Zaman gazetesinin bazı yazarları, durup dururken “fitne”ye sebep olacak yazılar kaleme alıyor.

Son örnek, Mümtazer Türköne’nin “Suriye krizi” ve “Özel Yetkili Mahkemelerin kaldırılması” gibi konuların gündeme yerleştiği bir dönemde kaleme aldığı yazılar...


“Fitne” ortamını tahrik edercesine, “İmam Hatiplerin” fonksiyonlarını hatta ömürlerini tamamladığını ve kapatılmaları gerektiğini yazıyor Türköne.


Türkiye’deki Din Eğitimi sorununun halledilmesi için İmam Hatip Okulları’nın kapatılması gerekiyormuş!..


İmam Hatipler eskiden lüzumlu imiş ama artık ihtiyaç kalmamış!..


İmam Hatipler, zorba azınlığın hakim olduğu dönemlerde bir ihtiyaçmış ama bugün için böyle bir ihtiyaç yokmuş!..


Bir zamanlar İmam Hatiplere sahip çıkmakla milletin değerlerine sahip çıkmak eş değer görülüyormuş...


İmam Hatipler, bir zamanlar “muhalefet”i temsil eden okullarmış...


Dün dünde kaldığından, İmam Hatiplerin böyle bir fonksiyonu kalmamış...


Özetin özeti;


İmam Hatiplerin kapatılması gerektiği değerlendiriliyormuş!..


¥


Bu, katsayı haksızlığını ülke insanlarına reva gören azınlığın görüşleriyle örtüşen bir yaklaşım tarzı.


İmam Hatip Okullarına masa başından fonksiyon biçme ve bu fonksiyona uygun olmayan kısımlarını budama...


Hatta, kökten kesme!..


Mümtazer Türköne, tıpkı darbeciler gibi, İmam Hatip Okulları’nı meslek okulları olarak görüyor, “Temel Dini Bilgileri” edinen bir avukatın, hakimin, doktorun, askerin daha hayırlı, daha faydalı hizmetler vereceği gerçeğini dışlıyor.


Yazarın, İmam Hatip Okullarındaki din eğitimi kalite ve yoğunluğunun arttırılması gibi bir talebi yok.


Mesela...


“Kur’an Dili” olan Arapça’nın tam manasıyla öğretilebilmesini talep etmiyor; bu okulların, Arapça’nın yanı sıra “batı dillerinden birini” de sıkı bir şekilde vermesi gerektiğini savunmuyor.


Ömrü tükendi, işlevi kalmadı öyleyse kapatılsın!..


Laf mı bu!..


¥


Mümtazer Türköne, bir yazar olarak istediği görüşleri savunmakta hür olabilir.


Bununla birlikte, Zaman gazetesi gibi “duruşu olan” ve bir büyük camiayı temsil eden bir medya organında yazmanın da kişiye yüklediği sorumluluklar olmalı.


Sözgelimi; “İmam Hatipler kapatılmalı” gibi bir görüşü fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirdiğinizde, o gazetede, “Hizmet’in okulları kapatılmalı” gibi bir “fikrin” de savunulabilmesine yeşil ışık yakmak durumunda olurlar.


Ki...


Bu da son derece saçma ve zararlı bir “fikir” olur.


İmam Hatip Okulları’nın önem ve fonksiyonlarının devam edip etmediğine karar verecek olan, “Millet”tir.


Partiler millet kapatırsa kapanır, okullar da öyle...


Milletin sahip çıktığı okulların kapatılmasını savunursanız, milletle çatışmış olursunuz.


Ve...


“Fitne” üretmiş olursunuz!..


¥


Düşün düşün bulamıyor insan;


Mümtazer Türköne’nin, bu gündem yoğunluğunda İmam Hatip mevzuuna girmesinin sebebi nedir?..


Hadi bir yazı kaleme aldı; “Bir yaz fantezisi”dir deyip geçtim ama ...


Dünkü sütununda devam ettirince bardak taştı...


Hale bakın ki; Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanlığına, fonksiyonunu yitirdi mi yitirmedi mi meselesini düşünmeden atlayan ve ancak tepkiler üzerine istifa eden Mümtazer Türköne, İmam Hatipler gibi dinamik bir yapının ömrünü tamamladığını iddia ediyor...


Başına güneş geçmediyse, bir “kastı” var demektir!..


İmam Hatiplerin kapatılması çağrısını hem de Zaman gazetesinden yapan, hem de defalarca yapan bir yazarın kastı ne olabilir?..


“Fitne” meselesi üzerine bolca kalem oynatan “Ehl-i Hizmet” kardeşlerimiz tahmin eder mutlaka!..