Kamuoyunda “4+4+4” olarak bilinen 6287 sayılı yasanın çıktığı gün burada bir yazı yazmıştık, “Bayram Ettik Teşekkürler” diye. Ve “Teşekkürler Ak Parti. Teşekkürler MHP. Teşekkürler BDP bataklığındaki Beş doğru davranan kişi. Allah sizi oradan tez kurtarsın inşallah bu iyiliğinizin yüzü suyu hürmetine…” demiştik.

Yine orada CHP ye bir dua etmiştik: “Ve son sözümüz CHP ye: Allah Teâlâ sizi bu her daim hakla savaşmak ve millete düşman olmak yüz karalığından kurtarsın. Çıkmadık candan bir umut, size hidayet ve istikamet versin.

Ben bu duaya “amin” diyorum, ama bilmem siz kendiniz için “amin” der misiniz?”

Onlar “amin” dememişler anlaşılan. Fakir gibi günahkar birisinin duaları da kabul olmamış ki, Kur’an ile Peygamber Efendimizin hayatının seçmeli ders olarak okutulmasını öngören yasanın iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdular.

Bu işin inanç boyutunu geçmişte çok yazdık, tekrara gerek var mı bilmem. Bir İnsan Kur’an ve Resulullah’ın hayat ve ahlakının öğrenilmesine engel olmak isterse, onun dindeki yeri nedir, ilgili olanlar araştırsın derim ben. İslam’ı severek kabul etmiş ve benimsemiş insanlar için çok önemli bir konudur bu. Öyle geçiştirilmeye gelmez.

Ben daha nazik bir durumdan bahsedeyim. Anlaşılıyor ki bu ülkede Kur’an-ı Kerîm ve Siyer, yani Peygamber Efendimizin hayatının ve ahlakının öğretilmesi işi, engellenmesi için Anayasa Mahkemesine verilmiştir.

Verenler nasıl verebilmişlerse vermiştir. Burada eğitimi, öğrenci velisinin çocuğu hakkında velayet hakkını, istediği dersi aldırma hakkını, din ve vicdan özgürlüğünü, dinini bilme, yaşama ve yaşatma hakkını yok etmesini istemektedir mahkemeden. İsteyen istiyor, yasal hakkını kullanıyor, önemli değil, zaten malum kişiler. Ama acaba Anayasa Mahkemesi böylesine saçma bir itirazı gündemine bile alacak mı?

Bakıp göreceğiz.

CHP için “zaten malum kişiler” dememe kimse alınmasın. Hatta “malum zihniyet” de demeliyiz üstüne. Onların bu aziz milletle, onun dini, örf ve adeti, töresi ve ananesi ile öteden beri zaten kavgaları var. Onların tarihi Kur’an yasaklamak, yakmak, yırtıp yerlere atmakla dolu. İstedikleri kadar inkar etsinler, bunu yaşayanlar hala hayattadırlar, anlatıyorlar o acıları…

Ve CHP sözcüsü, o malum zihniyeti kusuyor ağzından. Kin ve nefretleri nasıl da yansıyor kelimelerine. Hiç şüphesiz içlerinde gizledikleri daha büyüktür. İşte birkaç örnek:

“CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, yaptığı yazılı açıklamada, 6287 sayılı yasanın şekil bakımından iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını bildirdi.

Tarhan, “Yasa; eğitimde fırsat eşitliğini yok edecek ve yoksul kız çocuklarını evlenmeye, erkek çocukları çıraklığa zorlayarak onların geleceğini çalacak, din istismarını özendirecek, ülkenin geleceğini ortaçağ anlayışına güdümleyecek, eğitimi bir talan alanına çevirecek, Türk halkını ayrıştıracak, kutuplaşmayı derinleştirerek barış duygusunu köreltecek bir yasadır” görüşünü ifade etti.”( http://www.yeniakit.com/haber.php?id=160548)

Şimdi tek tek görelim ne diyor:

1- “Yasa; eğitimde fırsat eşitliğini yok edecek.” Yani İmam Hatiplere eşit statü sağlayacak.

2- “yoksul kız çocuklarını evlenmeye” Son 4 yılı dışarıdan bitirme imkanı ve özgürlüğü dokunuyor onlara. İstiyorlar ki 4 yıl daha beyinleri yıkansın ve kızların başı zorla açılsın. İsteyenler evlenmesin, cinsel açlıklarını nikahsız, yani zina ile karşılasınlar.

3- “erkek çocukları çıraklığa zorlayarak onların geleceğini çalacak,” Buna cevaba değmez. Zira mesleki eğitim dünyanın uyguladığı, bizim de Milli Eğitim Şuralarında istenen bir şeydir.

4- “din istismarını özendirecek, ülkenin geleceğini ortaçağ anlayışına güdümleyecek, eğitimi bir talan alanına çevirecek bir yasadır.” Hah, işte asıl dertleri burada. Zaten bunun için karşı çıkıyorlar, gerisi bahane.

Ne demek istiyorsa Tarhan, bunu açıkça söyleyemez mi?

Hayır, söyleyemez. Söylerse, istismar edemez. Sizi gidi takiyyeciler sizi!

Ne olacakmış? “Din istismarını özendirecek, ülkenin geleceğini ortaçağ anlayışına güdümleyecek”miş…

“Din istismarı” CHP lügatında “İslam Dininin” adıdır. “Ülkenin geleceğini ortaçağ anlayışına” demek ise burada yanlış ifade edilmiştir. Onların lügatında bunun doğru ifadesi “ortaçağ karanlığı”idi. Bununla kast edilen de Allah Teâlâ’nın aziz, aydınlık, yararlı, mukaddes şeriatıdır.

5- “Türk halkını ayrıştıracak, kutuplaşmayı derinleştirerek barış duygusunu köreltecek bir yasadır.”

Peki nasıl olacak bu ayrışma?

Gayet basit. Bir kısım öğrenciler Kur’an ile Peygamber Efendimizin hayatının seçmeli ders olarak okuyacak ve dindar olacaklar. Onlar da “laiklik” adı altında dinsizliği teşvik edecekler, işte olacak ayrışma.

Ayrışma olursa ne olur?

Bir şey olmaz. Ama onlar insanları “tek tip” yetiştirmek ister ve herkesi potalarında eriterek kendi kalıplarında şekillendirmek, özgürlüğün gereği kişisel tercihleri yok etmek isterler. Faşist uygulamalara alışmışlardır ya, hala terk edemiyorlar.

CHP bunlara karşı çıkıyor. Gerisi bahane. Neymiş efendim; “adeta sivil diktanın belgesi niteliğinde” imiş. “Bu yasa eğitimi de tıpkı yargı gibi sadece kendine bir hizmet aracı olarak gören ‘patolojik’ bir zihniyetin ürünü olan ve geleceğimiz olan gençlerin özgür iradelerini zincirleyen, demokratik ve laik hukuk devletini tahrip eden talihsiz bir girişimdir” imiş.

Bakalım Anayasa Mahkemesi bu saçma teklifi ciddiye alıp değerlendirecek mi?

Ciddiye almazsa peşinen teşekkürler. Alırsa o zaman söyleyeceklerimiz var. Sabırla bekliyeceğiz.