olmuştu.
Münferit kişiler olarak cinayetlere karşı çıkmanın ötesinde, bölgede sözü geçen bütün din adamları kan dökmeye karşı çıkmalıdır.
Yaptıklarının İslam’a aykırı olduğunu bu çevrelerin anlatması önemlidir.
Öcalan’ın işaretini verdiği gibi bölgede PKK ile Hizbullah arasında cinayetler dizisi başlarsa çok vahim sonuçlar doğurur.
Devlet fevkalade dikkatli olmalı, din adamları Hizbullah’a sempati duyan tabanı sürekli uyarmalıdır.
Yarın: Muaviye için Karaman ne diyor?