M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Çirkinliklerin İnsana Süslü Gösterilmesi

Çirkinliklerin İnsana Süslü Gösterilmesi

Sapıtmak, doğru yoldan ayrılmaktır.

Hiç kimse, yolunun sapık olduğuna, doğru yoldan ayrıldığına inanmaz.

Yani, hiçbir insan, kendisinin yanlış yolda olduğunu söylemez.

Hatta yaptıkları hoşuna gider, amelleri yani söz ve eylemleri kendine güzel görünür.

Kur’an böylelerine: “ameli kendine süslü gösterilen kimse” der.

Bir amel; kötü, çirkin, haram olduğu halde insana nasıl süslü gösterilebilir ki?!

Haşa, Allah teala böyle mi istiyor, bunu mu murad ediyor da böyle oluyor?!

Biliyoruz ki; Allah cc. kulların küfre düşmesinden, nankör olmasından, kötülük yapmasından asla razı olmaz.

Aksine, Allah’ı tanıyıp bilmesinden, gösterdiği yola girip O’na şükretmesinden ancak razı olur.(Bkz.Zümer,7).

Öyleyse, kötü amellerin insana süslü gösterilmesi ne anlama geliyor?

***

Şu bir gerçek ki, sapan veya sapıtan kimse, çirkin söz ve eylemleri kendisine süslü gösterilen kimsedir.

Yani, ancak sapıtanlar bu kötü amelleri süslü görürler.

Her ne kadar, amelleri süslü göstermeye çalışan şeytan bile olsa, onları süslü gören bizzat insanın kendisidir.

Şeytan insanın düşmanıdır, bu kesin.

Bu sebeple şeytan, hiçbir zaman insanların doğru yolda olmasını istemez.

Onları daima kötülüğe, harama, yanlışa, batıla davet eder.

Böylece, kendi yoldaşlarını çılgın ateşin sakinleri olacakları bir akıbete çağırır.

Şeytan çağırır ama, akıl, irade ve sağduyu sahibi insan, bu davete uymaz, uymamalıdır.

Uyarsa, şeytanın davetine icabet ederek tercihini kullanmış olur.

***

Konuyla ilgili Kur’an ayetine kulak verelim:

“Şurası kesindir ki, şeytan sizin düşmanınızdır. O halde siz de onu düşman bilin. O taraftarlarını cehennemliklerden olmaya çağırır.”(Fatır,6).

Şeytan, insana fısıldarken, kendisini ateşe sürüklediğini hissettirmemeye çalışır.

Bunu yaparken de sinsice yapar.

Onun bütün çabası, insanı cehenneme sürükleyerek kendisine yoldaş kazanmaktır.

Şüphesiz ki, dünya hayatı, zevk ve lezzetleri, İslam’da bütünüyle dışlanmaz.

Onlardan makul ölçüde yararlanılır, meşru ölçüler içinde zevk ve tad alınır.

Ancak, dünya lezzetlerine dalıp ahireti unutmak, yoktur.

Eğer dünya metaı, zevk ve sefası; insana Allah’ı ve ahireti unutturuyorsa, bu tasvip edilmez.

Şeytanın da hedefi budur. Yani, kişiyi Allah’ın emirlerinden uzaklaştırıp yasaklarını sevdirmeye çalışmak!..

İnsan, tüm bunları artık severek yapmaya başlar.

Çirkin söz ve eylemler, haram ve yasaklar, kendisine güzel, şirin ve süslü görünür.

***

İnkarda direnip şeytanın yolunu tercih edenler ve onun vesveselerine, kuruntularına aldananlar için, şiddetli bir azap vardır.(Fatır,7).

Allah’a kesinkes inanıp bunda sebat eden ve bu imanla uyumlu eylem üretenlere gelince, onları sınırsız bir bağışlanma ve bir büyük ödül beklemektedir.(Fatır,8).

Şimdi, süslü püslü kötülüklerin cazibesine, boyalı cilalı haramların albenisine kapılıp, bir de onları çok güzel şeylermiş gibi gören kimsenin sonu, yukarıdaki kimsenin sonuyla aynı olabilir mi?

O halde, nefsimize hoş gelen, bize süslü püslü gösterilen eylemler için bu uyarıya dikkat!...



twitter.com/parlakturk
facebook.com/vaktulemin

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi