Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

Benim anlayamadığım…

Benim anlayamadığım…

Birçok demokrat, liberal, muhafazakâr, ilahiyatçı yazar-düşünür, R. Tayyip Erdoğan’ın statükoculaştığını, Atatürkçülüğe yaklaştığını, popülist politikalar uyguladığını, insan hakları açısından verdiği sözleri tutmadığını ve müthiş hayal kırıklıklarına sebep olduğunu sıklıkla söylemeye, yazmaya başladılar.
Daha önce Genel Başkan Yardımcısı Bülent Arınç ve şimdi de Mehmet Ali Şahin, “Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden giden ve onun gösterdiği istikamette ilerleyen, Atatürk’ün izinde olan parti biziz!” diyerek statüko ile birlikte hareket ettiklerini ve sistemle barışık olduklarını seslendirdiler.
Yazarlar teşhis ve tesbitlerinde gayet isabetli olmakla birlikte, bir noktayı gözden kaçırıyorlar:
AKP neden hak ve hürriyetleri geliştiremiyor, Anayasa’yı değiştiremiyor? Çünkü gücü yetmiyor!
Sıfır seviyede aldığı PKK terörünün tırmanmasını önleyemedi, sıfır sorunlu komşulardan savaşa tutuştuğu komşulara dönüştürdü?
Neden 12 Eylül’ün diğer müesseselerini YÖK vesaireyi değiştiremiyor? Gücü yetmiyor!
Neden demokratik açılımları ve AB’ye girişi sağlayamadı, vize gibi haksız bir uygulamaya son veremedi, İsrail’in zulümlerini, vahşetini durduramıyor? Gücü yetmiyor!
Neden başörtüsü yasağı genelgesini (yasak bu genelgeye dayanıyor!) kaldıramadı? Gücü yetmiyor!
Neden askerî vesayeti kaldıramadı, çocuk andına son veremedi, 19 Mayıs kutlamalarını bir haftaya yaygınlaştırdı?
Neden hâlâ en çok kazanan bankalar? Neden Ankara Giyim Sanayicileri Derneği (AGSD) Başkanı Canip Karakuş, bankaların, kendi kârlarından önce ülke ekonomisinin geleceğini düşünmesi gerektiğini söyleyerek “Türkiye’de hayat bankalara güzel’’ diyor?
Neden çek-senette hapis cezalarını kaldırdı ve Türkiye çek-senet protestosu yaşıyor!
Çünkü gücü yetmiyor ve Kemalist, statükocu ve derin güçler böyle istiyor!
Tamam, AKP’nin bugünkü gücü bu kadar. Peki 2007’de gücü ne kadardı? Bugünün yarısı mı? Peki, 2005’de ne kadardı? 2007’nin yarısı! Peki, 2002’de ne kadardı? Sıfıra yakın mı! Ergenekon medyada, sporda, müzikte, bürokraside, sanayide, üniversitede, askeriyede, velhâsıl her kesimde yok muydu? Ne zaman ortaya çıkarıldı, 2008’de… Peki, her yer Ergenekoncu kaynıyorken ve gücü sıfıra yakınken nasıl oldu da iktidar oldu, nasıl oluyor da oylarını arttırıyor? Benim asıl anlayamadığım nokta işte bu!
Şimdi soru şu:
Deccalizmin, ifsat komitelerinin, batı felsefesinin kurguladığı siyasetin kurallarının dışına çıkmanın mümkün olmadığı bir vasatta dindarları kim iktidara itti ve kime, neye hizmet ettiriyor?
Hangi beynelmilel “ifsat şebekeleri” onları siyasetin labirentlerine çekti?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi