Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Yılmaz dursun, Gül Taşlı Cenal yazsın!

Yılmaz dursun, Gül Taşlı Cenal yazsın!

Önce parktaki “ağaçlar yerinde dursun” dediler...
Ağaç zaten durur!

Gerçi memlekette yürüyen bir sürü odun var ama!
Bu yürürlerden biri, eskiden tuvalet kapılarına yazılanlar tarzında yazan biri...
Eski “böyyök gazete”de köşe tutmuş, hani amiral gemisiyken reisin takası olan gazetede.
İdrak seviyesi orta mektepli. Daha fazlasını zihni almıyor.

Okuyucularını da öyle yetiştirmiş. Biraz onu aşan, orta mektepten liseye terfi eden gazeteyi bırakıyor, doğru dürüst şeyler okuyayım diye.

Yaz münasebetiyle iki gün kaçamak yapacakmış... Böyle duyurmuş sütunundan.
Ertesi gün okuyuculardan küfrün bini bir para! Rüzgâr eken fırtına biçer, bütün dili küfür üzerine kuran, sonunda küfür yer, hem de yetiştirmelerinden.

Meğer meşhur “bunu yazıp okuyan tosun”, tatile çıkmamışmış... Ailevi sağlık sorunları filan... Yani mazeret meşru!
Bu adamda zerrecik iz’an olsa durur düşünür: “Ben ne yapıyorum? Hastalıklı zihinler yetiştiriyorum.”
Her günkü işim bu: İnsanları nefretle doldurmak!
Tamam bir düşman üretiyorum. Düşman olmasa, yazmanın anlamı yok. Öyleyse, düşman mutlaka olmalı. O düşmanın benim düşmanım olması için, benim düşmanımın sıfatlarını taşıması lâzım.

Ben demek toplum demek, benim düşmanım toplumun düşmanıdır! Düşman tanımlamak benim işim. Bunun için ne gerekirse yaparım, her yola yatarım.
Yalan dolan... Bunlar gazetecilikte mübah. Hangi yalanımı kim soracak? Yalan basının vazgeçilmez gıdası.

Ya mahkemeler? Bu dünya mahkemelerinde yalan suç teşkil etmez. Öbür dünya da benim alanıma girmez!

Yalan yanlış mühim değil. Çiziktir.
Tamam da, bu yeter mi? Bazen senin yazacağını konuşanlar oluyor. Seni kıskandırıyorlar açıkcası.

Aslında seni kıskandırsa da, düşünceni destekliyorsa, topluma servis et. Dışarıdan bakanlar “yahu bu adam boşa konuşmuyor, işte delili!” desinler.
Gül Taşlı Cenal…

Hiç fena değil. İletişim okumuş. Mesleki kariyer için iyi bir başlangıç. Bekir’in yerine gelenin son kullanma tarihi geçerse, kim doldurur yerini?
Benim adayım belli: Gül Taşlı Cenal!

Kadın harbiden yetenek küpü. Fevkalade “yaratıcı”! Yılmaz’ın jargonunu kapmış, hatta ötesine geçmiş. Yazmakla kalmıyor, oynuyor!
Rolünün hakkını gerçekten veriyor.

Müftünün karısı! Yılmaz Özdil nasıl bir müftü karısı düşlerdi? İşte onu oynuyor Gül Taşlı. Hem de dört dörtlük!
Yılmaz’ın aklı durmuş! Kadının beyanlarına sıkı sıkıya sarılmış, herkese yaymış…
Dinleyen “işte budur!” diyor.

Müftünün karısı, barcı-pavyoncu çıkmasın mı! Üstüne üstlük CHP ilçe başkanının eşi!
Yılmaz, duran adamı oynama!

Senin bu millete kuvvetli bir özür borcun var!
Çık milletin huzuruna, Gül Taşlı’nın iğreti eşarbını başına tak özür dile!

Şerefli biri bunu yapar!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum
Asım Yenihaber Arşivi