Özel hayatı mı koruyorsunuz medya çetenizi mi!

Özel hayatı mı koruyorsunuz medya çetenizi mi!

Cem Uzan, kardeşinin ayrıldığı eşi Yeşim Salkım’la telefonda küfürlü konuşmuş gazetelerinizin manşetinde...

İçkiliyken, sözcükler ağzından kayarken babasıyla tartışmış o da manşete girmiş.

O zaman hiç sormamışsınız ‘’Telefonda hala nasıl konuşuyoruz’’ diye...

‘’Bu telefonlar mahkeme kararıyla dinlenmiş’’ diyerek sıyrılmışsınız işin içinden.

Karşınızda duracak güç olmadığından kimse sesini çıkaramamış.

‘’Yarın suratına çarpmak’’ için beklememize gerek yok, Doğan Grubu gazetelerinin arşivinde kısa bir çalışma yapsak, Hürriyet’inden Milliyet’ine kadar neler buluruz.

Çarpacak surat bulsak zaten onları çarparız...

Şimdiki tatlı telaşınızı anlıyorum.

Nedim Şener’in onurunu koruma numarası altında Soner Yalçın’a mesajlar gönderiyorsunuz.

‘’Sakın bizi satma, biz burada senin için aslanlar gibi mücadele ediyoruz’’ mesajı bu.

Çünkü onun suç ortağısınız.

Bakınca Nedim Şener’in özel telefon görüşmelerinde bir yanlış, yamuk yok zaten.

Bu gazetecinin sizin korumanıza ihtiyacı yok açıkçası.

Çünkü korumak istediğiniz başkası.

‘’Medya çete’’nizin eşbaşkanını kolluyorsunuz.

Gıcık olduğunuz gazeteciyle röportaj yapan gazetelerin genel yayın müdürünün annesiyle seks yapma isteğinizi dışa vuran konuşmalar var burada.

‘’Medya mahallesi’’nde raconu sadece sizin kestiğiniz dönemde, nasıl terör estirdiğiniz, patronlara bile tehditler savurduğunuz bir bir ortaya çıkıyor.

Tatlı telaşınızı nehir kenarında oturmuş izliyoruz tüm Türkiye ile beraber.

Kendi çıkarı için önüne gelenin onurunu çiğneyenlerin, kızdıkları gazetecileri işsiz bırakmak için çırpınanların foyaları ortaya çıkıyor.

İlke için mücadele veriyor görüntünüz kimseyi ikna edemiyor çünkü sabıka dosyanız kalın.

Gazete sütunlarınız yetmedi, internet siteleri kurdunuz, karanlık odalarda, karanlık planlar yaptınız.

Parfüm kullanana ibne dediniz, çubuk taktırdı iftirası attınız.

Kimse size laf söyleyemesin istediniz.

Sizin Sedat Peker’den farkınız ne kardeşim, onun tabancayla yaptığını siz gazete sayfalarında, silinmez bilgisayar ekranlarında yaptınız.

İnsanları öldürmediniz ama yüreklerinde derin yaralar açtınız, uzun yıllar kapanmayacak yaralar.

Siz vicdanların katilisiniz, hala da utanmadan konuşuyorsunuz.

İzmir’e kıymayın

Hükümet İzmir’in makus talihini yenmek için iki seçim bölgesinden birinin başına Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ı, diğerinin başına Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı koydu.

İkisi de müthiş projeler ortaya koyup uygulamaya geçti.

İşte Sabuncubeli Tüneli, işte Konak Tüneli...

İkisi de İzmir’e nefes aldıracak yatırımlar.

Ama İzmir’in ‘’İstemezükçü’’ sivil toplum kuruluşları Konak Tüneli’ne karşıymış, dava açacakmış.

İzmirli bunlara teslim mi olacak?



Kızlarımızla gurur duyuyoruz

Bugün Belgrad’dayız.
Filenin sultanlarının İnşallah buradan büyük başarıyla birlikte dönüşüne tanıklık etmek için geldik.

Vakıfbank’ın sponsor olduğu Voleybol Milli Takımı’mız Avrupa’da bize büyük coşku yarattı.

Fenerbahçe Acıbadem’i Cannes’da izlemiş, sevinmiştik.

Şimdi sıra Milli Takımda.

İşin komiği, CHP’nin ‘’AK Parti laikliği ortadan kaldırmak için anayasayı değiştirmek istiyor’’ mektupları yayınladığı bir dönemde, muhafazakar hükümetin atadığı bürokratlar, şortlu kızlarımızın destekçisi oluyor.

Bu kış değilse de, gelecek kış Türkiye’ye kesin irtica gelir.

Komünizm getiremedik, irtica verelim...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi