Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Hamas aslına dönüyor

Hamas aslına dönüyor

Bölgede kartlar yeniden karılıyor. Özellikle de Suriye’nin devrim kuşağına girmesiyle birlikte Ortadoğu’da stratejik taşlar yerinden oynadı. Hamas’ın pratik ve pragmatik nedenlerle mali açıdan İran ve toprak olarak Suriye’ye sığınmasıyla birlikte başlayan 13 yıllık süreç yeni bir aşamaya giriyor. 13 yıllık dönem noktalandı. Hamas açısından Ara devre veya parantez dönem kapanıyor. Bunda Katar ve Türkiye’nin telkinlerinin de rol oynadığı ileri sürülüyor. Esasında, Hamas ayrılan ve ayrışan yolların ve tarafların arasında kalmıştı. İran bir taraftan maliyesi sarsılan Suriye rejimine mali katkı sağlarken öbür taraftan da Suriye rejiminin halkını bastırmasına destek veriyordu. İran’ın mali desteği ve Suriye’nin de fiziki desteği karşılığında Suriye halkının bastırılması noktasında Hamas’dan anlayış ve destek bekleniyordu. Lakin Hamas bu ayrışmada net tavır alamadı ve bekle gör politikası izledi.

Lakin saflaşma keskinleşince tavrını netleştirme durumunda kaldı. Suriye’de mezalimin artmasıyla birlikte itibar kırılması ve aşınmasıyla karşı karşıya kaldı. Katar ve Türkiye gibi ülkelerin bu süreçte haklı telkinleri de Hamas’ı ister istemez konumunu gözden geçirmeye zorlamış olmalıdır.

Netice itibarıyla, tezat üzerine ilerleyen ilişkilerin sonunda Hamas çatallaşan yollarda tali gövde yerine ana gövdesini tercih etti. Yuvasına ve aslına geri döndü. Zaten başka bir seçenek de yoktu. Böylece ‘mukavemeti destekliyoruz’ havasında olan istismar odaklarının aracı olmaktan da kurtulmuştur. Bununla birlikte, eski tas eski hamam olmayacaktır. Köprünün altından çok sular aktı. Bu itibarla Halid Meşal, Ürdün Kralı Abdullah II ile görüşse de bu Hamas’ın bürosunu külliyen Ürdün’e taşıyacağı anlamına gelmiyor. Obama, Abdullah II ile görüşmesinde Hamas’ın Ürdün’e taşınmasının tehlikeli olacağını söylemiştir. Hamas’ın siyasi büro olarak toptan Ürdün’e geri döneceğini tasavvur etmek pek yerinde değil. Lakin Ürdün Kralı Arap Baharı karşısında iç barışını ve istikrarını korumak için HAMAS’ı ülkesine yeniden buyur edebilir. Halkın tepkileri karşısında Hamas’ın varlığı yatıştırıcı olabilir.

Bununla birlikte Arap Baharı gölgesinde Hamas’ın bölgesel seçenekleri artmış bulunuyor. Mali açıdan İran’dan boşalan yeri Katar’ın doldurabileceği ve Hamas’ın da bürosunu Gazze, Mısır, Katar, Ürdün arasında yayabileceği en fazla kabul gören varsayımlar arasındadır. Yeni dönemde Hamas’ın adem-i merkeziyetçi bir tarzı benimseyebileceği konuşuluyor.

¥

Arap Baharı İran, Suriye’nin altındaki şalı çekiyor. Yine de İran ayrılık mesajlarını bastırmak istercesine İsmail Heniye’yi İran’a davet etti. Böylece Hamas’ın İran’dan kopmadığı mesajı verilmek isteniyor. Ve yine bu mesajla birlikte İran ile Hamas ilişkilerinin Hamas-Suriye ilişkilerinden bağımsız yürüdüğü intibaı verilmek isteniyor. İran’ın İsmail Heniye’yi daveti taktik anlamda İsrail’in yeni seçilen Müslüman Kardeşler kökenli Mısır Yeni Meclis Başkanı Katetni’yi davetine benziyor. Her iki halde de beraberlik görüntüsü verilmek isteniyor. Bölgede taşların yerinden oynaması asıl İsrail’i endişelendiriyor. Hamas’daki eksen kaymasıyla birlikte İsrail panik halini yaşıyor.

Şimon Peres, Eliot Abrams gibiler Hamas’ın yeni hamisinin Türkiye olduğuna dair değerlendirmelerde bulundular. Hatta Hamas’ın siyasi bürosunu Türkiye’ye taşıyacağı ve Türkiye’nin Hamas’a yıllık olarak 300 milyon dolar yardım yapacağı ileri sürüldü. Türkiye’nin Hamas’ı misafir etmesi için henüz zaman olgunlaşmış değil. Türkiye’nin ilişkiler ağı geniş olduğundan dolayı manevra alanı dar ve sınırlıdır. Yani şimdilik böyle bir adım atmaz. Nitekim, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bu iddiaları yalanlamıştır. Olan bitenin özeti şudur: Bölgede kartlar yeniden karılıyor. Hamas, Ürdün ile ilişkilerini normalleştiriyor. Ve İran ekseni yerine Suriye devrimi ile yolların çatallaştığı süreçte ana eksenine ve yuvasına yani İhvan’a dönüyor.

¥

İsrail gelişmeler karşısında çığlık ve vaveyla koparıyor. Bu bağlamda Türkiye’nin Hamas’ı ağırlayacağı yönündeki haberlere paralel bir biçimde İsrail Başbakanı Netanyahu, ABD’nin Mısır’a yaptığı para ve mali yardımı kesmesi halinde yeni Mısır rejiminin Türkiye ve İran’la askeri ittifaklara gideceğini ve Camp David’i askıya alacağını hatta iptal edeceğini düşünüyor. Kısaca, İsrail Arap Baharı ile birlikte tam bir alarm durumu yaşıyor. Güç dengelerinin değişmesi İsrail’e tedirgin ediyor. Psikopat rejim her havadan nem kapıyor ve rüyalarında her gün yıkılacağı günü görüyor. Askeri gücü ve tersaneleri ve Batı desteği bile kendisini bu kâbus halinden kurtaramıyor. Gerçekten de Hamas’ın eksen değiştirmesi Ortadoğu’da yeni bir döneme işaret ediyor.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi