Yavuz Bahadıroğlu

Yavuz Bahadıroğlu

Sırküpü hayatlar

Sırküpü hayatlar

Hani “hayatım roman” derler ya, gerçekten de her hayatın romansı bir tarafı var...



Her hayat görünen ve görünmeyen yüzlerden oluşur...


Biz görünene bakarız. Hükmümüzü ona göre veririz.


Bazen “ot gibi yaşıyor” deriz, bazen de “amma da renkli hayatı var” diye gıpta ederiz...


Oysa renkli gibi gördüğümüz hayatların arkasında karanlık, “karanlık” gibi gördüğümüz hayatların arkasında ise ışıltı bulunabilir.


Bunu şehit olan askerlerimizin basına yansıyan hayatından öğreniyoruz...


Kimisi sevdalı, kimisi sözlü, kimisi nişanlı, kimisi evli...


Kimisi evlilik hazırlığında, kimisi boşanmak üzere...


Kimisi terhisten sonrasını plânlamış, kimisi işi oluruna bırakmış.


Hepimiz biraz böyle değil miyiz zaten?


Dışımız gülerken içimiz ağlamaz mı zaman zaman; başkasını teselli ederken, aslında kendimizi teselli etmez miyiz?..


Abdullan Şahin’i tanır mısınız?


Bir zamanlar hayatın en komik renklerinden biriydi...


Bir ona gülerdik, bir de kendimize...


“Nokta ile virgül”ün noktası Abdullah Şahin’di, virgülü Enver Demirkan...


Tiyatro kahkahadan çınlardı...


Sadece tiyatro mu, radyo programları, komedi plâkları, vesaireler...


Yıllar yılı hayatımızı şenlendirip renklendirdi.


Ve yıllar yılı ben onu “komik adam” sandım. Hep böyle, sahnedeki gibi güler, güldürür diye düşünürdüm.


İleri bir yaşta gazetelere düşen boşanma haberini okuyunca anladım ki, pek çoğumuz gibi o da “mutlu görünen mutsuz bir adam”dır.


Habere bakalım...


“Nokta Tiyatrosu’nun kurucusu Abdullah Şahin, avukatı aracılığıyla İstanbul Aile Mahkemesi’ne sunduğu dilekçesinde eşiyle 1982’de dünya evine girdiklerini ama evliliklerinin artık çekilmez bir hal aldığını belirtti. Ünlü tiyatrocu, 19 yaşında bir de çocukları olduğu eşinin arkadaşlarının yanında kendisine ‘Sen kimsin, adam mısın?’, ‘Ben sana bakmak zorunda değilim’ diyerek küçük düşürdüğünü kaydetti.


“...evinde eşi ve oğluyla birlikte yaşamaya devam ettiğini ancak kendisine bir oda tahsis edildiğini ve bu oda dışındaki diğer odaların kilitli olduğunu ve içeriye giremediğini belirten Şahin, evde iki kişilik yemek yapıldığını, kendisine yemek dahi verilmediğini, odasının temizlenmediğini, eve gelen temizlikçiyi de eşinin odaya sokmadığını belirtti. Şahin, eşinin ilk evliliğinden olan kızı Oylum Şahin’i de eve almadığını, geçtiğimiz yıl kalp ameliyatı geçirdiğini ve sağlık sorunları nedeniyle kendi işlerini yapmakta bile zorluk çektiğini iddia etti...”


Ve sonuç olarak, eşinden, “bin lira aylık nafaka, 100 bin lira maddi, 100 bin lira da manevi tazminat talebinde bulundu.”


Bir tarafta otuz küsur yıllık evlilik...


Bir tarafta “komik” bir adam...


Bir tarafta da hiç komik olmayan bir “aile dramı”...


Evet, her hayatın içinde bir hikâye tadı var...


Ama bu çok acı bir “hikâye”.


Çoğumuzun hayat hikâyesi acıdır aslında, ama acısını kendimize saklar, gülümser dururuz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yavuz Bahadıroğlu Arşivi