Müslüman’ın temel sorumluluklarından ikisi:
1) Duyacak, görecek, bilecek. Duymama, görmeme, bilmemenin mazereti yok.

2) Hakkın şahidi olacak. Yani iyiden, güzelden, doğrudan yana tavır koyacak.

Duymak, görmek, bilmek ve gereğini yapmak, insanın, fıtrat yüceliğini koruyup geliştirme imkanının gereğidir. Hakkın şahitliği, güven ve dayanışma sağlar; toplum sağlığı ve gücünü; saadet ve selamet iklimini doğurur. Okumak, gelmiş-geçmiş dahil mümkün olan en geniş çerçevede insanlarla müştereken düşünmek, bilme, ibret alma gibi çok önemli bir bilgi varlığına sahip olmak demektir.

Haber, günü yaşamanın ve doğru şahitliğin gereğidir. özellikle patatesten sahte tereyağı; iftira, fitne ve düşmanlıktan haber üretildiği; gizli örgüt ve derin güçlerin imkanlarla donanıp meydan aldığı devirlerde doğru haber, fertler için olduğu kadar toplumlar için de hayati önem taşır. Allah Resulü, “Bir münafık size haber getirdiği zaman, iyice tetkik ediniz. Bilmeden bir kavme çatarsınız da, sonra pişman olursunuz” buyuruyor. Hayat, doğumla ölüm arasındaki yolculuk ise, en tehlikeli gidiş, görüyorum, biliyorum zannıyla bilmeden körü körüne yol almak, uçurumu düz yol sanmaktır. Kameralarla çevre manzarasını tank üzerine yansıtarak, tankın araziye uydurulduğu bir çağdayız. Yanıltılmamak için, özel dikkat, gayret ve fedakarlıklarda bulunmak gerekiyor. Savaş için yalnız kahramanlık yetmiyor; silah, bilgi ve tedbir gerekiyor. Doğru haber ve bilgi için de okumak yetmez. Doğru haber kaynakları, güçlü yayın kurumları oluşturmak, yaşatmak, geliştirmek, çoğaltmak gerekiyor. çıkar gibi sebeplerle kurulan ve imani bir engeli bulunmayan reelpolitik medyanın yönü, reklam pazarında, haberle çıkar ticaretine ters düşmüyor. Asparagas haberlere takılı kalan toplumlar, hayati gerçekleri kaybetme felaketiyle karşı karşıyadırlar. Milletler, inançla hakkı tutan, yalan ve iftiradan korkan haber kaynaklarına sahip olmak için özel gayret ve fedakarlıklarda bulunmak zorundadırlar.

Günümüz gizli örgütleri, imkanlı sermaye ve medya çevreleri, gizli-açık her tür propagandayla İslâm’a saldırmakta, Müslüman’ı “öncelikli düşman” ilan ederek, Müslüman sermayesini dahi yeşile boyayarak, düşmanlıklarını saklayamaz duruma gelmişlerdir. İslâm’a saldırana, Batı’nın koyduğu ödüller, tetikçi ve hain üretmekte, İslâm’a karşı “soğuk savaş”tan daha örtülü, derin “İslâm’ı Ters Tanıtım Savaşı” doğurmaktadır. Bu nedenle doğru haber, Müslümanlar için ayrıca hayati bir önem kazanmaktadır. Global dünya “ters tanıtım savaşı”nda, doğru habere mahalli olarak yetişmek yetmez. Doğru haber, bütün insanlığa ulaşmalıdır. Trafik sarhoş şoförlere açıksa, bir kısmının ayık olması kazaları önleyemez. Yalanın karanlığını doğrularla aydınlatmakla inananlar ve vicdan sahipleri sorumludur. Müslümanlar ve vicdan sahibi insanlık, doğru haber kaynaklarını, kasaba ve mahalli medya olmaktan çıkarıp güçlendirmek ve çoğaltmak için özel bir dikkat, gayret ve fedakarlık göstermelidir. İnsanlığın yanıltılmasına meydan bırakmamak herkesin vicdan borcudur. Dünya, “çıkarcı kalemlerin Blackwater Şirketleri”ne bırakılamaz.

Kısa zamanda uydudan yayın yapan güzel televizyon kanallarımız oldu. Son olarak bir internet gazeteciliği daha “habervaktim” doğdu. Hepsini gönülden tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Kurucu ve çalışanlarına teşekkür ediyorum. Ama burada kalmamalıyız. Marifet iltifata tabidir. Yayınları takip, teşvik ve reklamla desteklemeliyiz. Yetmez. Doğru yayınların reklamlarıyla ilgilenmeliyiz.