Kültür Bakanı hakkında asla yazmak istemezdim.

Çünkü iyi şeyler yazmak, güzel işlerinden söz etmek istiyordum.

Sabırla bekledim. Araştırdım... Sordum soruşturdum.

Epey zaman geçti, yazacak bir şey bulamadım. Bakanın o koltukta oturuşu, başka bir siyasi yapı içinde artık bulunamamasındandır.

O siyasi yapı içinde olmaya devam edebilse idi, muhtemelen o partinin başkanı olurdu.

Eğer o parti -Allah memleketimizi muhafaza etsin- iktidara gelse idi, ülkenin başbakanı olacaktı.

Asıl siyasi geleneğinde ihtiraslarına yol bulamayan “bakan” mecburen başka istikamete baktı! Ve “laik cumhuriyetçi” geleneğin ağır baskısı altında ortaya çıkan yeni bir partinin meşruiyet arayışı ile yelpazesini geniş göstermek ihtiyacı, kendi geleneğinden itilen bu ihtirası boyunun birkaç karış üstündeki zatı da listesine aldı.

Adam vekil oldu! Hatta bakan oldu! Artık ne olamadığını herkes biliyor!

Son zomanda olduklarından bir de şu: Kopkoyu Nazımcıydı, şiirlerini su misali ezberden okurdu, siyaseten “Akifçi” oldu! Siyaseten Akifçi, 2011 Akif yılı ilan edilince müthiş Akifçi nutuklar parlattı, fakat Nazım’a hizmete tam gaz devam etti.

İşte “Memleketimden bakan manzaraları”! Böyle siyaseten Akifçilerle bizim asla bir işimiz olmaz. Sadece rahmetle anılmak isteyen, Büyük Millet Meclisi’nin kütüğünde yazıldığı üzere, “İslam şairi”ni nutuklara boğan bir zat, onun iç dünyasına nüfuz edemez.

Fakat resmen içinde bulunduğu siyasi yapı, Mehmet Akif’i büyük bir değer olarak çok önemsiyor. Başbakan baş tacı ediyor, sık sık şiirlerini ezberden okuyor. O zaman Âkif’i Nazımlaştırıp ver gazı! Koskoca bir yıl gelip geçti. Kültür Bakanlığı Mehmet Akif için ne yaptı? Heba en mansura! “Mehmet Akif müze kütüphanesi” imiş. Ne müze, ne kütüphane. Açıldığı gün kapanan, değil içinden önünden kimsenin geçmediği bina ve tabela.

Tabela bakanına tabela kurum! Akif’i seven vatanına hizmet edermiş! Bu söz bir tornistan. Onun aslını söyleyenler Akif’i darağacında görmek isteyenlerdi.

Bakan vatanını seviyor! Ya bayrağını? Çook çok, pek çok! Fakat bayrağa saygı nedir bilmiyor, çünkü Bayrak kanununu bilmiyor.

Vatan bilgi ile sevilir. Bayrak kanununa aykırı olarak, emirle konuşma kürsüsüne asılarak değil. “Siz 32 yıldır Akif’i anıyorsunuz. Burası mezbelilikti. Vatanını seven burayı çamurdan kurtarırdı” makamında konuşuyor. Sıfatı “bakan” ve fakat göremeyene sözümüz şu: Biz Akif’in hatırasını tazim için yıllardır o çalışmaları yapmasa idik, o gayretleri göstermese idik, ne o mekan ayakta kalır, ne de çevre düzenlenirdi.

Tabiatıyla sen de gelip orada kasıla kasıla konuşamazdın. Biz o toplantıda susma hakkımızı kullandık. Hazreti Bakan saçmalama hakkını! Sinirleri başına sıçramış. Biz kendisinden önceki bakan değildik. Belediye reisi değildik. Veya devletlu biri değildik. Bizim yapacağımız, yapılması gerekeni söylemekti, hatırlatmaktı. Yapacak olan belediye ve bakanlık. Orada yapılanlarda bakanın ne dahli var?

Dergah binasını Vakıflar Genel Müdürlüğü onardı. Çevre Altındağ belediyesi tarafından düzenlendi. Ha orada acayip, evlere şenlik, görenleri milli marştan soğutan bir İstiklal Marşı “dikit”i vardı. Onu yıkıp yerine sade mermer levhalar üzerine yazılmış İstiklal Marşı anıtını dikmek de ona düştü. Vatanını seven, Mehmet Akif’i sever. Gerçekten bakanın öyle bir hasleti olsa idi, Mehmet Âkif yılını gerçek anlamda Mehmet Akif yılı yapardı.

Şu 75 milyonluk memlekette bitmekte olan yılın Mehmet Akif yılı olduğunu fark eden kaç vatandaş bulunabilir sanıyorsunuz? Bu yılı Mehmet Akif yılı olarak görmemizi gerektiren kaç Kültür Bakanlığı faaliyeti gördünüz? Tabii Devlet Tiyatroları’nda kapalı gişe oynayan Mehmet Akif’in şiirlerinden tiyatrolaştırılan “Memleketimden insan manzaraları” oyununu seyretmediyseniz, bu soruya doğru cevap veremezsiniz! Akif inanmış adam ama onun inandıklarına ben inanmıyorum!

Keşke bakan da samimi fikrini Nazım gibi açıkça söyleyebilse. Nazım sayın bakanın tekelinde! Bakanlığında onunla ilgili faaliyetler hiç eksilmiyor. Dün, bugün, yarın... Akif onun tekelinde değil. Akif kimsenin tekelinde değildi de, neden seni 32 yıldır, son sene hariç -ki resmen Mehmet Akif yılıydı- bir kerecik olsun Mehmet Akif toplantısında göremedik? Akif yılı bitti sayın bakan! Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna!