Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Süt kardeşliği (2)

Süt kardeşliği (2)

Hz. Ali “İnsanlar ya insanlıkta ya da dinde kardeştirler” der. Her iki durumda da kardeşlik kavramı, yakınlığı, yardımlaşmayı, sevgi ve güveni çağrıştırıyor. İnsanlıkta ve dinde kardeş bildiğimiz kimseler ise bir elin parmakları gibidir. Birinin canı yandığında diğeri de hisseder. Çünkü İslam kardeşliği nesep kardeşliğinden çok daha öte bir şeydir. Kardeşim dediğimiz kişiyi kendimizden sayar ve kendimiz için istediğimizi onun için de isteriz. Zira bir kişiyi kardeş bilmek ona güvenmek, inanmak ve onunla aynı yolda yürümek demektir. Yürümekte olduğumuz yolda kardeşimizle karşı karşıya değil daime kol kola gider ve birbirimizden destek alırız.

Hiç tanımadığımız bir kişi ile karşılaştığımızda ona “kardeş” diye hitap ederiz. Bu aslında o kişiye değer verdiğimizi gösterir. Zira kardeşlik, aynı anadan doğan ya da aynı inancı taşıyan kişilerin yakınlığını ifade eder ki, bizler karşımızdaki kişiye de aynı ifade ile hitap ederek değer verdiğimizi gösteririz.

İslam toplumlarında asırlardır devam eden süt kardeşliği ise, aile bağlarımız ve yakın ilişkilerimiz ile birlikte ele alınır. Zira süt, iki insan arasında hukuksal, duygusal ve sosyal bazı hakları da beraberinde getirir. Mesela süt kardeşiniz ve onun bazı yakınları ile evlenemezsiniz. Onu öz kardeşleriniz arasına katar ve özel bir değer biçersiniz. Aynı göğüsten aldığınız süt sizi bir ailenin ferdi kılar ve siz o aile ile yakın bir bağ kurarsınız. Bir yakınım süt çocuğu için “ bu benim hazır kızım, benden doğmadı ama sütümü verdim ve kızım oldu” derdi. Bir sütannenin bu duyguları, sütü alanla veren arasında sıcak bir bağın geliştiğini de gösteriyor. Yani, anne ile çocuk arasında bir yakınlık kuruluyor ve anne kendinden doğan çocuklar için beslediği duyguları süt çocuğu için de besliyor.

Hazreti Peygamber bir sütannenin mahiyetinde büyümüş ve ona her zaman hürmetle muamele etmişti. O dönem Arabistan’da sütannelik yaygındı ve çocuklar kırsal bölgelerde yaşayan süt annelere verilir, buradaki kimselerle bir akrabalık bağı kurulurdu. Bu, insanları birbirine yakınlaştırır ve akrabalık halkasını genişletirdi.

Süt kardeşliği, yaygın olarak Müslüman toplumlarda uygulandığından, buradan kaynaklanan aile ilişkileri, yakınlık ve kardeşlik duygusu Batılı araştırmacılar tarafından pek dikkate alınmaz. Çünkü kardeşlik ve akrabalık ilişkileri bu toplumların pek nazarı dikkate aldığı bir şey değildir. İnsanlar kan ve ya süt bağı ile kardeş olur ve bir yakınlık kurarlar. Bu bağ iman ile güçlendirildiğinde ise, aralarında apayrı bir topluluk oluşur ve bu topluluk birbirlerinin gören gözü yürüyen ayağı olur.

Kardeşlik ilişkilerinde riya, kin, nefret ve çıkarcılık yoktur. Onların birbirlerine olan sevgileri bir annenin sütü kadar temiz ve durudur.

Süt Kardeşliği, İslami ölçüler dikkate alınarak ve ailelerin bilgisi dahilinde yapıldığı taktirde aile bağlarının genişlemesine vesile olabilir. Yalnızlaşan ve özünden uzaklaşan insanların kardeşlik duygusu ile güçlenmelerine ve birbirlerine destek sağlamalarına katkı da yapılabilir. Bütün bunların yanında bencilleşen ve çocuğundan kopan annenin gönlüne şefkat filizleri de doğabilir…Ancak bunun için Allahın koyduğu ölçülerin korunması ve bu uygulamanın ailelerin kendi rızaları ile doğal yollardan yapılması gerekmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Fatma Tuncer Arşivi