Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Markalı giysiler ve kompleksli gençler

Markalı giysiler ve kompleksli gençler

Ergenlik döneminde gençlerin en büyük korkusu, arkadaşları tarafından dışlanmak ve küçük düşürülmektedir. Bu nedenle gençler arkadaşları arasındaki itibarlarını yükseltebilmek için çeşitli yollara başvururlar. Bunlardan biri de gençler arasında sıklıkla karşılaştığımız marka takıntısıdır. Bu vesile ile genç arkadaşları arasında daha fazla itibar göreceğine ve daha yüksek bir konuma geçebileceğine inanmaktadır. Ancak üstünlüğü giyim kuşam ve maddiyat üzerine kurgulayan bu gençler ileriki yaşamlarında sahip oldukları ile öne çıkmaya çalışan mutsuz ve doyumsuz birer erişkin oluyorlar. Elbette, idealleri olan ve geleceğe umutla bakan bir genç için bu tür takıntılardan söz edemeyiz. Bu çocukların ekserisi kendilerine sürekli kompleks aşılayan, iç dünyalarında yoğun çatışmaları olan sağlıksız ailelerden gelmektedir.
Çocuğun kişilik yapılanması ailede şekillenir. Aile bireyleri, birbirlerine sahip oldukları eşyalar ile değer biçiyorlarsa çocukta marka takıntısı ortaya çıkabilir. Zira çocuk bir süre sonra üstünlüğün ancak sahip oldukları ile mümkün olabileceğine inanır ve sosyal ortamlarda arkadaşları tarafından kabul görmek istediğinden bütün harçlığını markalı giysilere yatırır. Yeter ki sevsinler, yeter ki değer versinler genç her şeyini feda etmeye hazırdır. On sekiz yaşındaki bir genç lise hayatında babasının büyük şirket sahibi olduğunu söyleyip arkadaşları arasında itibar kazandığını, ancak bir süre sonra arkadaşlarının babanın bir fabrikada işçi olduğunu öğrenip kendisiyle alay ettiklerini anlatmıştı. Ona niçin böyle söyleme gereği hissettin diye sorduğumda, “çünkü babamın şirket sahibi olduğunu söylediğimde bana daha fazla değer vermeye başlamışlardı” demişti. Eğer bir gençte marka takıntısı varsa ve arkadaşları arasında bu yolla değer elde etmek istiyorsa bu çocuğun güvensiz biri olduğunu ve sevgi açlığı çektiğini düşünebiliriz. Böyle durumlarda aile çocuğu tenkit etmemeli aksine sevgi ile yaklaşmalıdırlar. Bir anne kızımda aşırı marka düşkünlüğü var, çakmada olsa markalı giyinmek istiyor. Aksi takdirde arkadaş grubundan dışlanacağından korkuyor ne yapmalıyım? demişti. Böyle durumlarda aile çocukla konuşmalı ve “bir kişinin giyim kuşamı ile değil iyilik ve erdemleri ile değer kazanabileceği” vurgusunu yapmalıdırlar. Çocuğa yoksulluğun, kişinin izzetinden hiçbir şey eksiltmeyeceğini, eğer arkadaşları kendisini bu nedenle terk edeceklerse buna da itibar etmemesi gerektiğini izah etmelidirler. Aksi taktirde marka ile gelen itibardan kimseye hayır gelmez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi