D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

“Şehir tarihi” ve “kentsel dönüşüm”

“Şehir tarihi” ve “kentsel dönüşüm”

Şu günlerde Konya’da, “şehir” denilince ilk akla gelen yerlerden biri olan kadim Selçuklu başkentinde, “2. Milletlerarası Şehir Tarihi Yazarları Kongresi” yapılıyor. Konya Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde 5 Ekim Cuma sabahı başlayan toplantı, pazar günü sona erecek. 15’i yurtdışından olmak üzere 66 ilim, fikir ve edebiyat adamı şehrin tarihini, edebiyatını, sanatını, maddî ve manevî yapıını (ve elbette bugününü) konuşacak.
Şehir insanlığın ortak yaşama mekânı. Medeniyetler şehirlerde neşv ü nema buldu. “Dünya tarihi şehirlerin tarihinden ibarettir” dense, yanlış olmaz.
Hacı Bayram Veli’nin ifadesiyle, insanoğlu şehirleri inşa ederken taş ve toprak arasında kendi de yapıldı:
Nagehan ol şara vardım
Ol şarı yapılır gördüm
Ben dahi bile yapıldım
Taş ü toprak arasında
Eski türkçede şehir için balık, ordu gibi kelimeler kullandık. Sonra “şehir”de karar kıldık. Arapça “medine” kelimesi, o kutlu şehrin öz adı olarak zihnimizde yer ettiğinden, şehir karşılığı olarak günlük dilimizde yer bulamadı.
Dil devriminden sonra öztürkçecilik iddiasıyla “şehir”i “kent”e değişmek istedik. Peki “kent” gerçekten türkçe asıllı bir kelime mi? “Kend” ipekyolu güzergâhında bir zamanlar yaygın olan dillerden soğdcaya mahsus bir kelime. Farsça üzerinden dilimize geçmiş, fakat bugünkü mânâsıyla değil. Hâlâ Azeriler “kent”i “köy” olarak bilirler. Son yüzyılın türkçe yazan ve en büyük İran şairleri arasında sayılan Şehriyar şöyle söyler:
“Han yorganı, kend içre meseldir, mitil olmaz!”
Kongrenin katılımcılarından, Prof. Dr. Şükrü Karatepe ve Konya Ansiklopedisi hazırlayıcısı Mehmet Ali Uz kelimenin Kayseri ve Konya’da bu anlamıyla kullanıldığını doğruladılar.
Aynı gün, İstanbul’da “Kentsel dönüşüm” resmen ve törenle başlatıldı!
Neyi dönüştürüyoruz? Sanıyorum bunun üzerinde pek düşünülmedi.
Son on yıllarda şehirlerimizi, türkçedeki yerleşik anlamıyla, büyük “kent”lere, kocaman köylere dönüştürdük! Hem milli, hem insanlık mirası şehir örneklerimizi tahrib ettik. Onların arka planındaki yapılış felsefesini anlayarak yeni şehir bölgeleri kurmak yerine yıkarak modernlik iddia ettik. Baltayı ayağımıza vurduk, eski şehirlerimizi yıktık, yenilerini doğru dürüst kuramadık. Şehirlerin “kentleşme”si, binaların yakılmasıyla çözülemeyecek büyük sıkıntılara yol açtı. İnsanların güvenli yaşama mekânı olan şehirler, insan hayatına ve özüne kastedecek bir yapılaşma furyası ile karşı karşıya kaldı.
Şimdi buyurun “Kentsel dönüşüm”e!
Ne demek “Kentsel dönüşüm”? Neyi, neye dönüştürüyoruz?
Şuna düpedüz “şehir ıslahı” desek, herkes anlayacak diye mi korkuyoruz?
“Kentsel dönüşüm” nerelerde yapılıyor? Şehirlerde, büyükşehirlerde.
Şehirle, şehircilikle ilgili kelimeleri bir zamanlar TDK “kent” kelimesinden türetti. CHP bunları tutturamadı, bu partinin zihniyetine karşı olmak iddiasındaki partiler ise yerleştirmek için elinden gelen gayreti esirgemiyor.
Şehirlerde yaşıyoruz, fakat “kent terminolojisi” ile işlerimizi yürütüyoruz. “Kentsel dönüşüm”ü anlamaya çalışırken, şehir kelimesi ile yapılan terimlerin anlaşılabilirliği karşısında kentli terminolojinin muğlaklığı dikkatten kaçırılmamalı.
Doğru bir dil oluşturamazsak, meramımızı dosdoğru ifade edemezsek, yapacağımız işin akıbetinden endişe etmeliyiz.
Evet, şehirlerimizin “Kentsel dönüşüme” değil,” ıslah’a ihtiyacı var!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
D.Mehmet Doğan Arşivi