Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hatıralarım arasında

Hatıralarım arasında

Ekrandaki kadının, tesettürlü hanımları öcüye benzetmesi beni yıllar öncesine götürdü...

O zamanlar on beş yaşındaydım... İlk kız imam hatip okulu Isparta Uluborlu'da açılmıştı ve ben birkaç arkadaşımla birlikte bu okula kayıt olmuştum. İmkanlarımız kısıtlıydı ve büyük zorluklar içinde dinimizi öğrenmeye çalışıyorduk. Sanırım yarıyıl tatiliydi karneyi almış Antalya Gazipaşa'da yaşayan aileme gelmiştim. Bir gün caddede yürürken yukarı taraftan bir kadının canhıraş bir ses tonuyla bağırdığını işittim. Başımı yukarı kaldırdığımda elli yaşlarındaki kadının apartmanın birinci katından aşağı doğru sarktığını ve "Pis öcüüü, sizi bu güzel ülkemizden süreceğiz!" diye bağırdığını ve üzerime doğru tükürdüğünü gördüm. Yaşım gereği böyle bir olaya nasıl tepki vereceğimi bilemiyor ve incindiğimi hissediyordum. Bulunduğum yerden hızla uzaklaşmayı tercih etmiştim ama kadın avazı çıktığı kadar bağırıyor hakaretler yağdırıyordu. Çevremde yaşadığım bu hazin hikayeyi paylaşacağım kimse yoktu. O yüzden sessizliğe gömülmüştüm... O zamanlar bu zevatlar baskı ve dayatmaları ile insanlar üzerinde sulta kuruyor ve savundukları şeyleri adete din gibi gösteriyorlardı.

Ekrandaki kadının tesettürlü hanımları öcüye benzetmesi bana yaşadığım bu hazin olayı yeniden hatırlattı... Dedelerimiz bizlere iki şeyi koruyacaksınız demişlerdi. Bunlardan biri yaşadığımız topraklar diğeri ise inandığımız dindi... Ama bizler bu coğrafyada, değerlerimizi yaşamak ve yaşatmak istediğimizde büyük baskılara maruz kaldık. Pek çok kere yuhalandık, yerlerde sürüklendik ve kendi toprağımızda sürgün hayatı yaşadık.

Bu zihniyet, öyle bir nesil üretti ki, bu nesil, tarihinden ve geleneksel köklerinden koparak, farklı bir ruh ve zihin yapısı ile yeni bir toplum oluşturdu. Onlar klasik tavırlarıyla kendilerini bu ülkenin yegane sahibi olarak gördüler ve adeta eski Cumhuriyet dönemi kaymakamları gibi insanları hizaya sokmaya çalıştılar. Onların sözcülüğünü yapan, sinema ve tiyatro çevrelerinin ya da herhangi bir sosyal ictimai teşekkülde çalışanların eylem ve söylemlerine baktığınızda toplumun geleneğine dinine ve kültürüne ne kadar yabancı olduklarını görürsünüz. Bu topraklarda bitmiş yabani bir ot gibiler. O yüzden söyledikleri hiçbir şey bu halkın hafızasında ve benliğinde bir yer bulamıyor. Zaten bütün çırpınışları da o yüzden değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi