Haşmet Babaoğlu

Haşmet Babaoğlu

Babamın istek şarkısı ve telefonum!

Babamın istek şarkısı ve telefonum!

"Bir sabah bakacaksın ki, bir tanem, ben yokum" diye bir şarkı var, biliyor musunuz?
Kürdili Hicazkâr makamında pek içli bir Selahattin İçli şarkısı.
Hüceste Aksavın'a ait güftesi müthiş dokunaklı.
Bu şarkıdan benim de geçen güne kadar haberim yoktu.
Durun, baştan anlatayım...
Bir "akıllı cep telefonu"nun; yani internete bağlanan bir cep telefonunun nasıl sıcacık bir dosta dönüşüverdiğinin ve insanda sıradan fakat güçlü bir minnet duygusu uyandırabildiğinin öyküsü bu.
***
Epeydir anne babamın ziyaretine gidememiştim.
Geçen akşamüstü uğradım.
Önce götürdüğüm vişneli mekik keklerimizden tattık. Sonra artık 90'ına gelen babam kulaklığının sesini açtı, annem tam karşıma oturup pür dikkat kesildi.
Soruları birikmişti.
Memleket, siyaset, medya üzerine sorularını art arda sordular. Ardından onların ihtiyarlık ve başka ihtiyarların başlarına gelenler hakkındaki düşünceleri geldi.
Derken annem gelirken ona yeni kitaplar getirmeyi unuttuğumdan şikâyet etti.
Ve unutmaktan açılınca konu...
Babam da bana "Hani söz vermiştin, o şarkıyı bulup bir cd yapacaktın Haşmet! İki yıl oldu geçti üzerinden" demez mi, eyvah!
Zihnimi kurcaladım, hiçbir şey hatırlamıyordum.
***
Ne şarkısı, hangi şarkı?
O zaman babam, annemin gözlerinin içine bakarak "Bir sabah bakacaksın ki, bir tanem, ben yokum/ Dünyayı sana bırakıyorum" diye şarkının sözlerini sıralamaya başladı.
"Söz aldım saatlerden/ Sana koşacaklar/ Söz aldım gecelerden/ Seni uyutacaklar..."
Tam o noktada annem gözlerini kaçırarak mırıldandı "uyutacak mı diyor?"
Ürperdim. Çünkü haklıydı.
Öyle bir durumda en zoru uyumak olurdu.
Oysa ayrılık acılarını bir parça dindirebilen tek ilaç da uykuydu.
***
"Bu güzel şarkıyı dinlemek istiyorum" dedi babam kırgın bir sesle; "radyoda falan da kimse çalmıyor."
Yerimden kalkıp aralarına oturdum. Cep telefonumdan Youtube uygulamasını devreye soktum.
Şarkıyı arayıp buldum.
Annemle babam "yine ne yapıyor bu?" der gibi merakla bakıyorlardı.
Mustafa Sağyaşar'ın berrak sesi yükseldi aygıttan.
"Gözlerimdeki son yağmur pencerende/ Beni anlatır sana bir bir ilerde" sözlerini okurken Sağyaşar, benim boğazım fena düğümlendi ama belli etmemeye çalıştım.
Babam elini sırtıma koydu ve "hay Allah razı olsun!" dedi.
Ardından bir de kadın sesinden dinlemek istedi şarkıyı. Çiğdem Yarkın yorumunu buldum. Billur gibi bir ses ve pek incelikli bir okuyuştu. Mest oldu bizimkiler.
Neyse işte, uzatmayayım...
Onlara veda edip kapıdan çıktıktan sonra bir an ne yapacağımı bilemedim.
Sonra kimseye çaktırmadan cep telefonumu öptüm!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Haşmet Babaoğlu Arşivi