Resul Tosun

Resul Tosun

Ne kadar demokrasi

Ne kadar demokrasi

Meclisin açıldığı, yeni anayasa çalışmalarının hız aldığı günümüzde kimi yorumculardan sık sık işittiğimiz bir söylem var.

"On sene öncesine kadar küfür saydıkları demokrasiyi bugün içselleştirmiş İslamcılar" diyerek başlayıp gerek AK Parti'yi gerekse demokrasi diyen dini hassasiyeti yüksek Müslümanları başkalarına örnek gösteriyorlar.

Bu cümleyi hem takdir makamında kullanıyorlar hem de kendilerinin geçmişte de demokrat olduğunu ilan ederek bir tepeden bakış sergiliyorlar.

Doğrusu bu cümlenin kuruluş şeklini ve muhtevasını tasvip ettiğimi söylemem.

Bi defa İslamcı kelimesi ne AK Parti'deki başta başbakan olmak üzere dini hassasiyeti yüksek insanları ne de aynı hassasiyeti paylaşan diğer Müslümanları tarif etmek için seçilmiş doğru bir kelime değildir.

İslamcı kelimesi Müslüman'ı tanımlamaz.

Bakmayın 'galatı meşhur luğatı fushadan evladır' özdeyişi gereğince zaman zaman kullanılmış olmasına. İslami literatürde İslamcı, dinci, şeriatçı gibi deyimler yoktur ve dini hassasiyeti yüksek Müslümanlar bu kelimenin kendileri için kullanılmasını kabul etmezler.

Siyasi mücadelede yer almış dini hassasiyeti yüksek Müslümanların demokrasiyi küfür saydıkları ve kabullenmedikleri söylemi de çok su götürecek bir tartışmadır.

Bu söylemin ilk ve en belirgin muhatabı başbakan ve onun şahsında siyasi mücadele içinde bulunan diğer bütün dini hassasiyeti yüksek Müslümanlardır.

Doğrudur, İslami kesim diye adlandırılan dini hassasiyeti yüksek Müslümanların içinde demokratik mücadeleyi İslam'a uygun bulmayan bir grup hep olagelmiştir. 12 Eylül darbesinden önceki yıllarda solcularda bir devrim şarkısı söylendiği gibi dini hassasiyeti yüksek Müslümanlar arasında da bir İslami inkılab retoriği seslendirilmiş, İran devriminden sonra bu söylem farklı şekilde ama sıra dışı olarak devam ede gelmiştir.

Ancak dini hassasiyeti yüksek Müslümanların kahir ekseriyeti demokratik mücadeleye küfür gözüyle bakmamışlar, merhum Erbakan'ın başlattığı Milli Nizam Partisi hareketinden bu yana bu mücadeleyi sürdürmüşlerdir.

Ben yetmişli yıllarda Milli Selamet Partisi'nin İstanbul il merkezinde idare amiri olarak görev yaparken Tayyip bey partinin Beyoğlu ilçe teşkilatında aktif olarak çalışan genç bir siyasetçi idi.

Kabul etmek gerekir ki dini hassasiyeti yüksek Müslümanları siyaset ile tanıştıran ve demokrasi ile barıştıran lokomotif, merhum Erbakan hoca olmuştur. Yetmişli yılların o kanlı olayları sırasında, Müslüman gençliğin sokak hareketlerine ve silahlı mücadeleye çekilmeye çalışıldığı dönemde bile merhum Erbakan hoca demokratik mücadeleyi tercih etmiş ve bizleri de buna ikna etmiştir.

Başta başbakan olmak üzere siyasi mücadele içinde o tarihten beri yer almış dini hassasiyeti yüksek Müslümanların iddia edildiği gibi demokrasi ile sorunları olmamıştır. Lakin demokrasi diye dayatılan otokrasi ile, oligarşi ile vesayet sistemi ile hep olmuştur.

İslam ile demokrasinin mukayesesi bağlamında yapılan ilmi ve akademik tartışmalar ise bitecek cinsten değildir. Bu noktada da herkesin fikrine saygı göstermek gerekir.

Cumhuriyet tarihinin en büyük siyasi başarısını elde etmiş dini hassasiyeti yüksek Müslümanları on yıl öncesine kadar küfür sayıyorlardı bugün demokrat oldular diye tarif etmek kusura bakamsınlar biraz istihfaf kokuyor. Bu ifadeyi kullananların belki öyle bir maksatları olmayabilir ama maksadı aşan bir ifade olduğunu hatırlatmak isterim.

40 yıldır aralıksız demokratik mücadele içinde yer almış hiçbir şiddet olayına karışmamış insanlar hakkında verilen bu yargı yanlıştır.

10-15 yıl önce söylenen şuydu: Halkı Müslüman ülkelerde milli irade demek Müslüman halkın iradesi talepleri şikâyetleri demektir. Dolayısıyla ne kadar demokrasi o kadar İslam denebilir. Demokrasi azınlık haklarına riayeti esas aldığı için Müslümanların azınlıkta olduğu ülkelerde de yine ne kadar demokrasi o kadar İslam denebilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi