Galiba o son “başbuğ”! Bir manada soyadıyla müsemma bir asker: İlker Başbuğ!
Halefi, Koşaner de soyadıyla müsemma!
O da koşa koşa gitti!
Şunun şurasında Şûra’daki yerini alsa idi, böyle bir fotoğraf bu seneden çekilir miydi?
Koşaner Paşa, Başbuğ’un tehdit aracını gerçeğe dönüştürdü. “Silah çekildi mi ateşlenmeli” bu kuralı işletmek istedi. Fakat, silahın çakaralmaz olduğu anlaşıldı. Oysa Başbuğ onu patladığında büyük tesir uyandıracak bir bomba olarak takdim ediyordu. İkide bir elini kabzaya götürüyor ve fakat bir türlü çekmiyordu.
Koşaner istifasını verdi. Kuvvet kumandanlarını da, peşinden sürükledi. Zaten onların süresi dolmuştu!
Beklenen büyük bir fırtına kopması idi.
Fırtına kopacağına, sabah rüzgârı gibi hafif bir rüzgâr esti.
Memleket rahatladı!
Eskiden “sahib-i seyf ü kalem” denirdi. “Kılıç ve ve kalem sahibi”, yani hem yazar hem de savaşçı. Böyleleri eskiden de azdı, zamanımızda daha az.
Başbuğ’u sadece kılıç sahibi bilirken, şimdi kalem sahibi de olduğunu öğreniyoruz.
Başbuğumuz “Terör Örgütlerinin Sonu” adlı bir kitap yazmış.
Hayırlı olsun! Bizim sahaya girmiş, bizimle meslekdaş olmak istemiş. Bizim sahada rütbeler emir komuta zinciri içinde alınmaz. Avazeyi bu aleme Davut gibi salarsın, sonucunu beklersin. Onbaşı mısın, binbaşı mı, yoksa paşa mı? Zaman gösterir!
Kitabı henüz göremedik. Peşin söz: Eğer kalemini de kılıcını kullandığı gibi kullanıyorsa, ümitvar değiliz!
Galiba Bodrum sakininin bu kitabını tanıtmak, reklamını yapmak için, hariciyeden mütekait ve fakat CHP’de muvazzaf eski bir büyük elçi ile Başbuğ’u bir araya getirmişler ve konuşturmuşlar. Bu yaz hararetinde iyi bir tanıtma hamlesi.
Başlığa bakar mısınız: “Terör Örgütlerinin Sonu”!
Böyle bir kitabı seyfiyeden yani silahlılardan değil de, kalemiyeden, yani kalemlilerden, yazarlardan bekleyebiliriz.
Onlar kalemle bu işin ıcığını cıcığını çıkarabilirler. Doğru veya yanlış fikirler ortaya koyabilirler. Zihin cimnastiğinden başka yapacak şeyleri yoktur.
Yani terör örgütlerinin sonunu getirmek onların işi değildir.
İşin asıl sahibi silahlılardır. Silahlı kuvvetlerin en tepe noktasına geleceksiniz, her türlü cihaza sahip olacaksınız, işin kitabını yazarcasına, fiile geçireceksiniz. Yani terör örgütlerinin sonunu getireceksiniz!
Başbuğ bu imkâna sahipti. İşbaşındayken kitabını yazabilirdi. Bir kalem bile çiziktiremedi. Lav silahlarını boruya tahvil ederek siyasetle uğraştı.
İşi bitti. Bodrum’a gitti.
Zirveden bodruma! Şimdi bodrumdan konuşuyor. Kitap yazıyor!
“Terör Örgütlerinin Sonu”
Sen külâhıma anlat onu!