İlhan Selçuk’un ‘Güzel Amerikalı’sı

İlhan Selçuk’un ‘Güzel Amerikalı’sı

İlk defa Taha Kıvanç'ın bir yazısında rastlamıştım. Hemen not ettim, ama aradan geçen zaman içinde İlhan Selçuk'un Amerika'ya övgüler düzdüğü "Güzel Amerikalı" kitabını bulamadım.

Benden başka arayanlar da olmuş. Adnan öksüz'ün yönettiği Cafesiyaset. com'dan Kemal Doğan kitabı TBMM kütüphanesinde bulmuş. Tabii bana da onun yazdıklarından faydalanmak düştü.

çünkü, aslında Amerika düşmanı görünüp Amerikan politikalarını el altından Türkiye'de hayata geçirmeye çalışan İlhan Selçuk'un bu kitabından okuyucuların haberdar olması gerekiyor.

Valla bilin diye yazıyorum. Kural şu: Türkiye'de çoğu insan tersinden vuruyor. Amerikan yanlısı görünüyorsa karşıtıdır, karşıtı görünüyorsa Amerikalıdır. İstisnalar müstesna bu genellikle böyle.

Şimdi... Gelelim İlhan Selçuk'un kitabına...

İlhan Selçuk ilk defa 1964'te gitmiş ABD'ye... Davet Amerikan büyükelçiliğinden yapılmış. Epey gezmiş, barlara pavyonlara bile takılmış. Yaklaşık üç ay sürmüş bu gezi.

O günler Türkiye'de "go home yanki" günleri. Selçuk Kristof Kolomb'tan tam 471 yıl sonra gidiyor Amerika'yı keşfetmeye değil, görmeye!

Kitap tam 132 sayfa. Ve sayfaların çoğunda Amerikan halkına ve sistemine duyduğu hayranlığı anlatıyor Selçuk!

"..Amerikan toplumunda insanların ilişkileri daha demokratik, daha halkçı davranışlar içindeler. Bu halk, yeryüzünün bütün halkları gibi iyi sevimli ve yürekli bir halktır..."

"Ben Amerikan halkını pek sevdim. Amerikan toplum disiplinini de pek beğendim."

İlhan Selçuk'un New York Fuarı'ndaki izlenimleri ise şöyle:

"İnsanlar serginin asfalt yollarına dökülmüşlerdi. Ceketli, ceketsiz, entarili, pantolonlu, neşeli, terbiyeli nazik güleryüzlü... 'çirkin Amerikalıyı' kendi vatanında mumla arasak bulamayız gibi geliyor bana... İnsanların kum gibi kaynaştığı yerlerde bile olağanüstü bir disiplin ve rahatlık bir tatlılık göze çarpıyor. Anlaşılan Amerika, Amerikalının şımarıklığını az gelişmiş ülkelere ihraç etmekte...

".. Amerika, insanın ölçülerine elbise değil, elbisenin ölçülerine göre insan diken bir terzi... Onun boy aynasına baktıkça her şey başka türlü görünüyor..." (İlle de büyük, ille de kocaman)

İlhan Selçuk'un ABD izlenimleri arasında gece kulübü bölümü de var. Kırmızı mayo giymiş ve kasıklarına kadar siyah çorap giyen güzel kızların müşterilerine hizmet ettiği kulüpte, Selçuk'un en çok ilgisini çeken, iki mayolu kızın, camlı bölme içindeki gösterisi ve bu gösteriye izleyenlerin bakışı olmuş..

"çevreme bakıyorum: Amerika'nın refahı iyi tıraşlı enselerinde belirmiş bir sürü kafa. Dikkat kesilmiş... Disiplin, çalışma, itaat, zevk ve eğlence. Amerikalı gece kulübünde bile telefonlu, cam kulübeli, muntazam bir organizasyonda oturuyor. Şaka değil "hariçten gazel okumayı" telefon bağlamasını bilen bir hayat tarzı bu. Şimdi burada bizim İstanbul süzmelerinden bir kalabalık olsa: -Oh anam! Analar kurban olsun sana... Yesinler seni yavrumla başlayan iltifatlarını camın öteki yakasına kadar ulaştırır, alkol kokan nefesiyle...."

"Telefonla "karı oynatan" bu topluluk doğrusu garibime gitti benim... Bir yandan tutarsanız "medeni..." Bir yandan tutarsanız "ilkel.."Ama en ilkel düşünceler bile bazen üslubuna oturtulunca hepimize medeni görünmüyor mu?.."

İşte İlhan Selçuk'un kitabında Güzel Amerikalı adlı bölüm;

"..Görmediğimiz kişi ve yer kalmadıö Ama görmediğimiz ve tanışmadığımız üç şey kaldı: Saygısızlık, terbiyesizlik, ağız kavgası, dövüş."

".. Disiplin, terbiye,karşılıklı saygı hayatın temel çizgisi. Sokaklarda en çok kullanılan kelime: Teşekkür ederim ve affedersiniz... İnsanlar toplum yaşamında kayıtsız şartsız dikkatli! Polis eskilerin deyimiyle bir "hakimi mutlak!".küçüklerin amcası, büyüklerin dostu ama külhanilerin azraili...

...Burada erkekler kadına sırıtmaz gülümser. Nizamlara, yasaklara, emirleri kafa tutmak şahsiyet gösterisi sayılmaz Amerikalı birbirine karşı rahat ve saygılı bir nezaketin sınırlarını çizmiştir. Avrupalının ona yüklediği kabalık suçlaması, burjuva müaşeretinden süzülme bir iddiadır... Amerikalıyı kınayacak halimiz yoktur..."

Peki bütün bunlar tamam. Ya "çirkin Amerikalı" ne oluyor?

"Sokaklarda alabildiğine başıboş, direksiyonda küstah, polise terbiyesiz, bayrağa saygısız, barda dövüşken, düzen dışı ve toplum üstü bir yaratık Amerikalı Türkiye'de... Yoksa Birleşik Devletler terbiyelileri kendisine saklıyor da süzmelere mi pasaport veriyor"

Emin olunuz ki beni en çok yaralayan Amerikalının toplum terbiyesi oldu. Eğer burada "Güzel Amerikalıyı"bulmasam; Ne yapalım, Amerikalı kendi vatanında da çirkinmiş" diye bir parça teselli bulacaktım."



Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi