Sevgili Peygamberimiz -sallallahü aleyhi ve sellem- kâinatın yaradılış sebebi, sonsuzluk rehberimiz, baş tacımız. O’na dost olup, âbât olmak veya düşman olup berbat olmak, dileyen dilediği yolu seçer.
Yeryüzü ve gökyüzünün bütün mevcudatı, topyekûn, ins ve cin, Peygamberler Peygamberini övseler veya yerseler, ne olur? Hiçbir yergi, Peygamberimizin büyüklüğünden bir şey eksiltmez ve hiçbir övgü Peygamberimizin büyüklüğüne bir şey katmaz.
Bir Mısır kıptisi veya Yahudi çapulcusu sözde bir filmle Allahın Sevgilisini yermişmiş. Kendilerini tarif etmişler. Çünkü O, diyor ki kişi karşısındakini kendisi gibi bilir. İnsanlığın Hocası, ‘ahmağa verilecek en güzel cevap sükûttur’ buyuruyorlar. Zaten akıllı olsalar, iman devletiyle şereflenirler. Yok saymak, muhatap almamak en etkili cezadır.
Peygamberimiz, kâinatın nur kaynağıdır. Gündüzlerin güneşi, gecelerin dolunayı. Güneşe havlayan, dolunaya uluyan bir kelp onlara ne zarar verebilir? Bahse konu lafta yönetmen aslında figürandır. Gerçek yönetmen, küresel derin güç. Küresel derin güç, İslam dünyasını karıştırıp sömürüsüne esbabı mucibe hazırlama ve İslam şüphesiyle baktığı Barack Obama’nın yolunu kesme kastında. Bayağının adisi, çöplük döküntüsü filme öfkelenip sokaklara çıkmak, zarar verilmesine cevaz verilmeyen elçiye kast etmek küresel derin güce tezgâhtarlık yapmaktır.
Türkiye’de neden tepki yok? Bu bir olgunluk meselesi. Sevgili Peygamberimizi idrak eden fitneye malzeme olmaz. Kim, kimi hangi hukuktan aldığı yetkiyle öldürebilir? Kendinden menkul fetvaya, fetva değil fitne denir. Bir gayrı Müslimin hidayetine vesile olmak mı, bin gayrı Müslimi katletmek mi? Hangisi daha evla? Elbette ve mutlaka birincisi.
İslamiyetin doğuşunu ve yükselişini anlatan, san’atının her üstünlüğüne sahip bir film yapmak ümmetin büyük mükellefiyeti. Bu filmi, 100 milyon dünya seyircisine göstermek, 100 milyon heyecanlı Müslümanın meydanlarda protesto yapmasından 100 milyon kere daha kıymetlidir. İslamiyetin doğuşu ve yükselişini anlatacak bu filmin senaryosu için uluslararası bir yarışma açılmalı ve birinci gelene bir milyon dolar ödenmelidir. Filmin bütçesi de bunun 100 katı olmalıdır.
İslamiyetin doğuşu ve yükselişi....
Film adı olarak uzun.
“İslam Güneşi” demek daha doğrudur. İslam Güneşi sözü ile hem İslam dini ve hem de her insandan her bakımdan üstün olan mübarek Peygamberimiz ifade edilmektedir.
Türkiye Kültür Bakanlığı, İslam Güneşi filmi için koordinatörlük yapmalıdır. Bu maksatla İİT, İslam Bankası, Arap Birliği, Türk Konseyi ve Türkiye ve İslam ülkeleri zenginleriyle STK’larını harekete geçirmek için yoğun bir çalışma yapmalı, Dışişleri Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı ve TİKA çözüm ortağı olmalıdır.
Sinemanın keşfinden bu yana İslam âleminin Çağrı ve Ömer Muhtar filmi dışında film yapamamış olmaları kusurundan böylece kurtuluruz. Evrensel değerdeki bu filmi çekecek, Türk yönetmen ve Türkiye tecrübesi mevcuttur. Sermaye de mevcut. Aşk da mevcutsa yapılır.