Resul Tosun

Resul Tosun

Gelecek nesillerin mutluluk ve refahı için

Gelecek nesillerin mutluluk ve refahı için

28 Şubat sürecinin üzerinden 15 yıl geçti. Bin yıl süreceği iddia edilen süreci millet eline geçen ilk fırsatta, 2002 yılında yani beş sene sonra elinin tersiyle itiverdi.

Önceki darbelerden sonra da millet eline geçen ilk fırsatta darbecilere hayır dedi.

1960 darbesinden sonra da 1965 seçimlerinde millet darbecilere DP'nin devamı olduğunu iddia eden AP'yi tek başına iktidara getirerek cevap vermişti.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra yine ilk seçimlerde millet, darbecilerin 'oy vermeyin' dediği ANAP'ı iktidara taşıyarak darbe zihniyetine karşı rengini açıkça belirledi.

Darbeciler milletin her seferinde suratlarına vurduğu bu sillenin intikamını almak istercesine hazırlıklarını sürdürmeye devam ettiler. Balyoz, sarıkız vesaire.

Şimdi bir kısmı hesap veriyor. Küçük bir kısmı. Apoletlilerin bir kısmı.

Darbeci zihniyetini temsil edenlerin büyük kısmı hala aramızda elini kolunu sallayarak geziyor.

Darbeci zihniyetin sadece askeri kanadı sığaya çekiliyor. Ötekiler, darbelerdeki öteki sorumlular kuzu postuna bürünmüş görünüyorlar.

Darbeci zihniyet, 1907 yılından itibaren devletin sahibi oldukları iddiasıyla ortaya çıkıp kaba kuvvetle idareyi ellerine geçiren, devlet biziz diyen, millete hiç güvenmeyen, milleti adam yerine koymayan, milleti adam etme iddiasıyla millete yukarıdan bakan, milli iradeyi yansıttığı için demokrasiden zerre kadar hazzetmeyen, yerli olmayan, milletin moral değerlerine karşı savaş açan ve bu savaşın tam yüz yıl galibi olan bir zihniyet.

Bu zihniyet 1907 yılında İttihatçıların yönetimi gasbetmesiyle başlamış 2007 yılına kadar bütün hükümetler onların müsaade ettiği oranda iktidar olabilmişlerdir. 2007 yılı 28 Nisan'ına kadar 'devlet biziz biz ne dersek o' mantığını egemen kılmışlardır.

Bu mantık ve bu dayatmayla yayınlanan 27 Nisan muhtırasına karşı 28 Nisan günü hükümetin verdiği cevap ile tam yüzyıl süren baskıcı, dayatmacı, darbeci, vesayetçi ve gayri milli zihniyete, 'Hayır devlet bu milletindir ve milletin iradesini temsil eden meclis ve o meclisten çıkan hükümetindir.' demiştir. Yüz yıllık vesayet o gün inişe geçmiştir.

12 Eylül 2010 referandumuyla zayıflamış, Ergenekon davasıyla savunmaya geçmiştir.

Ve eğer başarılabilirse ideolojisiz yeni anayasa ile tarihe gömülmüş olacaktır.

Tabii bu arada 28 Şubat süreciyle ilgili hukuki süreç de başlamış durumda. Ancak biraz önce ifade ettiğim gibi hukuki süreç sadece zihniyetin askeri kanadına karşı başlatılmış görünüyor. Oysa asker hiçbir darbeyi tek başına yapmamıştır. Her darbede sivillerden destekleyen bir kanat var olmuştur.

28 Şubat sürecinde de askere destek veren sivil kanat vardır. Refik Baydur'un 'beşli çete' adını verdiği sendikalar, YÖK, yargı, medya ve bürokratlar.

28 Şubat sürecinden hesap sorulurken bütün bu destekçilerden de hesap sorulması gerekir. Çünkü askeri kanat onlardan bu desteği almadan hareket edemezdi.

Özellikle de istihbaratçılar sığaya çekilmelidir.

Habertürk'te yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı Oğuz Özbilgin'in "28 Şubat günlüğü"nden anlaşılıyor ki devletin birimleri başta cumhurbaşkanı olmak üzere başbakana karşı tuzak kurmuşlar ve hukuku çiğnemişlerdir.

28 Şubat süreci hakkında soruşturma açan savcılar sürecin bu ayağına da dikkat etmelidirler.

Devletin başına çorap örenler, binlerce insanı mağdur edip devleti milleti milyarlarca dolar zarara uğratanlar askerlerden ibaret değildi. MİT, beşli çete, YÖK, medya ve bürokrasinin o uğursuz sürece katkıları titizlikle gözden geçirilmeli ve mutlaka hesap sorulmadır.

İntikam duygusuyla değil, gelecekler nesillerin mutluluğu ve refahı için, milleti adam yerine koymayan zihniyetin tasfiyesi için yapılmalıdır.

Çünkü bütün darbelerin ve 28 Şubat sürecinin mantığı, doğrudan doğruya milleti, milli iradeyi, demokrasiyi içine sindiremeyen gayri milli, baskıcı ve vesayetçilerin mantığıdır.

Yıllardır demokrasiden mahrum kalan Arap dünyasında bile bu baskıcı mantık tahtından indirilirken, 136 yıllık demokrasi tecrübesine sahip olan Türkiye'de artık böyle durumların adından bile bahsedilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Resul Tosun Arşivi