İbrahim Karagül

İbrahim Karagül

"Hasta adamlar kıtası"na dikkat!

"Hasta adamlar kıtası"na dikkat!

Uzun bir süredir "Hasta adamlar kıtası"ında olanları dikkatle ve günü gününe izlemeye çalışıyorum. 2009'daki büyük kriz dalgasından çok önce, 2005 ve 2006'lardan itibaren krizle ilgili gelişmeleri, ihtimalleri elimden geldiğince paylaşmaya çalıştım. O tarihlerde "kriz geliyor" diyen herkes gibi ayıplandığımı hatırlayınca gülümsüyorum. Ekonomist değilim elbette ama krizi öngörmek için ekonomi bilmek bile gerekmiyordu. Sadece ekonomi penceresinden bakanlar, sadece verilerle bakanlar fena halde yanıldı. Krizi de öngöremediler, sonrasını da..

Bugün kriz üzerine kafa patlatanlar, dar ekonomik verilerle bakıyorsa bir sonraki aşamayı yine göremeyecekler. Defalarca tartıştık, bu görünüşte ekonomik olsa da esasında siyasi bir kriz ve sonuçları sadece ekonomik olmayacak. Jeopolitik çözülmelere, güç kaymalarına, sosyal patlamalara, bir çok Batı ülkesinde olağanüstü durumlara kadar gidebilecek. Atina'daki gösteriler Madrid sokaklarında, Güney İtalya kentlerinde, hatta Fransa'da görülebilecek.

Birkaç yıldır bu ülkelerdeki olağanüstü hal hazırlıkları nedense herkesin gözünden kaçıyor. Endişe çok yüksek, iyimser görüntüler ve moral çalışmaları bir noktadan sonra işe yaramayacak gibi. Çünkü; ne Avrupa Birliği ülkelerinde ne de ABD'de, krizin çözümüne ilişkin bir esaslı yöntem keşfedildi. Bunlar felaket tellallığı değil, herkesin gördüğü ama inanmak istemediği gerçekler. Çünkü onlarca yıldır küresel ölçekte etkili olan büyülü bir yapı var ve bu yapı zihinleri de, algıları da biçimlendirmiş. Bu bakışla, büyülü dünyanın arkasında neler olduğunu görmek biraz zor olsa gerek.

Son olarak Moody's, Avrupa'nın en güçlü ekonomilerinden İtalya dahil, İspanya, Portekiz, Slovakya, Slovenya ve Malta'nın notunu düşürdü. Almanya, İngiltere ve Fransa gibi merkez ülkelere de ciddi bir uyarı yaptı. Bu üç ülke, özellikle de İngiltere ve Fransa bir tür koruma kalkanı altında gerçekleri gizliyor. İngiltere aslında iki kez dip yapmış bir ülkedir ve yakında bunu gizleme şansı kalmayacak. Daha önce de Standard and Poor's, dokuz Avrupa ülkesinin notlarını düşürmüştü. Hemen belirtelim, kredi kuruluşlarının merkez ülkeleri bakışı siyasidir ve gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Çok daha vahim bir durum söz konusu.

Yunanistan gibi, küçük bir ülkeyi felakete sürüklemek, krizi oralara ihraç etmekle çözüme ulaşılmıyor. Ulaşılmadığı da bütün AB ülkelerinin diz çöküp Çin'e yalvarmasından belli. Dünyanın en büyük döviz rezervine sahip ülkesi Çin, elbette Avrupa'ya ihracatının düşmemesi için çırpınacak. Ancak AB ülkeleri ile Çin arasındaki pazarlık bir başka gerçeği daha ortaya koyuyor. Artık bu ülkeler için ABD bile çare olmaktan çok uzak. Çünkü ABD kendi felaketinin üstesinden gelmekte zorlanıyor.

ABD'nin borcu, gayri safi milli hasılasının yüzde 138'ine çıkmış durumda. 2016'da 24.1 trilyon dolarlık bir borçla yüzleşecek. Çözüm üretiyorlar mı? Kesinlikle hayır. Krizin gerçek sebebi olan çarpık ekonomiyi daha da güçlendiriyorlar. 2009'da türev piyasaların yüzde 80'i beş bankanın kontrolündeydi. 2012'de aynı piyasaların yüzde 95'i dört bankada toplandı. JPMorgan Chase & Co., Citigroup Inc., Bank of America Corp. ve Goldman Sachs Group 600 trilyon dolarlık piyasayı denetimleri altında tutuyor. Amerika'nın kaderi bu dört bankanın elinde. Yani ülkeyi hortumlayan, milyonları fakirleştiren sermaye odakları, bu ülkeyi iliklerine kadar sömürüyor ve sömürü düzeni güç kazanıyor. İşte burada sosyal patlama riski ortaya çıkıyor.

Bunları ekonomi çevreleri yeterince yorumluyor. Endişeyi artırmamak için iyimser bakışlarla tabi... Ancak, krizin ekonomik boyutuna değil, siyasi boyutuna dikkat çekmek istiyorum. Jeopolitik güç kaymalarına, siyasal istikrarsızlıklara, sosyal huzursuzluklara bakalım. Dünyayı değiştirecek olan varolan ekonomik sistemin revize edilmesi değil. İşte bu çözülme... Tarihi tersine çevirecek, yüce devletleri cüceleştirecek, evrensel ölçekte kırılmalara yol açacak hatta Avrupa iç çatışmalarına kadar varabilecek gerçek bu...

Bir de bu bakışla izleyin derim....



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Diyalog Gazetecilik San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan köşe yazısı/habere aktif link verilerek kullanılabilir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İbrahim Karagül Arşivi