Hüseyin Gülerce

Hüseyin Gülerce

Taksim ve Susurluk'taki kamyonlar...

Taksim ve Susurluk'taki kamyonlar...

Geçen yıl resmi tatil ilan edilen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, İstanbul Taksim'de ve Türkiye'nin pek çok yerinde coşkuyla kutlandı.


Unutulmayan tek şey, 1 Mayıs 1977'deki kanlı provokasyondu. Tarihe "Kanlı Pazar" olarak geçen o gün, meydanı dolduran yaklaşık yüz bin kişinin üzerine Sular İdaresi'nin ve bugünkü The Marmara otelinin odalarından ateş açılmış, ses bombaları patlatılmış, acı sirenleriyle meydana dalan panzerler insanları panikleterek can pazarına düşürmüştü. Kaçış yolu olarak Kazancı yokuşuna yönelen binlerce insan, o hengâmede yolu tıkayan kamyonla panzerler arasında sıkışıp ezilerek ya da boğularak can vermişti. 37 kişi hayatını kaybetti. 200'den fazla insan yaralandı. 1 Mayıs davasının avukatı Rasim Öz o gün DİSK'in Saraçhane bölgesinin sorumlusuydu. Kürsüden sekiz milimlik kamerasıyla çekim yapıyordu. Yaptığı çekimlerde Sular İdaresi'nin üzerinden ateş edenlerin görüntüsü de vardı. Delil olarak mahkemeye sunulan filmden o görüntüler emniyette kesilmişti. Dün Zaman'a konuşan dönemin DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Akar, o gün kayıt yapan polis kameraları da olduğunu, bu kayıtların bulunması gerektiğini söylüyordu.

35 yıldır, "O kanlı Pazar günü Taksim'de aslında ne oldu?" sorusuna cevap arıyoruz. Ergenekon ve Balyoz davaları olmasaydı ve en önemlisi 2010 referandumunda, 12 Eylül darbesinin yargılanmasının önü açılmasaydı, bugün hâlâ bu soruya bir cevap bulamayacaktık...

Biliyorsunuz, 12 Eylül davasının iddianamesinde, 1 Mayıs 1977'ye de yer verildi. "Olayın oluş şekli, görgü tanıklarının anlatımları, ateş edenlerin birçok kişi tarafından görülmesine rağmen, gerçek suçluların hiçbirisinin yakalanamaması gözetildiğinde, olayın toplumu kaosa ve iç çatışmaya sürüklemek, nihai hedef olarak ise askeri darbeye zemin hazırlamak amacıyla, devlet içinde yönetimi ele geçirmek isteyenlerin yönlendirmesi ve kurgulamasıyla çıkarılmış bir provokasyon olduğu" kaydedildi.

Fakat ilginç de bir gelişme yaşandı. 12 Eylül davasına çok sayıda belge gönderen Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), "1 Mayıs" katliamından sonra hazırladığı "5 Mayıs 1977" tarihli istihbarat raporunu ise mahkeme ile paylaşmadı. Teşkilatın belge sakladığı gerçeği, Genelkurmay Başkanlığı'nın, kendi arşivinde bulunan MİT'e ait 5 Mayıs 1977 tarihli bu raporu, mahkemeye göndermesiyle ortaya çıktı. Ancak Genelkurmay, raporu mahkemeye sunarken bunun "devlet sırrı" niteliği taşıyabileceğini belirtti. MİT'ten yanıt gelene kadar da 1 Mayıs raporu, adliyenin "kozmik odası" olarak bilinen teknik takip odasındaki özel kasaya konuldu.

Nedir açıklanması sakıncalı devlet sırrı? Devleti sıkıntıya sokan o bilgiler nedir? Nedir bu faili meçhul cinayetlerde, tertiplerde karşımıza çıkan kamyonlar? Nedir bu Kazancı yokuşundaki kamyon, Susurluk'taki kamyon, rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'nun atlattığı pek çok trafik kazasındaki kamyonlar?

Kamyonların yanında bir de kozmik adamlar var. Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba koyarak 6-7 Eylül olaylarını başlatan gencin sonradan vali yapılması gibi nedir bu kozmik adamları koruyup kollamalar? Taksim'deki olaylarda görevli emniyet ve MİT mensuplarından acaba kaçı daha sonra Susurluk'ta, Jitem faaliyetlerinde ve hangi hukuk dışı görevlerle karşımıza çıkıyor?

Geçen hafta sürpriz bir gelişme oldu. İki Ergenekon davası birleştirildi. Yukarıdaki soruların cevaplanması ve sanıklar arasındaki irtibatların anlaşılması bakımından çok önemli bir adım bu. Türkiye'nin bütün kanlı provokasyonlarının, darbelere döşenen bütün kanlı yolların, olayların bugün yargılanması yapılıyor.

Sol ve Kemalist kesim, Ergenekon ve Balyoz davalarına tavır koydu. 12 Eylül 2010'daki referandumda "hayır" için çalıştılar. Gelin görün ki, kanlı 1 Mayıs'ların hesabı, o referandumdan çıkan "evet" sayesinde görülebiliyor. Görevli elemanlar hariç, yanlış yerde duranlar, hâlâ vesayetin değirmenine su taşıyanlar için bu süreç inanınız çok ibret verici olacak.

NOT: Bundan sonra Twitter'dan da takip edebilirsiniz @huseyingulercee


h.gulerce@zaman.com.tr

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Gülerce Arşivi