Gerçekliğe yenik düşenlerin hüznü

Gerçekliğe yenik düşenlerin hüznü

Dünya üzerindeki bu heyecan verici keşif, büyük şaşkınlık ve heyecan uyandırdı" diyor önümdeki haberin sonunda. Haberde sözü edilen, Brezilya ve Peru arasındaki Amazon Ormanları'nda, dış dünya ile daha önce hiç tanışmamış bir kabile bulunması olayı.

Brezilya'da yerlilerin yaşam alanlarını koruyan Survival International adlı kuruluş helikopterle çektikleri kabile fotoğraflarını tüm dünyaya yayınlamış. Fotoğraflarda dikkati çeken şey, avcılık yaparak hayatlarını sürdüren kabile erkeklerinin helikoptere karşı oklarıyla, mızraklarıyla saldırıya geçmesi.

Helikopter iyice alçalmış kabilenin yaşadığı ottan kulübelerin üzerine. Vücutlarını bir çeşit bitkisel boyayla baştan ayağa boyamış erkeklerin yüzünde, belirgin bir şaşkınlık ve korku karışımı bakış olduğu halde, üzerlerinde uçan demirden canavara saldırıyorlar. Onların tarafından bakalım meseleye. Adamlar kocaman bir ormanın içinde avcılıkla hayatlarını sürdürürken birden büyük bir gürültüyle gözlerini havaya dikiyorlar. Gürültü gitgide artıyor ve yaklaşıyor. Muhtemelen kalplerinde derin bir korku belirmeye başlıyor.

Gürültü iyice yaklaştığında masmavi gökyüzünün kutsal sükunetini paramparça eden bir canavarın üzerlerinde uçtuğunu görüyorlar. Daha önce hiç karşılaşmadıkları bir canavar bu. Hiçbir şeye benzetemiyorlar doğal olarak. Ama bir şeyi hissediyorlar; karşılarındaki şey dost değil! Bu yüzden de vargüçleriyle, oklarıyla, mızraklarıyla, çığlıklarıyla gökyüzünün derin bir kesik oluşturan helikoptere saldırıyorlar.

Hepimiz biliyoruz ki buna güçleri yetmeyecek! Ne okları, ne mızrakları, ne büyüleri, ne savaş çığlıkları bu sanayi devrimi canavarlarının kendilerini yok etmelerine engel olamayacak. Şimdi gittiler ama daha sonra tekrar gelecekler. Gece yarılarında bir kabus olarak, su içerken bir tedirginlik olarak, eşlerinin yanındayken bir endişe hali olarak, çocuklarını sararlarken bir korku olarak evlerine düşecekler. Bu büyük gürültünün ortadan kestiği gökyüzünde açılan yara bir daha hiç kapanmayacak. Korkutup kaçırdık zannettikleri korkutucu gürültü bir daha onları hiç rahat bırakmayacak.

M o d e r n dünyanın, sanayi devriminin, kapitalizmin, reel politiğin, dünya piyasalarının, bankaların karşısında aynı acizliği yaşıyoruz. İlkel diye nitelendirilen o kabileden hiç farkımız yok gerçekte. 1600'lerde Cervantes, aynı durumu, yarı akıllı bir asilzadenin bitmek bilmeyen cesaretiyle anlattı. Borges, Don Kişot için "gerçekliğe ve İspanya'ya yenik düştü" der. Bizim de anlam veremediğimiz, algılayamadığımız, ne olduğu hakkında hiç fikrimizin olmadığı modern canavarlar, kendi gökyüzümüzü paramparça kesiklerle dolduruyorlar. Gerçekliğe ve yaşadığımız ülkelere yenik düştük sahiden de. Oklarıyla helikoptere saldıran adamlar kadar savunabiliriz kendimizi.

Cemil Meriç; "Tek hürmet ettiğim adamdır. Kaybedilmiş bir davanın bu kadar fedakar bir kahramanı olabilir. öyle görmek ve inandırmak ihtiyacında" diyordu Don Kişot'un arkasından. İnsan, modern dünya karşısında böylesine mutlak bir yenilgi almıştır. Şimdi yapabileceğimiz tek şey o kabilenin savaşçı erkekleri gibi, Don Kişot gibi kaybedilmiş bir davanın fedakar kahramanları olabilmek. Zira merhametin mutlak sahibi her şeyi bilir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi