Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Suçun büyüğü rahmetlide...

Suçun büyüğü rahmetlide...

Kupkuru gazete haberiyle konuya girelim: 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, ölümünün 34. yılında düzenlenecek çeşitli etkinliklerle anılacak.

İnönü Vakfı’ndan yapılan açıklamaya göre, İnönü için ilk tören, Anıtkabir’de gerçekleştirilecek. Ardından İnönü’nün Ankara’daki evi Pembe Köşk’te mevlit okutulacak.

Anma etkinlikleri kapsamında 27 Aralık Perşembe günü Samsun 19 Mayıs üniversitesinde etkinlik düzenlenecek. İnönü, müzik dinletisi, ‘Anılarla İnönü’ konulu görsel sunum ve ardından gerçekleştirilecek söyleşiyle anılacak.

Söyleşide, Prof. Talat Halman ve İnönü’nün kızı özden Toker birer konuşma yapacaklar.

Haber böyle...

İyi olur da, kimdir İnönü?

Hatırlar mısınız bilmem, Deniz Baykal, vaktiyle ‘Keşke’ demişti, ‘Keşke özal ve Demirel vaktiyle enflasyonu düşürebilselerdi.’

Sorumluluğunu hatırlatan bir gazeteciye, ‘Başbakan Yardımcısı’ sıfatıyla ‘aynen’ bu cevabı vermişti; ‘Biz beceremedik, yüzümüze gözümüze bulaştırdık, keşke özal ve Demirel enflasyonla mücadelede başarılı olsalardı da bize iş kalmasaydı’ mealinde...

Bu örneği, biraz da, zihniyet ortaklığına işaret etmek için verdim.

çünkü, 80 küsur yıllık CHP rahmetli İsmet İnönü’yü aşamadı; ‘paşa’nın tasavvurundaki merkezci, totaliter, bürokrat, ‘seçkinler tekkesi’ kimliğinden sıyrılıp halka mal olamadı.

Sizin anlayacağınız, suçun büyüğü rahmetlide...

Bakmayın son yıllarda ‘ortanın solu’, ‘sosyal demokrasi’ diyerek sola yalpa vuruyor gibi yapmasına, CHP’ye rengini veren düşünce asla ‘klasik demokrasi’ olmamıştır.

Adını ‘halk’tan alan, ama hiçbir zaman halkla kesişmemiş bir parti.

Onda yansıyan tamamen İnönü’nün vizyonu ve tasavvuruydu...

Nimet Arzık,‘Bitmeyen Kavga’ kitabında ne güzel tahkiye ediyordu bu fenomeni. Biraz haksız, çokça da acımasızdı yaklaşımında ama, kendisi de rahmetli olmuş Arzık böyle bir kalemdi işte.

Şöyle anlatıyordu İnönü’yü:

Bir asırlık bir vak’adır İnönü vak’ası.

Bitmeyen bir kavgadır İnönü kavgası.

Tabiata aykırıdır.

Geçmişten aldığı hızla gelecekteki kuşakların kaderine hükmeden ‘padişah’tır İsmet İnönü: ‘C’est cas monstre’ Fransızlar’ın deyişiyle...

İnsan olarak yamacındakilerde olmayan özellikleri, sağlamlıkları vardır kuşkusuz.

Lider midir?

Diyemem...

Lider birleştiricidir. İnönü kadar ‘ayırıcı’ varlığa rastlamak güç!

İnönü padişahtır.

Son padişah olduğundan, kimi hiç zedelenmemesi gereken müesseseleri zedeledi, ‘Benden sonra tufan’ diye...

Bizde insan eser vermez, insanın hataları eser verir. İnönü’nün ve CHP’nin eseri işte bu yaşadığımız ‘gün’dür.

‘Adam seçmesini bilmiyor’ derler örneğin.

Bilmez olur mu?

Despot mizacı, güçlü değil ‘muti eleman’ arar hálá. ömründe bir tek kere, o da Atatürk’ün ölümünden sonra kendi janrında güçlü bir elemanla çalıştı:

Recep Peker.

Onu da çil para gibi harcadı.

Kuru satranç ustasıydı.

Hayat kuru satranç masası değildi oysa.

Ufku dar, formasyonu yetersizdi. Kendi geometrik dünyası dışındaki dünyayı yok saymaya meyyal bir halete sahip...

Ankara (dolayısıyla CHP), ‘C’est cas monstre’ koşullarını aşabilirdi.

Aşamadı. Yazık.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi