M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Ramazan Programları ve Bayram

Ramazan Programları ve Bayram

Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bilmem.
Ama benim bu seneki Ramazan programları hakkındaki izlenimlerim çok olumlu.
Radyo ve Televizyonlarda yayınlanan sahur ve iftar programlarını takip etmeye çalıştım.
Büyük çoğunluğu doyurucu ve kaliteli idi.
Davet edilen konuklar genelde seviyeli, bilgili ve uzman kişilerden oluşuyordu.
Geçmiş yıllara kıyaslandığında, bu durum çok sevindiriciydi ve beni çok memnun etti.
Gelecek seneler için de umut verdi.
***
Burada tek tek isimleri sayıp hepsi hakkında yorum yapmak istemiyorum.
Radyo ve televizyon kanallarını zikretmek gerekmediği gibi, program yapımcılarını ve konuşmacıları sıralamak da gerekmez.
İzleyenler zaten biliyorlar.
Ancak, içerik olarak en çok beğendiğim ve izlediğim programların Kur’an ağırlıklı olduğunu söylemeliyim.
Diyebilirim ki, bu seneye gelinceye kadar Kur’an ayetlerinin bu kadar yoğunlukta ve ayrıntılı biçimde anlatıldığı bir Ramazan programına rastlamadım.
Bu konuda, Prof. Dr. Faruk Beşer ve Münib Engin Noyan’ı gerçekten tebrik ediyorum.
Ancak, Prof. Dr. Mehmet Okuyan için ayrı bir paragraf açmak gerektiğini düşünüyorum.
TV24’deki programından ayrı olarak Kanal B’de yaptığı Kur’an sohbetleri mükemmeldi.
Ergenekon davasından tutuklu Haberal’ın kanalı olarak bildiğimiz Kanal B’de böyle bir programın yapılmasını, sanırım benim gibi pek çok kişi de hayretle karşılamıştır.
***
Bu olumlu tabloyu, alternatif medya araçlarının çoğalmasına bağlıyorum.
Ama asıl önemlisi, Türkiye’nin artık bu alanda da normalleşme sürecine girmiş olmasıdır.
Çocuklar ilahi okudu diye Türkiye’nin ayağa kaldırıldığı bir ortamdan, Tağutların rahatlıkla anlatıldığı bir ortama geçiş yapmak, altı çizilmesi gereken bir aşamadır.
Bu programların bazılarında söylenen farklı düşünceler olabilir.
Bu farklı görüş ve düşüncelerden ürkmemek lazım.
Aksine, insanlarımızı okumaya ve araştırmaya sevk edeceğinden, bunlar faydalı da olabilir.
Zaten medeniyetler de böyle oluşup gelişmiyor mu?
Ziya Paşa’nın dediği gibi:
“'Barikayı hakikat, müsademeyi efkardan doğar'”
Önemli olan bu fikir ve düşüncelerinin mesnedinin, mantığının, kaynağının olmasıdır.
İnsanlar her şeyi bilmeyebilir, duymayabilir, görmeyebilir.
Bazılarına göre ilk defa söylenmiş gibi görünen çoğu fikirler, erbabınca çok eskiden var olduğu bilinen fikirler de olabilir.
Bu fikirler, İslam kriterlerine göre Kur’an ve Sünnet’te var olan nass’lara (ana esaslara) ters düşmüyorsa, sakıncasızdır, caizdir, muteberdir.
Körü körüne bunlara karşı çıkmak, kişinin kendi bilgisizliğini ele vermesidir.
Müslüman bu konuda duyarlı olur, bilmediği şeyin peşine takılmaz.
***
İnsan, hep Ramazan atmosferinin devam etmesini istiyor.
Bu, yüzde yüz mümkün değil!
Ama, bunu belli oranda devam ettirmek yine bizim elimizdedir.
Zaten ibadetin hayırlı olanı, az da olsa devamlı olanı değil mi?
Ramazan kadar yoğun ve çok olmasa da, diğer aylarda Ramazan’ın esintilerini hayatımıza yansıtırsak, bunu başarmış oluruz.
Müslümanlığımızın devamı ve güzelliği de zaten böyle anlaşılır.
Hayatınız, Kur’an ayı Ramazan günleri kadar bereket ve ibadet neşesiyle dolsun.
Bayramınız mübarek olsun.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi