Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

“Büyük şeytan”la uzlaşma!

“Büyük şeytan”la uzlaşma!

Neler oluyor dünyada?
Neler olmuyor ki!
Hani bir zamanlar dünyayı sarsan “İran İslâm inkılâbı” vardı ya...
O artık sizlere ömür! Huvelbakî…
Gerçi inkılâb fevt olalı epey zaman olmuştu. Kirli siyasetin ezelden beri ustası olan Farisiler bunu saklıyorlardı. Humeyni’nin inkılâbı yaşıyormuş gibi yapıyorlardı.
“Merg berg Amrika!”
Hadi bakalım yine atın bu sloganı: Amerikaya ölüm!
İran nükleer enerji yolunda ilerliyor. Amerika ve Batı da İran’ın bu ilerleyişine harita çiziyor.
Şu günlerde ABD-İran yakınlaşması ne anlama gelir? Devrimden beri kapalı olan ABD büyükelçiliği açılacak demektir. Büyük bir ABD misyonunun İran’a dönmesini bekleyebiliriz.
Peki İran’ın Şiilik siyaseti bu durumdan nasıl etkilenir?
İran inkılâbının İslâm inkılabı değil, İran’ın millileşme hareketi olduğu, bu millileşmede Şiiliğin merkezi yer işgal ettiği söyleniyor. Bunun örneklenmesi de artık güç değil.
İran bu gözlükle, ama tamamen pragmatist bir siyaset takip ediyor. Esed zaliminin bir numaralı destekçisi İran. Bir hayli silahlı güç komşumuz Suriye’de işbaşında. Hizbullah desteği de işin cabası.
ABD Irak’ı işgal etti, Sünnî merkezi devlet çökertildi. Şimdi Irak merkezinde Şii Mâliki oturuyor. Sünnilerin temsili Irak’ta çok zayıf. Bir taraftan kuzeyde Kürt yönetimi var. Şiilik İran’la Irak’ı birbirine bağlıyor. Irak ve Suriye üzerinden Akdeniz’e ulaşılıyor İran.
Ben de ABD olsam, Sünnî İslâm ülkeleri yerine Şiî İran’la iş tutarım!
Suudiler Ortadoğu’nun güç merkezi olma yolunda epeyce mesafe katettiler. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne geçici üye olarak seçildikleri halde üyeliği reddettiler. Hedefleri daimi üyelik. Konsey’de Araplar adına yer almak istedikleri açıklandı.
Herkes bekliyor ki, Suudiler bütün İslâm dünyası adına bir temsilcinin konseyde yer alması için mücadele etsin. Va esefa!
İslâm dünyasında bir temsil sorunu olduğu ortada. Bu nüfusça kalabalık, tabii kaynakları zengin fakat âlemde esamisi okunmayan toplum dünya siyasetinde ciddi bir ağırlık taşımıyor. Türkiye’nin İslâm dünyasına dönüşü konunun yeniden gündeme gelmesini sağladı. Aynı zamanda İran’ın etkisini kırdı. Fakat Türkiye bir türlü İslâm dünyasından arzu edilen kabulü göremedi.
ABD-İran yakınlaşması Türkiye’nin ilk bakışta lehine gibi görünüyor. İran Rusya ve Çin’le birlikte hareket ederek dünya siyasetinde değişik bir rol oynuyor. Suriye meselesinde ABD’nin kimyasal silaha rağmen harekete geçmemesi, yavaş yavaş bu mihvere doğru meylettiğini gösteriyor. Türkiye Suriye konusunda açık düşürüldü. Mısır konusunda durum malûm. Libya, Tunus kaynıyor…
Türkiye âdeta bir yalnızlaştırma siyaseti ile kuşatılıyor. İran ABD ile anlaşıncaya kadar Türkiye ile ilişkilerini dikkatli götürmeye çaba gösteriyordu. Şimdi büyük patronla el sıkıştı, artık Türkiye’ye ihtiyacı kalmadı.
Velhasıl işler karışık!
Büyük şeytan mı İran’ı yanına çekti, İran mı büyük şeytanı bilemiyoruz.
Gerçi çok fark etmez. İran en melek görünümlü zamanında bile bazı zihinlerde tereddüt uyandırıyordu. Şimdi İran’ı öyle gören kalmadı.
Yine de memnun olmalıyız: Bazı radikal İrancılar sürekli ABD ile ilişkilerimizde İran’ı örnek gösterirdi. Al sana örnek!
Büyük şeytanın kolundaki melek olabilir mi?

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi