Misafir olduğunuz bir evde nasıl davranırsınız? Sanırım, ev sahibinin koyduğu kurallara uyum sağlar ve hiçbir rahatsızlık vermemeye çalışırsınız. Mesela evi kirletemezsiniz, insanları rahatsız edemezsiniz, ev sahibinden habersiz evin diğer bölümlerine geçemezsiniz, eşyaların yerine değiştiremezsiniz. Çünkü burada misafirsiniz ve kurallar evin sahibi tarafından belirlenmiştir. Misafirliğin geçici bir süre kalmak olduğunu bilir ve buna göre davranırsınız.

Tıpkı bunun gibi, dünya hayatı da bir misafirhane hüviyetinde ve bizler burada birer misafiriz. Ama ne yazık ki, kalıcı bir unutkanlığa müptelayız. Çünkü çoğu zaman misafir olduğumuzu unutup ev sahibi gibi davranıyoruz. Eğer dünya evinde geçici bir misafir olduğumuzun bilincine varırsak, nereden geldiğimizi, nereye gideceğimizi ve bulunduğumuz mekânda nasıl davranmamız gerektiğini de biliriz. Dünyanın geçici bir yol kavşağı olduğunu idrak edersek de ölümü, ahreti, sorgu ve suali aklımızdan çıkarmaz ve kötülüklerden uzak durmaya çalışırız. Unutmayalım misafirlikteyiz dolayısıyla ev sahibi gibi davranamayız. Ama ne yazık ki, bu misafirhanede kaçak yaşayanlar ve hırsızlık yapanlar da var. Onlar Allah’ın arzında onun emirlerini tanımaz, evin bütün koşullarını, kurallarını bozar, diğer insanların haklarını hukuksuzca çiğner ve umursamasızca yaşar ve evin huzurunu kaçırırlar.

Dünyanın geçiciliği konusunda farkındalık kazanan bir kişi kötülüğün taşıyıcılığını yapabilir mi? Masum ülkeleri işgal edip insanları acımasızca katledebilir mi? Elbette edemez, çünkü ahirete inanan kişi yaptığı hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını bilir ve buna inanır.

Dünya, ahiret azığının elde edilmesi bakımından kıymetlidir. Bu süreci kazanca çevirebilmek için ise, misafir olduğumuzu unutmamalı ve Allah’ın koyduğu kurallara uymalıyız. Aksi takdirde bu kısacık hayatın hazlarını ebedi bir mutluluğa tercih etmiş oluruz ki, bu akıllı insanın yapabileceği bir şey değildir.