Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Neden niçin sorularına takılanlar

Neden niçin sorularına takılanlar

Günümüz insanı, neden niçin sorularını çok sık soruyor. Oysa hayatta bazı şeyler vardır ki bunların cevabını hiçbir zaman bulamazsınız. Mesela kronik bir rahatsızlığa yakalandınız, aileniz için her şeyi yaptığınız halde, eşinizin ihanetine uğradınız, bütün paranızı yatırıp bir ev aldınız fakat depremde yıkıldı, anneniz siz dünyaya geldikten altı ay sonra vefat etti... Böyle durumlarda neden niçin sorularına, dünyevi bir cevap bulamazsınız. Bu nedenle, dünyanın imtihan diyarını olduğunu kabul edip kontrolünüzde olmayan şeyler için kendinize yüklenmeyin. Yapacağınız tek şey, Allah'tan gelen imtihanlara rıza göstermek olmalıdır. Niçin neden diye sormak yerine, bu benim imtihanım, ben elimden geleni yapmalıyım ama Allah ne dilerse o olur" diye düşünürseniz kaygı ve endişeden kurtulmuş olursunuz. Hayatın sadece iyi taraflarına bakar ve maddiyatın sizi mutlu edeceğini düşünürseniz, gerçek anlamda huzuru yakalamanız mümkün olmayacaktır. Zira bugün pek çok insan, "her şeye sahibim ama yine de çok mutsuzum diye yakınıyorlar. Öncelikle şunu baştan kabul edelim, sahip olduğumuz ya da olmadığımız şeyler için Allah'a tevekkül etmedikçe, yaşamın anlamını idrak edip sorumluluk bilinciyle yaşamadıkça kalıcı bir huzura ve güven duygusuna ulaşmak mümkün değildir. Allah'a iman etmek ve kulluk bilinci taşımak ise insanın güven ihtiyacını karşılamaktadır.

Din insanın dünya ve ahiret hayatı için yol gösterir:

Topluma katılmak: Müslüman kendini toplumdan soyutlamaz. Aksine insanlarla bir arada bulunmaya ve dayanışma içinde olmaya gayret eder. Bu da kişiye toplumsal destek sağlar. Bu destek kişiye hem duygusal hem sosyal anlamda katkı sağlar.

1- Umutvar olmak: Kişi yaşadığı imtihanlara sabırla karşılık verdiğinde, bunun ahirette kazanç olarak kendisine geri döneceğini bilir ve umutvar olur. Bu da kişiyi karamsarlık, depresyon ve kaygı gibi patolojik sorunlara karşı korur.

2- Kişi hayatının bir anlamı olduğunu bilir: Yaptığı her eylemin bir anlamı olduğunu idrak eden kişi anlam boşluğuna düşmez.

Modern anlayış insana bilim yoluyla pek çok sorununu ortadan kaldırabileceği savını veriyor. Oysa bu hiçbir zaman insanın iç dünyasını ikna edemiyor, tam tersine, anlamsız boşluk duygusu hat safhaya ulaşıyor. Bu da kişinin kendini yalnız ve güçsüz hissetmesine neden oluyor. Oysa din, insana, yaşanan travmalar, imtihanlar karşısında, dayanma gücü veriyor. Kişi kendisini gören ve merhamet eden bir varlığın huzurunda olduğunu biliyor ve ona yöneldiğinde kendini güvende hissediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi