Bilal Şahan

Bilal Şahan

Anadolu kaplanı Turkcell'i yer mi?

Anadolu kaplanı Turkcell'i yer mi?

Hani bir söz var “ reklamın iyisi, kötüsü olmaz “ diye…
Ne kadar doğru olduğunu reklam veren ile reklamcılar bilir. Ancak bir izleyici olarak ben reklamın “ zekice, ince espriyle hedefi on ikiden vuranını severim”
Dizi veya film seyrederken reklamlar başladığında kanal değiştirilmesinin en büyük sebeplerinden biridir bana göre zevksizce yapılmış reklamlar.
İlk defa seyrettiğinizde meseleyi anlıyorsanız o reklamı bir daha, bir daha seyretmenize ne gerek var ki?
Eğer seyreden varsa onların aklından da şüphe ederim…
GSM şirketlerinin reklamlarını izledikçe izleyesi geliyor insanın. Bir dönem Cem Yılmazlı Opet reklamları gibi.
Avea’nın Turkcell’le gerginliğe sebep olan reklamı ve Ata Demirer’in “zaten dünya futbolunda 5-3-2’ye yer yok, bu sistemi değiştirelim” sözleri hala hafızalarda.
TTNet’in “Mümkünlü” reklamlarını izlemek ayrı bir zevk. Kısacası, iletişim sektörü reklama iyi para harcıyor, harcadığı para da bana göre boşuna gitmiyor.
Şahan Gökbakar’lı “çakmacell” reklamları kullanıcıya verdiği mesaj açısından gayet güzel. Bütün mesaj Özturkcell üzerinden aktarılıyor. Diğer operatörlerinin sonradan kurulduğu, ilk şirketin Turkcell olduğu her reklam yayımlandığında vurgulanmış oluyor.
Turkcell, sanki bütün profesyonellikler ana, ilk şirkette; bütün “köylülükler” de sonradan çıkan, taklit eden kurumlardaymış izlemini verdiriyor “sonradan görme cell” reklamıyla.
En son reklamda ise Öztürk “içindeki Anadolu Kaplanı’nın sesini” dinlediğini söylüyor.
Yani o yapılan bütün enteresan icraatlar içindeki sesten dolayı…
Ancak ‘Anadolu Kaplanı’ ifadesi, ekonomide İstanbul sermayesine karşı ortaya çıkan Anadolu sermayesini, KOBİ’leri tanımlıyor.
Reklamdaki bu söz ve mesaj çok tehlikeli.
Anadolu Kaplanları’nı kızarsa ne olur bilemem. Nüfus göçünden sonra numara göçünün de ülke gündeminde olduğunu unutmamak lazım.
Bu düşüncelerimi anlatıp görüşünü alacağım arkadaşım tam yorum yapacaktı ki “Ay inanmıyorum” lu reklam araya girdi.
Dostum sadece “ ben de” demekle yetindi.
KAR, CAN VE PATLI ‘CAN’
Eğer bu haber doğruysa…
Eğer bu ülkede ünsüzlerin, ünlüler kadar değeri yoksa…
Değeri olduğu söyleniyor ancak gereği yapılmıyorsa…
Gereğini yapmayanlara karşı da gereğini yapmayanlara…
Yazıklar olsun.
Sivrihisar yakınlarında karda mahsur kalanlardan Mahmut Yılmaz, oyuncu Levent Üzümcü’ye twitt atıp yardım istiyor. Üzümcü de kendi yolda kalmış gibi bu olayı paylaşıyor.Gelmeyen yardım ünlü oyuncu olunca “Hızır gibi” yetişiyor 150 araç esaretten kurtuluyor.
Şaka değil gerçek. Üzümcü’nün twittlerine bakın gereğini yapmayanların da kim olduğunu görürsünüz…
***
Mahmut Yılmaz’ın hangi operatörü kullandığını merak ettim şimdi. Bu olay, iyi reklam olur… “Hayat kurtarıyoruz…”
Telif hakkımı isterim haa, ona göre…
Pazar günü gazetelerin ilanlarına kadar okumanın faydası bu olsa gerek…
[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bilal Şahan Arşivi

Tohum

18 Eylül 2014 Perşembe 13:33