M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Gül’ümüz diken olmasın!

Gül’ümüz diken olmasın!

Birkaç kez aile sorunlarına değindim. Aslında sırf bu konulardan bahsetsek, dedikodu odaklı siyasi konulardan daha faydalı olur kanaatindeyim. Konuya gösterilen yoğun ilgi, ailede bu sorunların ne kadar önemli ve çözüme muhtaç olduğunun bir göstergesi aslında.

Karı-koca problemlerinin çocukları nasıl savurduğunu, ruhlarında ne tür tahribatlar yaptığını düşünürken, problemsiz ailelerde televizyon ve internet kullanımı kontrolsüz olduğu zaman çocukların benzer travmalar yaşadıklarını göz ardı ediyoruz.

Bu konuda Cahide Hanımın feryadına kulak verelim:

“Hah işte bizimkiler bir tv kurmuş, yaşasın bizim de bir kanalımız var!” diye sevindirik olursunuz. Sonra zamanla nasıl bozulduklarını ağzı açık seyredersiniz. Başta içinde kadın olan reklamları bile yayınlamayanlar, zamanla alıştıra alıştıra ortamı yumuşatırlar! Birde bakarsınız ki, hafiften dekolteli sazendeler sizin kanalda kıvırtıyor. Mümin kardeşiniz de utangaç tavırlarla kenarda alkış tutuyor…

Sonra gelsin ağda, orkid reklamları ve bilimum kadınsı reklamlar. Dinde vardır elbet buna da açık bir kapı! Hükümleri biraz ordan, biraz burdan kırparsın, kendi kalıbına oturtursun! Oh ne ala, ne ala!!!

Sadece bir grubun kanallarından bahsetmiyorum. İslami diye bildiğimiz tüm kanalların ilk halleri ve şimdiki hallerinden bahsediyorum.

Benim televizyonum yok, bana ne demeyin sakın. Bu ülkenin yüzde 80 i TV sahibi. Bugün en fakir ailelerin bile ekmeği olmasa TV si var. Yaşadığım şu küçük yerde insanların dizilerden, saçma sapan programlardan nasıl etkilendiğini görüyorum. İnanması zor belki ama bazıları bu dizilerin gerçek olduğunu sanıyor. Genç kızlar, çocuklar utanma nedir bilmiyor. Ben giydiği kıyafete bakmaya haya ediyorum da, o giymeye haya etmiyor.

Üzülerek söylüyorum, küçük çocuklar masumiyetliklerini kaybediyorlar. Özel hayata dair ne varsa altı yaşındaki çocuk biliyor. Siz çocuğunuzu her türlü pislikten uzak tutup okula gönderiyorsunuz. Okuldaki arkadaşları sizin yedi yılda yaptığınızı bir kaç ayda yerle yeksan ediyor.

Toplumda Pedofililer artıyor. Bunlar küçük yaştaki çocuklara cinsel bir obje gibi bakıyor. (Hoşumuza gitmese de, bu bir sosyal realite olarak karşımızda duruyor.mep)

İnternet ve TV deki ahlaksız görüntüler bir nesli harap ediyor. Anne babalar duyarsız, umursamaz. “Ben işteyken, çocuk evde internet başında ne yaptığını bilmiyorum” diyor bir anne. Bu ne rahatlık, nasıl bir aymazlık!

Çocuğuna sahip çıkmayan, ne yaptığını umursamayan, çocuğu için yanmayan anneleri şiddetle kınıyorum! Çünkü onun çocuğu sizin emek verdiğiniz çocuğu kötü etkiliyor. Ruhunu yaralıyor. Her birimiz diğerimizden sorumluyuz. Bir toplumda kötülerin çıkardığı yangın iyileri de yakıyor…

Gün be gün büyüyen bu ahlaksızlığa, içimde haykırma mahiyetinde cümleler taşıyorum. Ne konuşmakla, ne yazmakla bitmiyor… Lütfen anneler, yarın çok geç olabilir. Bugün gösterdiğiniz umursamazlığı yarın dönüşü olmayan pişmanlıklar olarak avuçlayabilirsiniz.

Ellerinizde tuttuğunuz güllere iyi bakın, yoksa bir gün avuçlarınızda acıyla tuttuğunuz, kanatan dikenler kalacak!…”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi