Faruk Köse

Faruk Köse

Başı örttük, sorunlar bitti mi?

Başı örttük, sorunlar bitti mi?

Bitmedi. Sadece başı/saçı örtmekle “esaslı sorunlar”ımızın bitmiş olduğunu sanmayın; daha yapacak çok iş var.

İlk olarak, “başın nasıl, hangi biçimde, niçin örtüleceği” konusundan hassasiyet gerekiyor. Sadece saçları örtmekle yetinmeyip mahremiyetin bütün gereklerine uymak lazım. İslami manada “tesettür”e işlevselsellik kazandırmak öncelikler arasında yerini almalı. Bunun için, “öz nitelikler”e uygun olarak “İslami kimlik” takınabilmeli, taşınabilmeli, gereğine uygun olarak yaşanabilmeli.

Bu “lüzumlu hatırlatma”yla beraber, “başörtüsü”nün Meclis’e girmesinin “çok önemli bir kazanım” olduğunu, bunun altına imza atan AKP’nin “milletin gönlü”nde müstesna bir yere oturacağını söylemeye gerek yok sanırım.

Ancak “karşı kıyı”dakilerin boş durmayacağından, “devrim”i geriye döndürmek için her türlü “mürtecilik”i yapacağından kuşkunuz olmasın. Nitekim bir CHP milletvekili bunu, “AKP’ye oy vermemiş her kesimden insan adına söylüyorum.... ‘inanç gereği baş örtülür’ sözü laik devletin tasfiye sözüdür ve bununla mücadele etmek boynumuzun borcudur, ....gazamız mübarek olsun!” sözleriyle ilân ediyor.

Kim bu? CHP İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Birgül Ayman Güler. Açıkça savaş ilân ediyor! Sonra, Meclis’e başörtüsü ile girilmiş olmasının “Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyeti için en kara günlerden biri” olduğunu söylüyor. Burayı geçiyoruz, zira kişisel-ideolojik görüşüdür, duygusal algılaması böyledir.

Ancak bundan sonra söyledikleri, bu zamana kadar, özellikle CHP’nin ve “siviliyle-üniformalısıyla Kemalist bürokrasi”nin, “Kemalist ideoloji” gereği yaptıklarını nasıl da inkâr ettiğini, nasıl da sıkıyı görünce “anlam kaydırması”na başvurduğunu gösteriyor. Zaten CHP, başörtülü vekilin Meclis’e girişini engelleyemeyeceğini anlayınca, güya “AKP’ye koz vermemek için müdahil olmamış gibi yaparak”, bir nevi vuruşarak çekilmedi mi?
CHP milletvekili şöyle diyor: “Herkes tarafından bilinir; bizim başörtüsü sorunumuz hiç olmadı... Hepimiz başörtüsünü takan annelerin, ninelerin çocuklarıyız.”

Görüyor musunuz? “CHP’nin başörtüsü aleyhine yaptığı açıklamaları, eylemleri, Danıştay’a ve Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruları” listelemeye kalkışsak, bu köşeyi gazetenin son sayfasına kadar uzatsak sığdıramayız. CHP’nin tarihine bakın, icraatlarının tümü “İslami kimlik”e karşı olmuş. CHP’li tarihte bu ülkenin “sosyal dokusu”na uygun olarak yapılan tek bir şey bulamazsınız. Sonunda yine de annelerinin, ninelerinin başörtüsünün altına sığınmak zorunda kalıyorlar.

İslam’a düşmanca yaklaşan, ya da İslam’dan bazı unsurları “kişisel ideolojisi”ne referans alma alışkanlığında olanlar, “İslam’da şu yok, İslam’da bu yok” diye söze girerler ve ardından, kendi kafalarına uygun bir “İslam tipolojisi” çizip ahkâm keserler. Bunların “İslam karşıtı olan”larıyla “İslam taraftarı görünen”leri arasında fark göremezsiniz. Nihayetinde, “İslam’ın hükümlerinin hayata hakim olmasını iptal” noktasında buluşurlar.

CHP milletvekili de hızını almış bir kez ya, paldır-küldür ilerliyor. İslam’la alâkası olmadığı her haliyle belliyken, İslam’a dair fetva verip ahkâm kesiyor. Meğer hepimiz yanlış biliyormuşuz, “dinimizde” başörtüsü yokmuş! Diyor ki:
“Sünni Hanefi inancına sahip olanlardan biri olarak, dinimizin kadınların başını örtmeyi emrettiğine inanmıyorum. Bu bir mezhebin, birkaç tarikatın Arap geleneklerinden Türkiye’ye taşıdıkları bir olay....”

“Allah’ın örtü emri”ni inkâr edenin dinde hükmü bellidir. Ancak burada bir husus daha var. CHP’li vekil, başörtüsüne karşı çıkarken referans olarak aklınca İslam’ı gösteriyor. Niye karşı çıkıyormuş başörtüsüne? Çünkü İslam’da başörtüsü yokmuş! Sanki İslam’ın neyi emredip neyi yasakladığına önem veriyormuş, hayatını buna uygun yaşıyormuş gibi.

Ancak söz bir kez ağızdan çıkınca söyleyeni bağlar. Madem ki CHP’li vekil İslam’ın hükümlerine itibar ediyor(!), “İslam’da olmayan”lara karşı çıkıyor, o halde İslam’da olmayan başka hususlara da karşı çıkması gerekmez mi? Öyle ya, “İslam’da başörtüsü yok” diyen CHP zihniyeti, kendini “İslam’da olmadığı için başörtüsüne karşı”ymış gibi ifade ediyor. Yani referansı İslam... O halde aynı CHP’nin, “İslam’da olmayan başka şeyler” de var ve onları da tıpkı başörtüsü gibi “takmama”sı lazım, değil mi? Mesela:

İslam’da Laiklik yok, hadi “Laiklik”i reddedin!

İslam’da Kemalizm yok, hadi “Kemalizm”i reddedin!

İslam’da Şeriat yasalarına aykırı yasalar yok, hadi “Şeriat’a aykırı yasalar”ın iptalini isteyin!

İslam’da alkollü içki, fuhuş, faiz gibi münkerat yok, hadi bunların yasaklanmasını talep edin!

İslam’da Kur’an’a aykırı, Sünnet’e muhalif bir hayat yok, hadi hayatınızı Kur’an ve Sünnet’e uygun hale getirin!

İşte böyle... Dinimize rol biçme devriniz geçti, bunu artık hazmedin!

Bir çift sözümüz de “bizim kıyı”dakilere var. Tamam, başı örttük, ama sorunlar bitmedi. Şimdi “karşı kıyı”dakilerin manipülasyonlarına ve dezenformasyonlarına karşı uyanık olma, “tesettür”e uygun yaşama, “kazanımlar”ı elde tutma ve “henüz elde edemediğimiz haklar”ımızı almak için mücadeleden gevşememe vakti.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum
Faruk Köse Arşivi