İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

İran, Lübnan'da İsrail'i vuracak..

İran, Lübnan'da İsrail'i vuracak..

Tunus'ta rejim devrilirken Lübnan'da hükümet düştü. 14 Şubat 2005'te eski Başbakan Refik Hariri'nin öldürülmesini soruşturan BM mahkemesinin Hizbullah yöneticilerini suçlayacağına dair işaretler üzerine örgüt Saad Hariri hükümetinden çekildi ve Lübnan'da, bütün bölgeyi endişeye sevkeden siyasi kriz başladı. Öyle ki, Türkiye ve ABD dahil, bir çok ülke, Lübnan krizi ve muhtemel etkileriyle uğraşmaktan Tunus'ta ne olduğuna bakamadı bile.

Durum şu: Hizbullah ikna edilemezse Lübnan'da yeni hükümet kurulamayacak. İç gerilim tırmanacak. Bu ortamda belki İsrail-Hizbullah çatışması yeniden başlayacak. Suriye ve İran taraf olacak. Türkiye-İsrail gerilimi daha da tırmanacak. Tunus'taki gelişmelerin etkisiyle Arap sokakları kontrol edilemez hale gelecek.

Hariri suikasti üzerinden Suriye Lübnan'dan çıkarıldı. Ülke savunmasız bırakıldı, sonunda İsrail Lübnan'a saldırdı. Yine aynı suikast üzerinden bu sefer Hizbullah vuruluyor. Benzer bir senaryo sanki. 'Önceki savaş tutmadı yenisini hazırlayalım' türü bir senaryo mu var karşımızda? BM soruşturmasını yürüten önceki savcının İsrail istihbaratıyla bağlantıları deşifre oldu. Şimdi yine aynı mahkeme üzerinden bir siyasi kriz mi dizayn ediliyor?

Akla ilk gelenler bunlar... Ama başka şeyler de var, ciddi olarak sorgulamamız gereken. Ve bence çok önemli. Şöyle ifade edelim:

1- Lübnan savaşı, İsrail ve müttefikleri tarafından değil İran tarafından isteniyor olabilir mi? Peki İran neden bunu yapsın?

2- İsrail ve müttefiklerinin İran nükleer tesislerine yönelik askeri hareketlilikleri son noktada. Bir saldırı istihbaratı alınmış olabilir mi? Öyleyse;

3- Muktada Sadr'ı Irak'a geri gönderen ve Maliki hükümetine desteğe ikna eden Tahran, Hizbullah'ı da harekete geçirmiş olabilir mi?

4- Daha önceki Lübnan savaşında bu ihtimal söz konusuydu ama pek tartışılmadı. İran ne zaman üzerindeki baskıyı savuşturamaz hale gelse krizi sınırlarının ötesine yönlendirmekte mahir bir ülke. Bu sefer de üzerine gelen krizi Lübnan'a yönlendirip İsrail'in elini kolunu bağlamak istiyor olabilir mi?

5- Ya da; yakın bir gelecekte nükleer konuda bir çıkış yapacak olan İran, bu çıkış için elverişli ortamı oluşturmak, uluslararası tepkiyi etkisizleştirmek için bölge ülkelerini ve dünyayı Lübnan-İsrail kriziyle meşgul etmek isteyebilir mi?

İhtimalleri sorguluyoruz. Çünkü burası Ortadoğu ve bütün ihtimallerin ciddiye alınması gerekiyor. Mesela İsrail'de koalisyon hükümeti dağılmak üzere. İstifalar yaşanıyor. Latin Amerika ülkeleri Filistin Devleti'ni tanımaya başladı. Rusya'nın da tanıyacağına dair söylentiler var. Bir süre sonra Türkiye de Filistin Devleti'ni tanırsa ne olur? İsrail'e tarihinin en sert tepkisini göstermiş olmaz mı? Bütün bunlar, İran için geçerli olan Lübnan krizinin aslında İsrail için de geçerli olduğunu, İsrail'in de böyle bir krize ihtiyacı olduğunu gösteriyor.

Şam'da Türkiye'nin de katılımıyla yapılan zirve, yürütülen yoğun temaslar krizi önlemeye yetmeyebilir. Amaç ne ise, kimler hangi planı kurmuşsa emin olun kısa süre içinde ortaya çıkacaktır. Zira, bu sefer her şey çok hızlı gelişecek gibi...


Çernobil faciası tezgahlamışlar


Geçtiğimiz yıl, bir bilgisayar virüsü dünyayı kasıp kavurdu. Ama en çok da İran'ı vurdu. Windows üzerinden Siemens'in kontrol sistemlerine giren Stuxnet virüsünün İran nükleer tesislerini hedef aldığı söylendi. Tahran, virüsün kendilerine zarar vermediğini açıkladı. Ama birkaç gün önce işin aslı ortaya çıktı.

Virüs, İsrail tarafından ABD'nin desteğiyle geliştirilmiş, Almanya ve İngiltere'nin de yardımı olmuş. Negev'deki İsrail tesislerinde test edilmiş. Doğrudan İran'ın nükleer çalışmalarını hedef alan bir siber silah olarak tasarlanmış. Önceden söylentiydi ama artık virüsle ilgili bütün bilgiler deşifre oldu. Siber savaş devam ediyor...

Bu kadar değil, daha kötüsü de var. Meğerse virüs üzerinden sadece İran'ın Buşehr nükleer santralinin açılışını sabote etmemişler. Bütün bölgeyi tehdit edecek çok büyük bir felaket planlamışlar. Buşehr santralinde Çernobil felaketine yol açmak istemişler. Rus bilim adamları ve istihbarat servisi, bölgede ikinci bir Çernobil yaşanabileceği konusunda Kremlin'i uyarmış. Bu yüzden santralin açılışının ertelenmesi isteniyor şimdi. Yoksa büyük bir felaket yaşanabilirmiş. İran açılış zamanında yapılacak dedi.

"İsfahan'dan yükselecek nükleer bulutlar İstanbul'u ulaşır mı" diye sorarken hava saldırısını kastetmiştik. Ama hava saldırısına gerek kalmadan, bilgisayar virüsü üzerinden santrali havaya uçurmayı planlamışlar. Yeni Çernobil, bu bölgeyi ne hale getirirdi, düşünebiliyor muyuz?

Çok tehlikeli oyunlar oynuyorlar, çok...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi