Cemal Nar

Cemal Nar

“Hz. Muhammed’siz (s.a.v) Kutlu Doğum” 1

“Hz. Muhammed’siz (s.a.v) Kutlu Doğum” 1

Bir e-posta aldım, başlığı bu idi. ““Hz. Muhammed’siz (s.a.v) Kutlu Doğum olur mu yahu? Dedim haliyle ve kim göndermiş diye baktım. Eskişehir’den Ali İhsan İyibilen. 

Kendisini tanımadım. Tabi her gün öven, yeren, söven bir sürü mail aldığımdan önce yazıya baktım. Bayağı uzun bir yazı olunca içimde isteksizlik uyandı. Ama tam da kutlu doğum için konferanslara hazırlandığım bu günlerde bu başlık da ne demekti?

Erinmedim okudum. Üstünde düşündüm. Benden başkasına da yollanmış mıdır, bilmiyorum. Faydalı olur diye iki yazı serisi ile konuya girmek istedim. Bu ilk yazıda siz de erinmeden o mektubu okuyarak konuyu tanıyın ve içindeki faydalı bilgilerden istifade edin istedim. İşte o mektup:

“Muhterem Cemal NAR Beyefendi,

Kutlu Doğum Haftası kapsamında Eskişehir Milli Eğitim Müdürlüğü, Eskişehir Müftülüğü, Gülen Cemaati mensuplarınca teşekkül ettirilen YUSEV, ESED, EDİMDER ve EMEDER dernekleri tarafından 20Nisan 2013’te 'Eskişehir O'nu Okuyor' adlı kitap okuma yarışması düzenlenecektir. Bu yarışma için öğrencilere ve vatandaşlara binlerce ücretsiz siyer kitabı dağıtılmıştır. Yarışmada lise 9, 10, 11, 12. sınıflar ve yetişkinler Dr. Reşit HAYLAMAZ’IN “Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" isimli siyer kitabından sorumlu olacaklardır. Bu kitabın “Cennet” konu başlığı altında Peygamber Efendimize (s.a.v) çirkin bir iftiraya yer verilmiştir. Lise öğrencilerine ve yetişkinlere okutulması hedeflenen bu kitabın 252. sayfasında şu ifadeler yer almaktadır:

 "Ancak O'nun hedefi, öncel ikle bütün insanları rahmet ve şefkatle kucaklayıp, ümmeti arasında da kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendisini kabul etmese bile La ilahe illallah diyen herkesi buraya getirmekti. Çünkü O (s.a.v), 'Kim La ilahe illallah derse cennete girer' buyuracaktı. Daha baştan O (sallallahu aleyhi ve sellem), bunun için yaratılmış ve onun için de, ilk yaratıldığı hâlde gelişi sona denk getirilmiş; peygamberlik güftesine kafiye koyacak son sultan olduğu için de, bedeniyle ruhunun buluşması risâlet açısından en sona bırakılmıştı. 

 Hz. Peygamber'e imanın, Müslüman olmanın zorunlu bir unsuru olmadığı inancını işleyen bu ifadeler, bir bütün olarak peygamberlik kurumunu, özel olarak Hz. Peygamber (s.a.v)'in risaletini inanç sistemi dı= Eına itmektedir.

 Paragrafın sonunda yer alan: “Daha baştan O (sallallahu aleyhi ve sellem), bunun için yaratılmış ve onun için de, ilk yaratıldığı hâlde gelişi sona denk getirilmiştir.” cümlesinde Allah (c.c.)’ın Peygamberimizi, kendisini kabul etmese bile “La ilahe illallah” diyen insanları getirmek için yarattığı, O’nun yaratılış sebebinin bu olduğu söylenerek Allah(c.c)’a iftira edilmektedir. 

 Dinler Arası Diyalog çalışmalarında sıkça işlenen: Üç dinden herhangi bir dine inanmak yeterlidir. Mühi m olan kelime-i tevhid inancıdır. Hz. Muhammed’i kabul ve tasdik etmek şart değildir, inancının Kutlu Doğum” gibi ulvi bir faaliyetin içinde hayat bulması,  ödüllü yarışmalarla öğrencilerimize, gençlerimize, vatandaşlarımıza aşılanmaya çalışılması çok üzücü ve aynı zamanda düşündürücüdür. Peygamberinin hayatını okumak, öğrenmek isteyen halkımız bu yarışma ile hiç farkında olmadan kirli bir oyunun propagandası ile karşı karşıya kalmıştır.

 Muhterem Cemal NAR Beyefendi, sizden yarışmayı tertip eden kurum ve kuruluşların ikaz edilmesi, kamuoyunun bu konuda bilgilendirilmesi ve aydınlatılması, sağduyulu basınını meseleyi sahiplenmesine matuf girişimlerde bulunulması hususlarında yardımlarınızı talep ediyorum.

 Nevşehir’de düzenlenecek “Nevşehir  O'nu Okuyor' adlı yarışmada yarışmaya esas teşkil eden Dr. Reşit Haylamaz’ın “Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" isimli siyer kitabında yer alan vahim ifadelere  Avanos Anadolu Gençlik Derneği itirazda bulunmuştur. Derneğin durumu Diyanet İşleri Başkanlığına bildirmesi üzerine Diyanet İşleri başkanlığı Nevşehir Müftülüğüne aşağıdaki yazıyı göndermiş bunun üzerine Nevşehir Müftülüğü yarışmadan çekildiğini açıklamıştır. Aynı yarışmanın yapıldığı Mamak’ta da tepkiler üzerine Milli Eğitim Müdürlüğü ve Müftülük bu yarışmadan çekilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yazısını dikkatinize sunuyorum:

"Nevşehir Müftülüğünün de katıldığı "Nevşehir O'nu (s.a.v) Okuyor" isimli kampanya kapsamında öğrenci ve vatandaşlara okutulması hedeflenen Reşit HAYLAMAZ isimli yazarın "Gönül Tahtımızın Eşsiz Sultanı Efendimiz" adlı kitabının 252. sayfasında şu ifadeler yer almaktadır:

"Ancak O'nun hedefi, öncelikle bütün insanları rahmet ve şefkatle kucaklayıp, ümmeti arasında da kelime-i tevhidin ikinci yarısını söylemekten kaçınarak kendisini kabul etmese bile La ilahe illallah diyen herkesi buraya getirmekti. Çünkü O, 'Kim La ilahe illallah derse cennete girer' buyuracaktı."

Hz. Peygamber'e imanın, Müslüman olmanın zorunlu bir unsuru olmadığı intibaını uyandıran bu ifade ler, bir bütün olarak peygamberlik kurumunu, özel olarak Hz. Peygamber (s.a.v)'in risaletini inanç sistemi dışına itmiş algısı oluşturmaktadır. Zira;

1. Kur'an'ı Kerim pek çok ayet-i Kerime'de Hz. Peygamber''e imanı açıkça emretmiştir:

"Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur" (Nisa-136).

2. Yazarın zikrettiği ve kaynaklarda yer alan "Kim La ilahe illallah derse cennete girer" (Tirmizi, İman, 17; İbn Hanbel, Müsned, XXXII, 465) hadisindeki Tevhid ifadesi sını rlayıcı bir şekilde anlaşılmamalıdır. Zira bu rivayetin farklı ve pek çok tarihinde Hz. Peygamber'e iman açıkça bir şart olarak zikredilmiştir. Buhari'de yer alan "Kalben tasdik ederek Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed (s.a.v)'in O'nun elçisi olduğuna şehadet eden kimseye Allah cehennemi haram kılmıştır" (Buhari, Camî', I, 37; Tirmizi, Sünen, IV, 320) rivayeti bu hadislerden sadece biridir.

Nitekim böylesi temel bir meselede ayetleri görmezden gelerek ve hadisleri parçacı bir anlayışla değerlendirmek yanlış bir yaklaşımdır.

3. Yazarın zikrettiği tarikte, kelime-i tevhidin sadece ilk kısmının yer alması, âlimler tarafından "Esasında kelime-i tevhidin ilk kısmı (La ilahe illallah) sonraki kısmını da (Muhammedün Resulullah) kapsayan nitelikte bir şiar olduğundan, bazı rivayetlerde birinci kısımla yet inilmiştir (İbn Hacer, Fethu'lbari, I, 194)" şeklinde yorumlanmaktadır.

4. Öte yandan Hz. Peygamber (s.a.v)'in mezkûr hadisini delil olarak kabul etmek, zorunlu olarak O'nun Peygamberliğini de kabul etmeyi gerektirir.

Sonuç olarak, yukarıda geçenlere benzer şekilde, hadisleri bağlamından koparıp ilgili ayet ve hadisleri dikkate almaksızın yanlış algılar oluşturacak şekilde yorumlamak dini hassasiyetle bağdaşmamaktadır."  Diyanet İşleri Başkanlığı

Muhterem Cemal NAR Beyefendi, Bu hususta yapacağınız hizmetleriniz için şimdiden teşekkür ediyorum.

Saygılarımla.”

Cevabımız gelecek yazımızda inşallah.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Cemal Nar Arşivi