Faruk Çakır

Faruk Çakır

Mahkeme karar alsın, alkollü içkiler sarhoş etmesin!

Mahkeme karar alsın, alkollü içkiler sarhoş etmesin!

Danıştay “Hacmi 20 cl ve altında bulunan ambalajlardaki alkollü içkilerin bakkal ve marketlerde satılamayacağı” ve “Çocukları ve gençleri hedef alan veya bu kişilerin ilgi alanına giren etkinliklerde alkollü içki satılamayacağına” ilişkin kararın yürütmesini durdurdu.
Haberin ayrıntıları da var, ama önemli olan netice: Danıştay 13. Daire’nin aldığı son karar “Danıştay’dan alkole vize” olarak yorumlandı. Hatta bir gazete “Yargının şerefine” manşetiyle çıktı. İlgili haberin ‘özet’i de şöyle: Yeni yönetmelikteki 24 yaş altına alkol yaşağı Danıştay’dan döndü. Gerçekçe: 18 yaşını doldurmuş kişilerin özgürlüğü sınırlandırılamaz.” (HaberTurk, 26 Mayıs 2011)
Alınan kararı değişik şekillerde yorumlamak mümkün, ama ortak nokta bu kararın “alkol üreticileri”ni sevindireceğidir. Nihayetinde alkol tüketimine bir teşvik var ve asıl itiraz edilmesi gereken de budur. Yıllardan beri “Alkollü içkilerin gazetelerde devam eden reklâmları yasaklansın” diyoruz, ama aksine teşvik edici kararlar alınıyor. Alkollü içki teşvikinin ‘özgürlük’ adı altında yapılmasına da itirazımız var. Danıştay’ın ya da başka bir mahkemenin karar alması “alkollü içkilerin zararsız olduğunu” isbata yeter mi? Mahkemeler, “Alkollü içkiler sarhoş etmesin” diye karar alsa, içki içenler sarhoş olmayacak mı?
Bu ve benzeri kararlara sadece Yeşilay değil, gençliğin ve ailenin problemlerini kendilerine dert edinen bütün sivil toplum kuruluşları, dernekler ve vakıflar itiraz etmelidir. Aynı zamanda gençlerin sağlığını düşünen, onun için çalışan uzmanlar da itiraz etmeli. Alkollü içkilere karşı gösterilen bu ‘hoşgörü’nün yanlış olduğu, bu uğurda ağır bedeller ödendiği ehlince ortaya konulmalı. Türkiye’deki bütün tıp fakülteleri, ehil profesörler de karar karşısında haklı itirazlarını dillendirmelidir. Her defasında hatırlatıyoruz, tekrarlayalım: Sigaraya karşı gösterilen hassasiyet, yasaklama ve engelleme; alkollü içkiler sözkonusu olduğunda niçin unutuluyor? Sigara içmeyi belli mekânlarda yasaklamak, belli şartlara bağlamak ‘özgürlüğe aykırı’ olmuyor da, alkollü içki tüketilmesine sınırlama getirmek mi özgürlüğe engel oluyor?
Alkollü içkilerin tüketiminin bu yolla teşvik edilmesi yanlıştır. Aksine mahkeme kararları olması, neticeyi değiştirmez. Uzun dönemde bu kararların değişeceğini umuyoruz, çünkü dünya “alkol tüketimini kontrol altına alma, yasaklama ve engelleme” noktasında ilerliyor. Yakın zaman önce Rusya lideri Dimitri Medvedev, ‘alkole karşı sert mücadele yapılması gerektiğini’ söylemişti. (Cihan Haber Ajansı, 13 Mayıs 2011)
Aynı şekilde Sırbistan da, alkolü teşvik değil, engelleme peşinde olduğunu ortaya koymuştu. Sırbistan’ın başşehri Belgrad’da bütün iş yerlerinde gece yirmi ikiden sonra alkollü içki satışı yasaklanmış. Yasağa uymayanlara para cezası verilecekmiş. Belgrad Kent Konseyi üyesi Jelyko Ojegoviç yaptığı açıklamada, 17 yaş altındakilere alkollü içki yasağının bir süredir uygulandığı şehirde, alınan yeni kararların halkın yararına olduğunu söylemiş. (A.A, 14 Mayıs 2011)
Alkollü içkilerle mücadele eden ülkeler sadece Rusya ya da Sırbistan’la sınırlı değil. Başta İngiltere olmak üzere “muasır medeniyet seviyesi”ne ulaşan Avrupa ülkeleri bile bu “belâ”dan kurtulmak istiyor. Türkiye’de tam tersinin yapılmak istenmesi, alkollü içkilerin “dost” gibi sunulması tarihî bir yanlıştır.
Aklı iptal edip insanı hükmen ‘deli’ eden alkollü içkiler teşvik değil, engellenmeyi hak ediyor...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi