Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Deprem, şovenizmi de sarstı!

Deprem, şovenizmi de sarstı!

Deprem çok yönlü sarsıntılara yol açtı.

Ölenler, yaralananlar, varlıklarını kaybedenler...


Her deprem, her tabiî felaket bir kıyamet provasıdır. İnsanlığa miheng olur, böyle felaket halleri. Kimi sırf canını kurtarma telâşındadır, kimi malını; kimileri ise kendisiyle birlikte başkalarını da kurtarmaya çalışır. Birileri ise, sadece kurtarma telâşındadır.


Son depremde de manzara aynıydı.


İnsanlık sınavında kazanan da olur, kaybeden de!


Depremden can-ı azizini kurtarıp sıvışanlar da vardı, deprem atlatıldıktan sonra canla başla çalışıp insanları kurtarmaya çalışanlar da. Sadece bunlar mı?


Bazıları da deprem yardımlarını iç etme, kendine çevirme işleriyle meşguldü. Kimine seferberlik, kimine şekerberlik hesabı...


Şu soru Van belediyesine sık sık sorulmuş olmalı: Depremde neredeydin?


Van’da, Erciş’te Türkiye’nin birçok bölgesinden belediyeler vardı, Van belediyesi ise yoktu.


Sonra anlaşıldı ki, depremin altında kalan Kürt şovenizmini kurtarma işleri ile meşgulmüş!


Depreme bütün Türkiye koştu, hiçbir etnik ayırım yapmadan. Dışarıdan da el atanlar vardı. En yakın ülke Azerbaycan’dan ilk gün yardıma geldiler.


Ama bu şovenistlerin, ırkçıların kavline göre, Kürd’ün Kürt’ten başka dostu yoktur ve sadece Kürtler birbirine yardım etmiştir!


Aptallığın bu çeşidi ancak, şovenizmde barınır!


Ey şovenizmin çukurunda debelenen belediye yetkilisi! Sen enkaz altında kalsa idin ve kurtarmaya gelenler yıkık binanın önünde “Orada kimse var mı? Ses ver!” sorusunu sorsa idi, ne cevap verirdin?


“Hemşerim Kürt müsün?”


“Beni Kürt kurtarıcılar kurtarabilir!” boynuna bu yaftayı as, Van sokaklarında dolaş!


İnsanın Kürd’ü Türk’ü yok. Deprem nerede olursa olsun bütün insanlık muhatap.


Van’da her kavimden insan hayatını kaybetti. Deprem etnik ayırım yapmadı. Ne sırf Kürtleri öldüren bir depremdi, ne sırf Türkleri.


Depremden hemen sonra gelip arama kurtarma faaliyetlerine katılan Azerbaycan ordusunun askeri kurtarma ekipleri de bir hayli canı halâs ettiler. Ajansların haberine göre, 101 saat sonra kurtarılan “İmdat” isimli insana imdat edenler de onlardı! Buyurun haberden: “108 saat sonra çıkarılan Serhat Tokay’ın bulunduğu enkazlarda onları sağ çıkartan Azeri ekipten Yüzbaşı Süleyman Zade, Serhat ile enkaz altında konuştuğunu ve yaşadığı duyguyu kelimelerle tarif etmesinin zor olduğunu söyledi...”


Deprem, en büyük hasarı etnik şovenizme verdi desek yeri var!


Oku öğren hattı:


Ergun Babahan Star’da “İstanbul Basını Özel Harp Dairesi Odatv ve Özkök” başlıklı bir yazı yazmış. Önemli hususlara dikkat çekiyor.


“Mustafa Kemal, Ankara’da Cumhuriyet rejimini kurup devrimlere giriştiği dönemde bile İstanbul ve basınına endişeyle bakmıştır.


Bu basının Kemalist idareye karşı bir tepki yaratma veya mevcut tepkiyi pekiştirme potansiyeline sahip olmasından hep korkmuştur. İstanbul Basını’nın nabzını ölçmek için gazete yöneticileriyle bir araya geldiğinde de İstanbul’u değil, İzmit’i tercih etmiştir.” Diyor.


Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a gitmeyip İzmit’i, İstanbul’un burnunun dibini tercih edişinin asıl sebebi, o sıralar İstanbul’da işgal güçlerinin bulunmasıdır. İzmir kurtarıldıktan sonra, Türk ordusu İstanbul’a yürümemiştir, yürütülmemiştir. İstanbul’un kurtuluşu, Lozan’dan da üç ay sonradır. Neden böyledir? Uzun hikâye! Sadece dikkat çekelim dedik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi