M. Şevket Eygi

M. Şevket Eygi

Diyanet'te Militan Feministlerin Yeri Yoktur!

Diyanet'te Militan Feministlerin Yeri Yoktur!

Feminizm İslama, bilime, Kur'ana, Sünnete, gerçeklere aykırı sapık ve bozuk bir ideolojidir.

Gizli, derin, sinsi güçler Diyanet İşleri Başkanlığına militan feminist elemanlar sokarak dinimizi bozmaya çalışıyor.

İnsanlar erkek veya kadın hukuk önünde eşittir ama mutlak eşitlik yoktur.

Kadınların erkeklerden üstün tarafları vardır.

Erkeklerin kadınlardan üstün olduğu taraflar.

Soruyorum:

1. Niçin futbol takımları kadın erkek karışık değildir?

2. Niçin atletizm yarışmalarında kadınlar ve erkekler ayrı takımlarda yarışır?

3. Niçin ordularda kadınlarla erkeklerin sayısı eşit değildir?

4. Niçin millet meclislerinde kadın vekillerle erkek vekillerin sayısı eşit değildir?

Çünkü erkeklerle kadınlar her konuda eşit değildir.

Son yıllarda Diyanet kadrolarına binlerce müftü yardımcısı, vâize ve diğer kadın eleman doldurulmuştur.

İslam tarihinin hangi devrinde müftülerin kadın yardımcıları olmuştur? Hiçbir devirde...

Bir ara çok büyük bir vilayetimizin müftülüğü, imamlara açık bir hanımı müzik ve şan dersi hocası olarak tayin etmişti. Bu da İslam tarihinde görülmemiş bir bid'attir. İmamlara müzik ve şan dersi verilecekse bu iş ehliyetli erkek bir öğretmene verilemez miydi?

Büyük vilayetlerimizden birinin kadın müftü yardımcısı bundan birkaç yıl önce ilmî bir seminerde Sahih-i Buharî'de geçen bir hadis için "Peygambere söyletmişler" tabirini saygısızca kullanmıştı. Sahih-i Buharî Ehl-i Sünnet Müslümanlarının katında ve gözünde "Kur'andan sonra kitapların en doğrusudur", feminist bir Diyanetçi böyle bir sözü söyleme cesaretini nereden almıştır? Diyanet bu kadın müftü yardımcısı hakkında ne gibi muamele yapmıştır?

Kadın müftü yardımcısı olamaz.

Sadece kadınlara vaaz edecek kadın vaizeler olabilir.

Kız çocuklarını ve kadınları eğitecek kadın Kur'an hocaları olabilir.

Onların da mutlaka Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikat ve mezhebinde olmaları gerekir.

Hiçbir din görevlisi ve Diyanet mensubu militan feminist olamaz. Çünkü feminizm İslam'a aykırı bozuk bir ideolojidir. Bir Diyanet mensubu nasıl Marksist, Nazi, rasist olamazsa feminist de olamaz.

İmamlara, açık genç bir kadın müzik ve şan hocalığı yapamaz. Erkek öğretmenlerin kökü mü kurudu ki, Diyanet böyle açık bir kadın hoca bulmuş?

İslam dini erkek Müslümanların, farz namazlarını cemaatle kılmalarını emr eder. Kadınlar isterlerse camilere gelebilir ve kendilerine ayrılan yerlerde namaz kılabilirler ama onlar için cemaat sünnet-i müekkede-i 'ayn değildir, namazları evlerinde kılmaları daha hayırlıdır.

Bir yatsı ve teravih namazında büyük camiye erkek cemaati sokmamak, mâbedin içini otobüs ve minibüslerle taşınmış kadınlarla doldurmak, on dört asırlık İslam tarihinde görülmemiş bid'at ve rezalettir.

Genç kadınlardan bir koro kurup erkeklere konser verdirmek, işte bunun İslamda ve Şeriatta yeri yoktur.

Feministler Kur'andaki muhkem hükümlerin bir kısmını reddediyor.

Miras konusundaki Kur'anî hükümleri reddeden dinden çıkar.

İslam dinine göre ailenin reisi erkektir.

Bir kısım militan ve aşırı feministler Ehl-i Sünnet İslamlığını yıkmak, onun yerine bozuk Fazlurrahmancılık mezhebini getirmek istiyor.

Bu feministler dinde reform, yenilik, değişiklik yapmak istiyor. Onlar dinimizi tahrif etmek istiyor.

M. Kemal bile bu kadarını yapmamıştı, Diyanet kadrolarına kadın elemanlar almamıştı.

Ülkemizde oldukça hürriyet vardır, militan ve reformcu feministler de hürdür ama onların Diyanet kadrolarında yeri yoktur.

Müslüman kadınların vazifesi Hz. Hatice, Hz. Fâtimatü'z-Zehra, Hz. Âişe, diğer Ezvac-ı mutahharat, Râbiatü'l-Adeviyye, Ehl-i Beyt'e mensup saliha hanımlar, veliyye hanımlar gibi taqvalı bir hayat sürmek, kadınlar alemine güzel bir örnek ve model olmaktır.

Buyursunlar Hz. Aişe gibi ilimde, fıkıhta, edebiyatta, en yüksek dereceye çıksınlar, buna kim itiraz edebilir?

Erkeklerle ihtilât etmemek şartıyla öğretmenlik yapsınlar, insanî hizmetler yapsınlar, hayır işlerinde yarışsınlar. Bunlara kim itiraz edebilir?

Feminist kadınlar, samimî iseler, devletin TC başlıklı vesikalarla niçin KDV'li seks köleliğine izin verdiğini sorgulasın ve protesto etsinler.

Esahhü'l-kitab bâde Kitabillah olan Buharî'deki sahih bir hadîs için "Peygambere söyletmişler" diyen zihniyeti protesto ediyor, bir Ehl-i Sünnet Müslümanı olarak hakkımı helal etmiyorum.

Laik bir düzende çarşaflı bir İslam kadını cumhurbaşkanı da olabilir, başbakan da... Feminist Müslüman kadınlar bid'at fantezilerini bir kenara koysunlar, laik rejimin başına çarşaflı güçlü kadınlar geçirmek için çalışsınlar.

İndira Gandi, Şansölye Merkel, Madam Thatcher gibi...

Bu dediğim, açık ve genç bir kadın öğretmene, imamlara müzik ve şan dersi verdirtmek kadar kolay olmasa gerek!

* (İkinci yazı)

Allah Bizi Korusun

Cenab-ı Hak bütün mü'minleri aşağıdaki felaket, bela ve tuzaklardan korusun:

(1) Zaruret olmadığı halde, faizli krediyle ev ve otomobil alınabilir şeklinde şeytanî fetvalar veren aldatan sahte müftülerin (muhtilerin) şerlerinden, onlara uymaktan.

(2) Bozuk düzenlerde bozuk işler yapılır ve haram yenilir diyen iblislerden.

(3) Kur'anı ve hadîsleri, sapık Feminist ideolojiye göre te'vil eden dall ve mudillerin hilelerinden.

(4) Kur'andaki ve Sünnetteki yüzlerce zarurî, muhkem, kesin nass tarihseldir, günümüzde geçerli değildir diyen Pakistanlı zındığın; inananları dinden çıkartan sapık inanç, fikir ve görüşlerinin tesiri altında kalmaktan.

(5) İslam Şinasi adlı kitabında "Allah gerçek bir Janus'tur=Hoda Janus-i hakikî est" diyen İranlı yazarı bir İslam büyüğü olarak tanıtanların tuzaklarına düşmekten.

(6 Hem Müslüman geçinip hem de İslam'ı yıkmak için çalışmış Stalin, Mao gibi Deccal ve Kezzab'ları, zalim ve hunhar diktatörleri sevmek, onların izinden gitmek.

(7) Erkeklerin dikkatlerini açık kıyafetlerden daha fazla çeken Avrupaî alaca bulaca sözde tesettür kıyafetlerine bürünmek ve saçlarını hörgüç gibi yapıp üzerine renkli bir eşarp bağlamak, böylece "Saçlarını hörgüç gibi yapan kadınlar Cennetin kokusunu alamayacaklardır" hadîsindeki tehdidin altına girmekten.

(8) Ehl-i Sünnet, Ümmet, Hilafet şuurunu ve hassasiyetini yitirip; hizip, fırka, grup, parça, cemaat, sekt, klik fanatizmi, holiganlığı, militanlığı bataklıklarına düşüp şeytanın maskarası olmaktan.

(9) Âlem-i İslam'da milyonlarca Müslüman ezilirken, kan kusarken, öldürülürken, evleri tahrip edilirken, yerlerinden yurtlarından sürülürken, dünyayı kendilerine yalancı bir cennet yapıp keyflerine bakanların durumuna düşmekten.

(10) Kur'anda açık olarak listesi bildirilmiş olan Müslüman miskinlerin, fukaranın, borca batıkların, yolda kalmış yolcuların, muhtaçların hakları olana zekatları gasb edip fukaranın ezilmesine sebep olmaktan.

(11) Birtakım din baronlarını erbab haline getirmekten.

(12) Büyük günah ve haram olan lükse ve israfa kapılmaktan; lüks meskenleri, lüks otoları, lüks giysileri, lüks yemekleri ile öğünmek gibi beyinsizlikler sergilemekten.

(13) Ticaretlerin en iğrenci olan din ve mukaddesat bezirganlığı yaparak bu haram yolla nârî zengin olmaktan.

(14) İhalelere fesat karıştırmaktan.

(15) Nemrud'un kulesine nazire yaparcasına göğe ser çeken deccalhâneler inşa etmekten.

(16) Parayı, zenginliği, kazancı put haline getirmekten.

(17) Münâdilerin "Ey Allahın kulları, ey âbidler, ey müstağfirler, ey günahlarına tevbe edenler, ey afvedilmek isteyenler, Allahın lütuf ve keremiyle kurtulmak ve Cennete konulmak isteyenler!.. Haydi kalkın sabah namazı kılın, Allahı anın" dedikleri mübarek vakitte leşler gibi uyumaktan.

(18) Komşusuna eziyet etmekten.

(19) Gıybet etmek suretiyle ölü kardeşinin etini yemek kadar iğrenç ve büyük bir günahı işlemekten.

(20) Hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışıp âhireti unutmaktan.

(21) Hem Müslüman geçinip, hem de Şeriati kabul etmemek beyinsizliğinden.

Önceki ve Sonraki Yazılar
M. Şevket Eygi Arşivi