Parti değil başbelâsı!

Parti değil başbelâsı!

Sevan Nişanyan’a bu vahşeti revâ görenler CHP adlı ucûbenin İzmir’deki ırkçı uzantılarıdır! Aziz Ahbâbıma revâ görülen bu eziyet SÂDECE ve SÂDECE onun Ermeni olmasından kaynaklanıyor! Onu Şirince’deki o hârikulâde evleri bağlamında “azınlık azgınlığı” ile suçlayan (!) zihniyet de aynı marîz beyinlerin ürünüdür!

Aziz Nesin’ın Oğlu ve “Hayrülhalefi” olan Ali Nesin’e revâ görülen ev yıkma vahşeti ise onun etnik kökeninden değil, aynı ucûbenin bu memleketdeki her iyi işe “hayır” demek fikr-i musallatıyla mâlûl olan bir başka hastalıklı karakter özelliğinden kaynaklanır! Birinci Köprü’ye “hayır” İkinci Köprü’ye “hayır” Üçüncü Köprü’ye “hayır” AKM’nin moderleştirilmesine “hayır” yargı reformuna “hayır” demokratik anayasaya “hayır” askerin darbe rezâletlerinden elini çekmesine “hayır” ve daha sayısız olumlu gelişmeye “hayır” çeken o mel’un ve menhûs karakter özelliğinden!

Yâni bir taşla iki kuş vurmuş oluyor ve hem azınlıklara hem de hayır sâhiblerine hadlerini bildirip onları analarından doğduğuna pişmân ederek tatmîn oluyorlar!

Bu arada aynı köydeki yoksul köylülerin “kaçak” (!) evlerinin de güme gitmesi ve bu binâları yıllardır o du
rumda tutanların da bizzat kendilerinin olması, ayrıca o köydeki yine “kaçak” konumdaki jandarma karakoluna dokunulmaması tabii ki zevât-ı devletlerini hiç rahatsız etmiyor!

Ali Nesin o evden elde etdiği gelirle yoksul ve kimsesiz çocukları barındırıp okutuyor ve babasının başladığı fevkalâde bir işi devâm etdiriyor. Şimdi varsın o çocuklar aç kalsın ve okul masrafları karşılanamadığı için öğrenimlerini de kesmek zorunda kalsınlar! Önemli olan kendi çocuklarınızın okuması ve o kahrolasıca egolarınızın doyması!

Ama ileride kendi çocuklarınızdan bile bedduâ alırsanız hiç şaşmam!

Bana kalırsa sizin yatacak yeriniz yok, yatacak yeriniz!!!

Sevan Nişanyan’a gelince o bu memleketin hâlihazırda yetiştirip sâhib olduğu en parlak zekâlardan ve kültür hazînelerinden biridir. Onun gibilerine Almanlar
“Querdenker” (çapraz düşünür) derler. Yâni herkes “anacadde”den tıpış tıpış giderken o kalabalığın arasından çaprazlama yolu kateden kimse anlamında. O bu hasletleriyle zâten Ermeni olmasaydı bile nasıl olsa sizin gibilerin düşmanlığını kazanırdı! Çünki sizler o canımın içi “Türk Aydınlanması”nın çocukları olarak tünelin ucundaki günışığını lokomotif farı ve lokomotif farını da günışığı zannetmekde pek mâhirsinizdir! Onun için ister Ermeni ister Rum (Herkül Millas!!!) ister Kürd (Saîd-i Nursî!!!) ister Türk (Kemâl Tâhir ve niceleri!!!) olsun fardan gözüm kamaşıyor diye günışığı taşlamaya bayılırsınız! Reçeteyle peçeteyi ayırdedemezsiniz ama “teşhis” koymakda üstünüze

yokdur!

Hâzâ cümleniz birer Lokman Hekimdir!

Şimdiye kadar da aslâ ve kat’â tam anlamıyla bir politik parti kimliğine bürünememiştiniz ama artık Rubicon’u dahî aştınız ve tam bir başbelâsı hâline geldiniz!

Yüce Tanrım! Eğer varsanız bana âtıfeten sabırlar ihsân eyleyiniz ki şu 12 Hazîran akşamını dünyâ gözüyle idrâk edebileyim! Ve çehre-i bî-behrelerini seyredeyim!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi