Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Titanik

Titanik

3 boyutlu Titanik filmi şöyle tanıtılıyor: "Efsane gemi 100. yılını vizyonda kutladı."
Ne saçma! Nasıl da hüzünlü ve ibretlik bir saçmalık bu!
Çünkü hiçbir kelime oyunu o geminin yüz yıl önce daha ilk seferinde Atlantik okyanusunun soğuk sularına gömüldüğü gerçeğini kapatamaz.
Tamam, kapitalizm çok acayip bir şey! Tamam, işin içinde para varsa bir felaketi bile şova dönüştürebilir ama pes! Titanik trajedisinin kutlanacak nesi olabilir ki!
Esas olay şu...
15 yıl önce James Cameron Titanik adlı bir film yapmış; film hikâyesi ve şarkısıyla seyircilerin gönlünü kazanmıştı. O film bu kez üç boyutlu olarak sinemalarda.
***

Dikkatimi çekti; filmin yeni fragmanlarında "Bu nisanda siz de yolculuğa katılın, âşık olun ve Titanik'i yaşayın" deniyor.
"Titanik'i yaşamak" denen şey nedir?
Sadece felaketin gerilimini hissedebilmek, heyecanlanmak, gözyaşı dökmekten mi ibarettir?
Hem kime sorsanız, bu film bir aşk hikâyesi, der. Ölümsüz bir aşk hikâyesi...
Geri kalan her şey bu aşka daha koyu bir anlam katsın diye oradadır sanki!
Keşke Titanik'in asıl hikâyesini anlatan bir film de yapılsa!
Düşünün, sefere çıkmadan önce "bu gemiyi Tanrı bile batıramaz" deniliyordu.
Paranın ve teknolojinin kibiri nasıl oldu da bir buz dağına çarpıp iki saat kırk dakika içinde sulara gömüldü?
***

Hepsini geçtim...
Titanik denince bin türlü efsane anlatılıyor da, insan hatalarından kimse söz etmiyor!
Yakınlarda ortaya çıkan bir bulguyu örnek vereyim.
Gemiyi inşa ettirten şirket cıvata ve perçin üreticilerine hızlı davranmaları emrini vermiş. Rekabet dürtüleri ve güç iştahları gözlerini karartmış belli ki.
Bu yüzden düşük kalitede milyonlarca perçin ve cıvata kullanılmış.
Çarpışma anında çelik plakaların yırtıldığı düşünülüyordu. Anlaşıldı ki, plakalar yırtılmamış, onları birbirine bağlayan perçinler yerinden çıkmış ve sular hızla tankların içine dolmuş!
İlgiyle takip ettiğim sosyal davranışlar uzmanı Peter Corning geçenlerde bloguna şu notu düştü: "Titanik'in talihsiz mürettebat ve yolcularının mezar taşlarına 'Burada yatanlar insan hatalarının kurbanlarıdır' diye yazılmalı. Bu hataları öğrenip ders çıkartırsak, onları saygıyla anmış olacağız."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi