M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Herkes Yaptığının Karşılığını Bulur

Herkes Yaptığının Karşılığını Bulur

Öteden beri tartışılan konulardan biridir:
İyi insanlar, hep Müslümanlardan mı çıkar?
Gayrimüslimler içinde hiç mi iyiler yoktur?
Ya da, inanmayan insanlar, hiç mi iyi iş yapmaz, hayırlı işlere imza atmazlar?
Onların yaptıkları iyi, güzel ve hayırlı işler, karşılıksız mı kalacak?..
***
Şurası kesindir ki, Allah adildir, kimseye haksızlık etmez.
Ve hiç kimsenin yaptığı iş, karşılıksız kalmaz, kalmayacaktır.
Herkese hak ettiği verilecek ve kimseye haksızlık yapılmayacaktır.
Allah Teala’nın va’di budur:
“O gün, hiçbir kimse en ufak bir haksızlığa uğramaz. Siz orada ancak yaptıklarınızın karşılığını alırsınız.” (Yasin/54).
Haksızlık yapılmayacağı kesin de, acaba bu karşılık nasıl ve nerelerde tecelli edecektir?
Aşağıdaki ayette bunun işaretlerini görüyoruz:
“Peki, geleceğinde hiç şüphe olmayan bir günde onları bir araya getirdiğimiz ve herkese kazandığı (amellerin karşılığı) tam olarak verilip de kendilerine haksızlık edilmediği zaman (bakalım hâlleri) nasıl olacak!”(Al-i İmran/25).
Burada insanların yaptıkları her işin değerlendirileceği ve bu değerlendirilmeye göre karşılığının verileceği anlaşılmaktadır.
Ancak, “halleri nasıl olacak?” derken, kimler kast edilmektedir?
***
Acaba, dünyada iyi, güzel ve hayırlı işler yapanlar, hangi değerlere ve kriterlere göre yapmışlar ve hangi amaçlara hizmet etmişlerdir?
Bu işlerde, Allah’ın rızası ve ahiret kaygısı söz konusu olmuş mudur?
Ya da, bir riya vurgusu, bir gösteriş tutkusu var mıdır?
İşte bütün bunlar, değerlendirmelerin konusudur:
“Kim, (yalnız) dünya hayatını ve zinetini istemekte ise, işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve orada onlar hiçbir zarara uğratılmazlar. İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; (dünyada) yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler (zaten) bâtıldır.”(Hud/15-16).
Demek ki, dünyalık için yapılan iyi, güzel ve hayırlı işlerin karşılığı dünyada verilecek, böylece hak yerini bulacaktır.
Ancak, bu işler ahiret amaçlı yapılmadığı için de orada karşılık bulamayacak, onlar ödüllerini ahirette alamayacaklardır:
“De ki: Size, (yaptıkları) işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi? (Bunlar;) iyi işler yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir. İşte onlar, Rablerinin âyetlerini ve O'na kavuşmayı inkâr eden, bu yüzden amelleri boşa giden kimselerdir ki, biz onlar için kıyamet gününde hiçbir ölçü tutmayacağız.” (Kehf/103-104).
***
Onların ahirette karşılık bulamamalarının sebebi; hedeflerinin sadece dünya olmalarından, bu yaptıklarıyla nefislerini tatmin edip bunun zevk ve sefasını sürmelerinden, kendilerini müstağni görüp Allah’ı ve ahireti düşünmemelerinden, İslami ilkelerle değil beşeri kurallara göre hayat tarzlarını oluşturmalarındandır.
Çünkü onlar, Allah hakkında doğru bilgiye sahip olmadıkları gibi, O’nun gönderdiği dini, kitabı ve peygamberi hakkıyla tanıyıp onlara gereğince tabi olmuş değillerdir:    
“(Resûlüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun, Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun! Hayır! Sen başkasına değil, yalnız Allah'a kulluk et ve şükredenlerden ol. Onlar Allah'ı hakkıyla tanıyıp bilemediler. Kıyamet günü bütün yeryüzü O'nun tasarrufundadır. Gökler O'nun kudret eliyle dürülmüş olacaktır. O, müşriklerin ortak koşmalarından yüce ve münezzehtir.” (Zümer/65-66-67).
“Herkesin yaptıklarına göre dereceleri vardır. Allah, onlara yaptıklarının karşılığını verir, asla kendilerine haksızlık yapılmaz. İnkâr edenler ateşe arz olunacakları gün (onlara şöyle denir): Dünyadaki hayatınızda bütün güzel şeylerinizi harcadınız, onların zevkini sürdünüz. Bugün ise yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızdan ve yoldan çıkmanızdan dolayı alçaltıcı bir azap göreceksiniz!” (Ahkaf/19-20).
***
Ayetler çok açıktır. Nihayet, şu ayet kafalarda varsa son tereddüdü de izale edecek netliktedir:
”Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur: Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer. Kazandıklarından hiçbir şeyi elde edemezler. İyiden iyiye sapıtma işte budur.” (İbrahim/18).
Görülüyor ki, iyi, güzel ve hayırlı işler, ahirette ancak imanla değer bulmaktadır.
İçinde imanın olmadığı işlerin karşılığı ise, sadece dünya ile sınırlı kalır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi