Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Karanlıkta sağır olmak

Karanlıkta sağır olmak

“Ayetlerimizi yalanlayanlar karanlıklarda kalmış sağır ve dilsizlerdir. Allah kimi dilerse onu saptırır ve kimi dilerse onu doğru yola koyar.” En’am, 39

Açıklama: Ayetlerin yalanlanması için ayetleri işiten bir kişinin o ayetinin muradını-anlamını- bilmesi gerekir… Bunun için de yetkili bir ağızdan dinlemesi icab eder… Aksi halde öncelikle muhatabını yalanlaması gerekir… Fakat bu ayetimizde hüccetin ikame edildiği kimselerden bahsediliyor…

Her kim olursa olsun… Hangi devirde olursa olsun… Ve hangi ayet olursa olsun bir insan bir ayeti yalanladığı anda isterse güneşin en tepede olduğu bir zaman diliminde olsun, o kişi zifiri karanlıktadır ama haberi yoktur…

Bu ayetimizi okurken Allah’ın ayetlerini yalanlayan bir kâfirin karanlıkta olduğunu hayal edin… Karanlıkta kalan bir insanın gören iki gözünün hiçbir işe yaramadığını görürsünüz… Allah-u Teâlâ karanlıkta kalır dediği kimselerden bahsederken karanlıkta kalmış gözleri kör olur demiyor… Gözleri kör olur denmiş olsaydı- ki demezdi- zaten kör olmasa bile o gözler işe yaramazdı denilerek Kur’ana eleştiriler gelebilirdi…

Karanlıkta kalan bir kişinin karanlıktan kurtulması için harici bir yardıma ihtiyacı vardır… Bu yardımın gelebilmesi için dilini kullanıp kulağını tetikte tutması gerekir… Bu iki organın çalışır vaziyette olması şarttır…

Subhanallah! Hem karanlıkta kalacaksın, hem gözlerin hiçbir işe yaramayacak, hem kulaklar sağır olacak hem de dil çalışmayacak… Bu ümitsizlik insanı yer bitirir…

Bu ayetimiz, bir insanın hidayetle tanışmasının tamamen Allah’ın dilemesi ile olabileceğini, aksi halde bunun imkânsız olacağını hatırlatarak son buluyor…

Allah’ın dilediği kimselere hidayet vermesi ve dilediği kimseleri de saptırması bilgisi bizlere ne gibi bir öğüt vereceğini düşünüyorum…

Aklıma şu ayet geliyor;

“Kim Rahman (olan Allah)ın zikrini görmezlikten gelirse, biz bir şeytana onun 'üzerini kabukla bağlattırırız'; artık bu, onun bir yakın dostudur.

Gerçekten bunlar (bu şeytanlar), onları yoldan alıkoyarlar; onlar ise, kendilerinin gerçekten hidayette olduklarını sanırlar.

Sonunda bize geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı olsaydı. Meğer ne kötü yakın-dost(muşsun sen)." Zuhruf, 36-38

Allah’ın zikrini umursamayanlar elbette ki cehenneme doğru yol alırlar… Bu seçimlerinden dolayı sapmış olurlar… Aksi halde Allah’ı suçlamak olur ki yüce Allah bundan münezzehtir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi