Ersoy Dede

Ersoy Dede

İdris Bal’ın suçu ne?

İdris Bal’ın suçu ne?

İdris Bal, ihraç talebiyle partisince disipline sevk edildi.. Deniyor ki dershane tartışması nedeniyle.. Geriye doğru çekilip de resmin bütününe baktığınız zaman gördüğünüz manzara öyle değil.. Dershane meselesine yazının en sonunda geleceğim. Ama söylemem lazım ki, Bal ile Ak Parti arasında “duygusal kopuş” çoktan yaşanmıştı.. Hem İdris Bal için hem de Ak Parti için.. Bundan sonrası sadece zarar verecekti. Hem Bal’a hem de Ak Parti’ye…

ÇÖZÜM SÜRECİ İTİRAZI

Daha da evveli var da ben İdris Bal ile ilgili krizi, çözüm sürecinden almak istiyorum.. Hatırlayın atmosferi. Muhalefet dört bir yandan saldırıyordu. PKK içindeki derin PKK çözümün olmaması için elinden geleni yapıyordu. Kafasını bir kaldırsa, derin devlet de yapacaktı da şükür ki kafasını kaldıracak mecali yoktu.. Yurdun dört bir yanına âkîl insanlar dağılmış, Batı’nın da Doğu’nun da kafasındaki kaygıları gidermeye çalışıyordu.. Tam o sırada İdris Bal, akademisyen kimliğiyle bir rapor yazdı. Rapora göre, süreç hiç de beklendiği gibi olumlu neticelenemeyebilirdi.. Süreci iyi götürmek için iyi niyet ve cesaret tek başına yeterli olmayabilirdi.. Raporda, “kötü senaryo” olarak da, “Birleşik Kürdistan’ın kurulabileceği” ifade ediliyordu.. Bu rapor, “kefenimizi giydik de çıktık bu yola” diyen bir Başbakan’ın partisinden çıkacak bir rapor gibi değildi açıkçası..

GEZİ KALKIŞMASI İTİRAZI

Krizin “Gezi Kalkışması” ile ilgili kısmı ise gerçek bir kırılma noktası oldu..  Gezi, Ak Parti için gerçek bir turnusol kağıdı niteliği taşıyordu.. Gezi Tertibi, bizzat Erdoğan’ı darbe ile devirmeye yönelik bir kalkışmaydı.. Tam da böyle bir ortamda, İdris Bal, bir raporu daha paylaştı kamuoyuyla.. “Taksim Olayları Analizi” diye bir rapor.. Hem Erdoğan’ın yanlış bilgilendirildiğini hem de sürecin ilerlemesi sırasında stratejik bir hata yapıldığı yazıyordu bu raporda.. Ve Gezi Kalkışması’nın önemli isimleri ellerinde bu raporla çıktılar hükümetin karşısına.. “Bakın kendi partinizin milletvekili bile ne diyor?” dediler.. Daha da bitmedi.. Gezi Kalkışması’nın devamı sayılabilecek bir Dolmabahçe Camii Krizi yaşadı bu ülke.. Tek tek o iddialara girmeyeceğim. Devam eden süreçte müezzin ile ilgili verilen bir atama kararı ise, İdris Bal’ın şahsi twitter hesabından şöyle eleştirilecekti; “İmamı sürenlere yazıklar olsun. Eğer imam doğru söylediği için sürüldüyse onu sürenlere yazıklar olsun”…

MISIR POLİTİKASI İTİRAZI

Dedim ya ben son birkaç ayı alacağım buraya.. Yerim o kadarına müsait.. İşte o son birkaç ayın içine, Başbakan’ın ekranlarda hüngür hüngür ağladığı Mısır’daki Faşist Darbe de giriyor.. Başbakan başta olmak üzere Türkiye’nin çok önemli bir kesiminin Mısır Darbesi konusunda aldığı pozisyon belli.. Tam bu meselenin en sert geçtiği günlerde Bal’ın yeni bir raporu daha çıktı kamuoyuna.. “Hepimiz Mursi’yiz Her Yer Adeviye” diye haykırdığımız günlerde Bal, hem Mursi’yi hem de Türk dış politikasını eleştiriyordu.. Hafızalardan silinmeyen şu söz önemliydi o raporda yer alan; “Mısır’ı anlayamaz ve ağır eleştirilerimize devam edersek bedellerini ödemek zorunda kalabiliriz”.. Aynı raporda, Mursi’nin de hataları olduğuna dikkat çekiliyordu..

KIZILCAHAMAM SÜRECİ

Ve yavaş yavaş sona doğru geliyoruz.. Önce kızlı-erkekli evler tartışmasında twitter üzerinden yazdığı şu mesaj; “Gündemdeki konu gibi bir düzenleme Türkiye’ye dünyadaki, özellikle Avrupa’daki, algı bakımından sıkıntı doğurur”..  Dahası biliyorsunuz, bu taslak ile ilgili ilk haberi de Kızılcahamam Toplantısı sırasında, bazı gazetelere sızdıran kişinin Sayın Bal olduğu söylenmişti. Bal bu iddiayı sert bir dille reddediyor, elinde bu konuda belgesi olana da hodri meydan diyor. Beyanı esas kabul etmemiz lazım.. Dershaneler meselesine gelince.. Yukarıda saydığım onlarca maddenin yanında, dershane konusunda bir ayrı düşüşün lafı mı olur?. Kalın sağlıcakla

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi